15- Sığınma

275 173 144
                                    

Medya: Barlas- Kumsal

Güneş doğar, yeni bir gün başlar. Uyandığın andan itibaren yeni şanslar, yeni denemeler, yeni fırsatlar seninle olur. Bunu değerlendirip güzel bir gün geçirmek veya geçirmemek senin elinde. Sana verilen fırsatı değerlendirip gözlerini açtığın andan itibaren güzel bir gün olması için uğraşmalısın. Çaba sarf ettiğinde emin ol ki istediğinden daha güzel bir gün geçireceksin.

Gözlerimi araladığımda parlayan Güneş ile tekrar geri kapattım. Gece perdeyi çekmeyi unutmuştum ve bu sayede güneş direk gözüme giriyordu. Aklıma dün gece geldiğinde hızla yerimden doğruldum ve koşarcasına kapıya yöneldim. Kapı kolunu tuttuğumda eldivenlerim aklıma geldi ve hemen çekmeceme yöneldim.

Elime eldiven geçirmiş, odadan çıkmıştım. Koridorda tost kokusu ile mutfağa gittim. Burada kimse yoktu ama masanın üzerinde bir tepsi vardı. Tabakta kaşarlı olduğunu tahmin ettiğim tost vardı. Yanında küçük tabakta birkaç hap vardı. Tepsinin içinde not görmemle oraya yöneldim. Notu elime alıp içimden okumaya başladım.

"Erkenden çıkmam lazımdı. Notu okuduğun gibi beni ara ki iyi olduğundan emin olayım."

Yazının hemen altında numarası vardı. Yüzümde oluşan kocaman gülümseme ile notu geri bıraktım. Belki daha çıkmamıştır diye salona gittim. Olmadığını gördüğümde dudaklarımı düzledim. Bana hazırladığı tepsi ile sabah sabah moralim yerindeydi. Koşarak odaya gittim ve telefonumu elime aldım. Nottaki numarayı tuşladım ve kaydettim. Adının üstüne basıp heyecanla kulağıma götürdüm. Kalbim hızlı atarken ben ne diyeceğimi düşünüyordum. Bu bizim ilk telefon konuşmamızdı ve bu farklıydı. Onun sesini duyduğumda elimi kalbime götürdüm. Ne diyeceğimi bilmesem de dilimden birkaç şey dökülmüştü. 

"Barlas, ben Kumsal. Aramamı yazmışsın." 

"Evet, merak ettim. Nasılsın?" Kalın, sert sesini duymamla kendimi yatağa attım. Sesi çok mu güzeldi yoksa bana mı öyle geliyordu? Bence gayet güzeldi. Hem de çok!

"İyiyim, sen?" Şuan karşımda olmadığına şükrettim. Bu heyecanlı halimi görse çocuğun benden korkacağını belliydi. "İyiyim, tostunu yedin mi? Sonrasında ilaçlarını içmen lazım."

"Birazdan yiyeceğim. Nefis gözüküyor, ellerine sağlık." Yanımda olmasa da her zamanki gülüşünü telefondan işitebilmiştim. Onunla konuşurken yatakta uzanıyor, ayaklarımı yataktan aşağı sallıyordum. Bir yandan tavana bakarken bir yandan heyecanla onu dinliyordum.

"Afiyet olsun. Annem sana bu günlük rapor yazmış, zaten yarın hafta sonu bu şekilde iyice dinlenmiş olursun." Rapor yazdığından haberim yoktu. Halsiz hissettiğimden hiç sesimi bile çıkarmadım.

"Tamam. Sana kolay gelsin." Stajdaydı ve onu çok tutmak istemiyordum. Birilerinin ona kızma ihtimali bile kötüydü. 

"Saol," dedi. Telefonu kulağımdan çekip önüme tuttum. Hemen kapatmadım, bir iki saniye bekledim. Telefon kapandığında derin bir nefes verip, gözlerimi kapattım.

Bu kadar heyecanlanmama gerek yoktu. Kendime bazen anlam veremiyordum.

Yerimden kalkacağım sırada zil çaldı. Kaşlarım çatılırken kimin geleceğini sorguladım. Kimseyi beklemiyordum. Yerimden kalkıp hızla kapıya gittim. Açtığımda karşımda Zalide teyzeyi gördüm. Alt katta oturan yaşlı teyzeydi.

Elindeki tabakla kaşımda durmuş bana bakıyordu. Gözleri alnıma gittiğinde gözleri irileşti. "Aman kızım, ne oldu?" Telaşlı sesini kulak ardı ettim. 

Ona gülümseyip, "İyiyim, sadece bir kaza." dedim. Gözlerini bütün vücudumda gezdirip başka yara alıp almadığıma baktı. Bir şey olmadığını gördüğünde yüzü rahatladı.

Gece'nin KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin