Şizofrenliğin Tutuyosa Şizo Dememezler

8 4 0
                                    

Ceyda Karan

Gözlerimi yavaşça araladım.

"Uyandın mı?" Çağatay'ın sesini duyunca ellerimle gözlerimi ovuşturdum.

"O uyandı mı?" dedim umutla.

"Hayır, fakat sen daha uyusan iyi olur! İki saattir uyuyorsun."

"Ameliyat ne zaman bitti?" diye sordum umutla.

"On dakika kadar oldu. Doktorlar seninle konuşmak istediler." dedi koltukta yanıma oturarak.

"Hayatım duvara çarpan bir zar içinden ne geçerse o yalan çünkü bu kumar!" dedim üzüntüyle.

"Lanet olasıdır huyu!" dedi o da No1den alıntı yaparak.

"Sen neden buradasın?" diye sordum yataktan kalkarken.

"Birinin seni oraya götürmesi gerekliydi!" dedi umutluca.

"İzin verirsen giyineceğim!" dedim kapıyı işaret ederek. Onayladı ve çıktı. Ben de siyah deri eteğimi ve kırmızı ince kazağımı giydim. Yakama da aile yadigarı örümcekli kırmızı broşumu taktım. O an durup aynaya baktım. Herhangi bir mimik oynatmasam da sanki aynadaki yansımam ağlıyordu. Gözlerimi hafifçe kırptım. Bu sefer gülüyordu.

"İşin bitti mi?" sinir bozucu sesi duyunca sinirle nefes verip bağırdım.

"Çatladın çünkü gir!" dedim. Aynaya döndüğümde yansımamın güldüğünü gördüm. Arkasındaki gölge yere çökmüş ağlıyordu.

"Neden aynaya öyle bakıyorsun?" dediğinde yansımam normale dönmüştü.

"Sanki Doğa'nın kaza geçirmesine hiç üzülmemiş gibi hissediyorum." dedim hala aynaya bakmaya devam ederken.

"Çünkü içten içe biliyorsun ki o bu şekilde asla ölmez. Ayrıca sen duygularını içinde yaşayan birisin!" dedi ellerini omzuma koyarak.

"Nedense beni iyi tanıyan tek kişi sensin! İnsanların ruhlarına ve duygularına dokunuyorsun!" dedim aynadan ona bakarak.

"İnsanları iyi tanımak hobimdir!" dedi beni kendine çevirirken.

"Benim hızlı hazırlanmam lazım. Sonra Doğa'ya kıyafet almaya gideceğiz!" dedim önünden çekilip Doğa'dan aldığım Mac kırmızı ruju sürdüm.

"Ben arabadayım!" dedi kapıya doğru ilerlerken. Başımla onayladım ve telefonumu siyah çantama atıp kapıya doğru ilerledim. Kırmızı üzerinde sahte serpent simgesi olan kot ceketimi ve aynı renk ayakkabılarımı giyip çıktım.

"Seni kırmızı görmeyi özlemişim." dedi beni hafifçe süzerken.

"Çok komiksin!"dedim moralimin bozuk olduğunu belirten bir sesle.

"Hadi bin!" dedi arabaya bindiğinde. İç sesim binsene mal dese de el salladım ve yürümeye başladım.

"Gelsene!" dedi camdan.

"Yağmurda yürümek istiyorum. Yaz yağmuruna bayılırım!" dedim. Arkamdan sabır dinlendiğini biliyordum.

"O zaman seni Doğa'nın evinden alırım!" dedi ve gaza bastı. İşte o an duygularımla baş başa kalmıştım. Gülümsemeyi bıraktım ve koşmaya başladım. Koşarken ağlıyordum.

"Ceyn!" arkamı döndüm ve arabasının önünde kollarını kavuşturmuş bekleyen Çağatay'a baktım.

"Çağatay!" dedim ve ona doğru koşmaya başladım. Benimle beraber harekete geçti ve bana doğru koşmaya başladı. Sonunda kucağına atladım kollarımı boynuna doladım. Kollarını sırtıma doğru sardı ve başını omzuma koydu.

Ufuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin