Fatih

6 3 5
                                    

Mullltimedya Jade'in gelinliği ama siyah düşünün muhahahah!

Yorgunluktan bitik bir halde elimdeki poşeti kenara fırlattım. Kızlarla karar vermiştik ve Yeşim'in vazgeçmesi için gereken her önlemi almıştık. Onu ve ailesini zar zor ikna edip garsonluk yapacaktık ve bunun için şık kıyafetler almaya gitmiştik. Birazdan da Yeşim'e gelinlik bakacaktık. Dinlenme adına gelmiştik ve bu sırada hala Bora'nın odama gelmesini bekliyordum. O sırada kapı açılınca ona ters bir bakış attım.

"Söyledi değil mi sana?" diye sorduğunda cevap vermeden makyajımı silmeye devam ettim.

"Doğa, şunu yapma!" sesini birden yükselttiğinde dudağımı tamamen temizledim ve elimdeki pamuğu çöpe attım. Dönen sandalyeyi ona doğru çevirdim ve gözlerine boş gözlerle bakmaya başladım.

"Doğa, benim başka seçeneğim yoktu, hala da yok!" dediğinde gözlerimi devirip bütün makyajımı temizlemeye koyuldum. Bir ande belimden çekilip ayağa kaldırılınca şok içinde Bora'nın gözlerine baktım.

"Lütfen, en azından dinle!" dedi yalvaran tonuyla. Onu yalvartmak hoşuma gidiyordu.

"Ne diycen ki? İstediğin kadar yalvar bir süre yüzünü görmek istemiyorum!" dedim ve yüzümün yanında tuttuğu bileklerimi ondan kurtarıp bütün makyajımı temizledim. Masamdan kalktım ve sırt çantamı sırtıma taktım. Başka renk bir ruj sürdüm ve odadan çıktım. Odamda yatağıma çöküp ağladığına yemin edebilirdim.

"Doğa, hadi!" kızların uyarısına kulaklığımı cebimden çıkararak karşılık verdim. Üstümde beyaz bol bir tişört, altımda siyah yüksek bel kot ve aynı renk ayakkabı vardı. Saçlarımı atkuyruğu yapmıştım ve dudağıma bordo bir ruj sürmüştüm. Tişörtün ön kısmını pantolonumun içine geçirmiştim ve belimde siyah deri bir kemer vardı. Aynı şekildeki çantam sırtımdaydı ve mavi kulaklığımı takmıştım.

Kızlarla yürüyerek birkaç metre ötedeki gelinlikçiye girdik. İçerisi mükemmel değildi fakat ben de ilk kez gelinlik bakmaya geliyordum. İçeriye ufak bir göz gezdirdiğim sırada yanımıza bir kadın geldi.

"Yardımcı olabilir miyim?" diye sordu, sarı kıvırcık saçlarını omzundan geriye atarken. Büyük mavi gözleri ve dolgun dudaklarıyla çok güzeldi. Yine de ağır bir makyajı vardı.

"Biz, arkadaşımız için gelinlik bakıyorduk da!" diye açıklama yaptı Melek. Dicle Yeşim'i öne doğru ittikten sonra bileğindeki bordo saate baktı.

"Benim gitmem lazım, Fatih'i karşılamalıyım!" dedi ve bize göz kırpıp gitti. Gelirken eczaneye de uğrayacağını anlamıştık ve birkaç kişi olarak sinsice sırıtıp kadının gösterdiği modelleri incelemeye başladık.

"Öncelikle nasıl bir şey istersin tatlım?" kadın sıcak gülümsemesini yüzünden ayırmadan Yeşim'in gözlerine baktı.

"Aslında aklımda bir model yok, ama kabarık veya abiye tarzı daha iyi olur, çünkü bacaklarımı fazla kullanan biri olduğum için dar kesimlerde rahat edemeyebilirim!" Yeşim'in sözlerinden sonra kadın gülümseyerek bizi arka tarafa götürdü ve kabarık gelinliklerin olduğu odanın kapısını açtı. Jade odaya göz gezdirdi ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Sanırım biraz dar deneyebilirim!" dedi ve içeri geri döndü. Kızlarla oflayıp yanına gittiğimizde taşlı bir elbiseyi tutuyordu. Kızlar densene tarzında sesler çıkardığında Yeşim içeri kafından onay alınca kabine girdi.

"Kızlar benim size bir şey söylemem lazım!" Melek biraz utangaç bir tonla konuştuğunda Sezen öne atladı.

"Ateş seni öptü değil mi!" dedi kendinden emin bir sesle. Melek şokla ona bakarak başını salladı. Hepimiz kahkahayı bastığımızda Melek utançtan kızarmıştı. Kayra kolunu Melek'in omzuna atıp sarhoş taklidi yaptı.

Ufuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin