"Kusursuz bir cinayet için en doğru yer neresidir?"
**
"Kusura bakmayın, rahatsız ettim sizi de." deyip elimdeki kahveyi yudumladım. Kerem Ulu tebessüm etti. Kahve makinem yoktu ve bu 7. daireye girmek için harika bir fırsattı. Tahmin ettiğim gibi bana kin beslemedi, kahve isteğime karşılık hiç düşünmeden evine davet etti. Belki de sadece azgın bir piç olduğu içindi. Zaman gösterecekti. Ona hissettiğim nefret duygusunu bile bastırmıştım. Onunla ilk defa tanışıyormuş gibi. Aslında benim onun kim olduğunu bilmem bizi tanışık yapmıyordu. Bu ilk tanışmamızdı.
"Sorun değil, benim de canım sıkılıyordu zaten." dediğinde tebessüm ettim. Kumral, dalgalı saçları vardı ve boyu da yaklaşık 1.83 civarlarındaydı. Kirli bir sakalı ve üzerinde vücut hatlarını belli eden bir kazak vardı. Eğer duygularıma yenik düşseydim kahve bardağımı mutfağa bırakmak için ısrar ederken bir tane de bıçak alırdım elime. Yaklaşık üç yerinden bıçaklardım. İlk olarak karın boşluğunu. Hayır, hayır. İlk önce aldığı notlara bakardım. Sağ elinin orta parmağında sürekli olarak not tuttuğuna dair bir oyuntu vardı. Herkeste olurdu. Belki de intihar süsü verirdim ve dış kapıyı içeriden birkaç kez kitlerdim. Sağ elini kullanan birisi tabancayı da sağ elle tutardı. Balkonundan mutfağıma geçmek zor olurdu yine de yapardım. Kafanı topla, henüz vakit var.
"Perihan Teyze sizi fazla sıktı mı?" Bir yandan kitaplığı incelerken bir yandan muhabbet kurmaya çalışan adama cevap veriyordum. Sanırım o taşındığından beri ev sahibim baş belasıydı.
"İnsanlarla sohbet kurmakta pek iyi değilimdir. Peri Hanım da anladı herhalde, çok üstelemedi." dediğimde gülümsedi. Güzel bir gülümsemesi vardı. İnsanların gülümsemesi sadece bir saniyeliğine içlerindeki karanlığı aydınlatırdı.
"Arada saçmalayabilir ama özünde harikadır. Alışırsınız." dediğinde başımla onayladım. Aslında alışmaya pek niyetim yoktu ama eğlenecek gibiydim, çünkü bu adamla sohbet kurabilmek çok basitti. Onu okuyabilmek de bir hayli kolaydı. Umarım her şey aynı kalırdı.
"Yalnız mı yaşıyorsunuz?" diye sordum. Yalnız yaşadığı banyonun önündeki tek çift terlikten ve asılı olan yalnızca bir anahtar olmasından belliydi. İnsanların anladığı şeyleri sormasına anlam veremiyordum. Sanırım ben de bunu yapacaktım.
"Evet. Ailem İzmir'de yaşıyor, tek kardeşim zaten." Aslında tahminini yapamadığım bir şey vardı. Yaşı. Asıl üzerinde durduğum şey zaten buydu. Şu an onu burada öldürebilme şansım varken abim hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum. Kaç yaşında öldürdü onu, neden yaptı, hiç pişman oldu mu? "Kendinizden bahsedin lütfen." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı. İncelediğim rafa yasladı sırtını. Yapılı vücudu tam karşımda duruyordu. Dudağının kenarıyla gülümsedi. Şey... Sanırım benimle flört ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Ölümcül Günah
Romance"Beni bu dünyaya sığdıramadınız..." ** "Teşekkürler Raif Bey, harikasınız..." Kendi kendime mırıldanırken bir yandan da Raif Bey'in getirdiği poşetteki isteklerime bakıyordum. Halat ip almıştı, şu an aklımda kullanmak yoktu ama ne zaman neyin işe ya...