Çilek Kokusu

8 4 0
                                    

Selam herkese. Sizlerle bölümden önce şunları konuşmak istiyorum. Öncelikle ülkemizin durumu pek de iyi değil. İçinde bulunduğumuz durum Corona olsa da insanlarımız bunu fırsat bilerek ülke ekonomisine büyük zarar veriyorlar. Bunu okuyanlardan büyük bir miktar olmasa da bağış yapmasını ve kronik hastalığı olanlara yaklaşmamasını istiyorum. Gerekmedikçe evden dışarı çıkmayın. Ailecek yapabileceğiniz en eğlenceli etkinlikler henüz bilmedikleriniz. Bu hastalığı yenmek için birbirinize tutunun. Ailede kavga eden bireyler varsa onları durdurmaya çalışın. Bu durumda negatif enerji insan sağlığını tehtid etmekte. Kavga eden bireyler sizi dinlemiyorsa elinize bir bardak su, başınıza kask ya da boş büyük kase ve diğer elinizde bir sopa, sopa yoksa süpürge, alıp kavga alanına gidin. Bireylere suyu dökün. Onlara deyin ki:

-Ülkemizin bize ihtiyacı var! Siz burada kavga ediyorsunuz! Bir gün, bu anlarınızda kavga ettiğinize pişman olacaksınız çünkü kavga edebileceğiniz biri kalmayacak!

Evden dışarı çıkmamanızı, zincirin halkaları gibi hareket etmenizi istiyorum. #EVDEKAL.

Başımı kaldırdım. Pardon kaldıramadım. Aşırı üşendim. Etrafıma baktığımda yatağımda olmadığımı fark ettim. Nerede olduğumu çıkarmaya çalışıyordum.

"Uyandın mı?" başımı bana seslenen kişiye çevirdim. Ah, iyi ki de Bora'ydı.

"Yok uyuyorum!" bana çok komik bakışını attı.

"Neresi burası?"

"Bizim ev!" gözlerine baktım. Onların evinde ne işim vardı?

"Hadi gel, sana kahve yaptım!" gözlerine kuşkuyla baktım.

"Neden bu kadar mesafelisin?" derin bir nefes aldı.

"Çünkü iki gün sonra sana sakladığım her şeyi anlatmak zorunda kalacağım. Yokluğunda intihar etmemek adına en azından mesafeli davranıyorum!" gözlerim şaşkınlığın verdiği yetkiye dayanarak kocaman açıldı.

" Söyleyeceğin ne olursa olsun asla seni terk etmem! " bana eminim bakışı attı ve dışarıyı seyretmeye başladı.

"Cumartesiyi birlikte geçirmek istiyorum! Ne dersin?"gözlerinden bir parıltı geçti.

"O zaman bu gün ayrı dolaşalım, ne dersin?" başımı onaylar anlamda salladım. Ben de kalkıp yukarı çıktım.

"Kızım neredeydin gece?" annem tepemde belirince derin bir nefes aldım. Baş parmağımı dişime götürüp yukarı ittim.

"Bu cevap değil!"

"Bora'yla birlikteydim! Oldu mu?" gözleri büyüdü ve beni süzüp kontrol etmeye başladı.

"Sana ne yaptı?"

"Kim?"

"Bora'nın babası!"

"O piç mi? Görmedim bile!" dediğimde rahat bir nefes verdi.

"O adamın sana yaklaşmasına izin verme!" ona gözlerimi devirdim. Yukarı çıkıp siyah kot şort ve beyaz bol yarım tişört giydim. Saçlarımı düzleştirdim ve bileğime toka takıp açık bıraktım.

"Giyindin mi?"

"Gel, Bora! Çatladı çünkü!" başını odadan içeri uzattı.

"Birinin doğum gününü mü unuttuk?"
dediği söz ile biraz düşündüm.

"Dün Sezen'in doğum günüydü ya!" ona mal gibi baktım.

"Unuttuk lan!"

"Hediye almaya gidelim bugün. Akşam toplanma bahanesiyle kutlarız, ne dersin?" başımı onaylar anlamda salladım. Dudağıma mat mor rujumu sürdüm ve çantamı hazırladım.

Ufuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin