Multimedya Pomeraian boo
Sanırım final olabilir arkadaşlar bu bölğm çünkğ hesabımda sorunlar oluşmaya başladı ve ben yeni bir hesap açmak istiyorum kendi e-postama. Umarım beni desteklersiniz o hesabı açtığım ilk an kendi ismimi kullanacağım ve kendimi takibe alacağım.Sonunda görev verdiği ormandaydık. Lan biz niye ırgalamıyoruz ki! Ormanda kurtların ağzından et mi alacağız!
"Kağıdı ne yapmış olabilir ki?" diye sordu Ahenk. Öğlen oluyordu ve orman fazla ıssızdı.
"Ormanın ortasına doğru ilerleyelim!" dedi Dicle. Hepimiz onayladık ve ormanın ortasına doğru tetikte ilerledik. Ahenk her an ok fırlatacakmış gibi, ben elimdeki muştayı birinin kafasına geçirecekmiş gibi, Dicle ateş edecek gibi ve Sezen de bıçaklayacak gibi ilerliyorduk. O sırada ormandaki ağaçlar sıklaşmaya başlafı. En önde ben ilerliyordum, ve aniden bastığım yer bir çukura dönüştü. Ben aşağı kaydığımda çukur bir kaydırağa dönüştü ve ben çığlıklarım eşliğinde bir mindere düştüm. Benim kaydığımı gören kızlar da teker teker kaymaya başladılar. Ben ayağa kalktığımda kızlar da teker teker düştüler ve ayağa kalktılar. İçerisi karanlıktı. Birden duvarlarda meşaleler teker teker yanmaya başladılar. Hepsi yandığında biz ayaklanmış etrafa bakıyorduk. Sonuncusu yandığında karşımızda iplerle sandalyeye bağlanmış bir Yeşim bulmayı beklemiyordum.
Elleri ve ağzı bağlıydı. Gözleri kapalıydı.
"Ne bu hız, yarına kadar bekleseydiniz keşke!" diyen sesle hemen hazır hale gelip o adama döndük. Dicle direkt olarak silahın emniyetini açtı, Ahenk oku yayına yerleştirdi. Adam ellerini teslim olur gibi kaldırdığında ona ters bir bakış attım.
"Seni getirmek için kaçırdım arkadaşını, bugün doğum günün ve senin hediyeni vermek istedim!" dedi ve arkadan gelen bir adamın getirdiği paketi eline alıp bana uzattı.
"Almazsan arkadaşını da alamazsın!" dediğinde bakışlarımı paketten alıp yüzüne çevirdim.
"Önce arkadaşımı istiyorum!" dediğimde bir el işareti yaptı. Birisi gelip Yeşim'in ağzını ve elini çözdüğünde o irkilerek uyandı. Çözüldüğünü ve bizim orada olduğumuzu fark ettiği anda ayağa fırladı ve koşup Ahenk'e sarıldı.
"Paketi evde aç!" babamın dediği şeyden sonra tüm meşaleler tekrar söndüler ve küçük bir ışık sayesinde bir merdiveni fark ettik.
"Hızlıca dönelim yanlarına!" dedim ve yukarı çıkmaya başladım. Elimde hala hediye duruyordu.
Sonunda arabaya gelmiştik ve herkes sessizdi. Yeşim Ahenk'in omzuna başını yaslamıştı, Dicle benim yqnımda önde oturuyordu ve şu lanet olası ormandan sonunda uzaklaşmıştık. Arabada sessizlik hakimdi, kimse konuşmak istemiyordu.
...
Eve gelmiştik ve biz üstümüzdeki kıyafetlerden kurtulmuştuk. Salonda oturmuştuk ve dışarı çıkmak için hazırlananları bekliyorduk. Herkes geldiği zaman ise çıkmadan önce konuşmam gerektiğini anladım.
"Çocuklar... oradayken, babam bu kutuyu bana verdi. Güya doğum günü hediyesi!" dedim ve herkesin tek tek gözlerine bakarak sessizce onaylarını aldım. Elim paketin ipine gitti ve sarı şeridi çekip açtım. Siyah kutunun kapağını da açtım ve içindekine baktım. İçinde iki tane yavru köpek vardı. Yanlarında da bir not...
"Bunlar nasıl bu kadar sessiz durdular?" diye sordum ve elimi köpeklerin üstüne koydum. Aniden sıçradılar ve havlamaya başladılar.
"Biri sibirya kurdu i diğerini anlamadım." dedi Ayaz bir köpeği eline alırken. Diğer köpeğe baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuk
SpiritualBen sadece çocukluk arkadaşını üç yıl sonunda unutmuş liseli bir kızdım. O geri geldiğinde ne bileyim birine imzalattığım bir kağıtla onun sayesinde elbise giyeceğimi? İkizimi ve babamı ararken onun benim çocukluk arkadaşım ve babamın tamamen bir or...