7- Tecessüs

360 219 157
                                    

Kimsesiz olmak, sadece etrafında birilerinin olmaması demek değil; yanında veya yanında olduğunu sandığın kişiler varken de yalnız olabilirsin. Yanımızda birilerinin olması bizim yalnız olmadığımız anlamına gelmez.

Bazen ise yanında kimse yoktur ama yalnız değilsindir.

Belki bu şehirde pek tanıdığım olmasa uzakta annem vardı. Ve bu yanımda olmadığı benim yalnız olduğum anlamına gelmezdi.

Dorukla yemek yedikten sonra eve gelmiştim. Bu seferde yemeği ödemeye çalışmış ama ben kızınca vazgeçmişti. Bugün eğlenmiştim. Hava kapalı iken akşamları tek kalmaktan biraz korkuyordum. Hava kararmıştı. Salonda elimdeki çayımla oturuyordum. Televizyondan gelen kısık sesli bir müzik vardı. Kafa dinlemek hoştu. Dışardan geldikten sonra direk çayımı alıp buraya oturmuştum ve pek bir vakit geçmişti aradan.

Çayımın son yudumunu alıp masaya bıraktım. Kumandayla televizyonu da kapattım. Adımlarımı odama yönelttim. Boy aynamdan kendime baktım. Üstümde siyah pantolon ve siyah beyaz- kareli bir gömlek vardı. Gömleğin bir kısmını pantolondan içeri koydum. Ellerime siyah eldivenlerimi giydim. Ellerimle saçlarıma bir şekil verdim. Dalgalı, kumral saçlarımı geriye doğru attım.

Balkon kapısı açıktı ve yağmur hafiften başlamıştı. Dün gece aklıma gelirken derin bir nefes aldım.

Barlasın yanımda oluşu ve bana sarılışı.

Ağladığımı duyup balkondan odama girmişti, yanımda olmuş ve bana sarılmıştı. Dahası beni omzunda uyutmuş sonrasında yatağıma yatırmıştı. Düşüncesi ile kalbim hızlanmıştı. Balkon kapısını kapatıp odadan çıktım. Ayakkabımı giydim ve kapıyı kitleyip anahtarı cebime koydum. Karşı dairenin önünde durup derin bir nefes verdim ve kapıyı tıkladım.

Gergin bir şekilde yerimde beklerken kısa sürede kapı açılmıştı. Barlas sporcu atleti ve terlemiş bedeni ile önümde durduğunda şaşırdım. Vücudundan spor yaptığı anlaşılıyordu ama onu şuan da böyle görmeyi beklemiyordum. Yanlış zamanda geldiğim için kendime kızmadan edemedim.

"Merhaba. Ben projeye ne zaman devam ederiz diye soracaktım da," diyebildim. Utanmış ve gerilmiştim.

Barlas"Geçsene."

"Ha şey yok. Senin sporuna devam et sonra yaparız."

Saçlarından terler akıyordu. Spor yaptığından olsa gerek kasları daha da belirginleşmişti. Abartılacak derecede kaslı değildi ama kol kasları şekilli ve güzeldi.

Barlas"Bitirmiştim bende. Sen geç keyfine bak, ben duş alıp geliyorum yanına." Geri çekilince gülümseyip ayakkabımı çıkardım. Yanından geçtiğimde kapıyı kapatıp bana döndü. "Mutfağın yerini biliyorsun. Kafana göre takılabilirsin. Açsan bir şey sipariş edeyim veya içecek bir şeyler?"

"Yok aç değilim, sağ ol. Kahve güzel olur, sende ister misin?"

Barlas gülümsemesini yüzüne yerleştirip "Çok iyi olur," dedi.

O odasına yönelirken ben mutfağa geçtim. "Nasıl içersin?" duyabileceği şekilde yüksek sesle seslendim.

"Sade"

Bir kaç dolap açıp baktığımda kahveyi göremedim. Nefesimi üfledim. Duşa girmiş midir? Su sesi gelmiyordu, umarım girmemiştir. "Kahve nerede?" diye seslendim bu sefer.

Kısa bir süre ses gelmediğinde duşa girdiğini sandım. Ardından mutfağın kapısında belirdiğinde bakışlarımı kaçırdım. Hala altında sporcu şortu vardı ama üstünde ki atleti çıkarmıştı. Baklavaları meydandaydı. Utanıp bakışlarımı kaçırdım. Ben duvarın dibinde duruyordum. O bir dolabı açıp baktı. Elinde boş kavanozu çıkardı. "Bulamaman normal çünkü bitmiş. Yenisini almıştım." Benim olduğum tarafa gelince ne yapacağımı bilemedim.

Gece'nin KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin