Ceyda Karan
Gözlerimi açmakta zorlandığımı fark edene kadar türlü şekillere girmiştim.
"Uyanıyor!" Bora'nın soluk sesini duyunca gözlerim daha hızlı açıldı.
"Bora, bu sen misin?" piç gibi sırıtmaya başlayınca korkmuştum.
"Ben gerçek değilim!"
"Nesin sen?" sesim sanki bana ait değildi.
"Ben senin vicdanınım! Ve sen de biliyorsun, Doğa ölecek!" dedi ve arkasından bir ayna çıkardı. Aynada o kanlı halimi görmüştüm. Korkuyla çığlık atmaya çalıştım. Sesim çıkmıyordu. Hareket edemiyordum.
"Ceyda!" aniden başımı kaldırdım.
"Dur yavaş kalkma!" Çağatay'ın sesini duyunca yavaşça geriye doğru uzandım. Bana sinirli bir bakış attı. Ama bu çocuk sinirlenince aşırı derecede korkutuyor ya!
"Ne?" dedim başımı hafifçe ona doğru çevirip.
"Ben dediğimde başlasaydın şimdi hastane odalarında zorla durmak zorunda kalmazdın!" gözlerimi büyütüp ona baktım.
"N... Ne demek... B... Bu?" diye sordum titreyen sesimle. Yüzündeki ifade yerini alaycı ve zafer kazanmış bir ifadeye bıraktı.
"Geliyorum!" dedi ve odadan çıktı. İki dakika sonra yanında bir doktorla geldi.
"Bana zorla tedavi mi uygulanacak?" kadın başını olumsuz anlamda salladı.
"Sana senin isteğinle tedavi uygulanacak!" gözlerimi büyüttüm. Dediklerini tam olarak kavradığım an gözlerim karardı ve başım tekrar yastıkla buluştu.
Çağatay Kaya
Ceyda bayıldığı an benim de dünyam kararmıştı. Bildiğim bir şey varsa o da
asla eskisi gibi olmayacak olan bakışlarıyla karşılaşmak istemiyordum.Doktor kolundaki serumu iyice ayarladı ve bana döndü.
"Tedaviyi hala istiyor musun?" başımı onaylar anlamda salladım. Doktor odadan çıkınca Ceyda'nın yanına kuruldum. Elini ellerimin arasına aldım.
"Özür dilerim! Sana bunları yaşattığım ve yaşatmaya devam edeceğim için!" dedim. Yanaklarım ıslanmaya başlamıştı. Fakat şu an daha büyük dertlerim vardı.
Sezen Uyar
Doğa'nın odasının önünde sağa sola turluyordum. Kayra ve Meriç omuz omuza vermiş uyuyorlardı. Ekim ve Hayat'ın yüz yüze gelemedikleri buradan da belli oluyordu. Fakat onlarla ilgilenemeyecek kadar bitmiştik.
"Kayra!" dedim başımı kendisine çevirip. Bana başını çevirdi.
"Gel biraz hava alalım!" dedim yanına gidip. Başını onaylar anlamda salladı. Meriç ile asla anlayamayacağımız bir anlamla bakıştılar ve geldi.
"Ceyda nerede?" diye sordum etrafa bakınıp.
"Odasına uğrayalım!" onu onayladım ve gösterdiği yolda ilerlemeye başladım. Bir kapının önünde durdu. Kapıyı çaldı ve kolu indirdi. Fakat kapı açılmıyordu.
"Ben denemek istiyorum!" dedim ve onu çekip kapıya tekme attım. İçeriden Çağatay'ın sesini duyunca ikimiz de kapıya vurmaya ve açsana kapıyı diye bağırmaya başladık.
Ceyda Karan
Gözlerimi hafifçe araladım ve etrafa baktım. Saçlarım yüzümü kaplamıştı. Elimle saçlarımı çekmeye kalkıştım. Fakat ellerim ve ayaklarım zincirlenmişti. Kapı ısrarla yumruklanıyordu ve kızlar kapıyı açın diye bağırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuk
EspiritualBen sadece çocukluk arkadaşını üç yıl sonunda unutmuş liseli bir kızdım. O geri geldiğinde ne bileyim birine imzalattığım bir kağıtla onun sayesinde elbise giyeceğimi? İkizimi ve babamı ararken onun benim çocukluk arkadaşım ve babamın tamamen bir or...