PG-1

282 143 115
                                    

"Umut etmeli insan yeni yaşamına,yeni şehrine."

"Aniden gözlerimi açıp bulunduğum odaya baktım. Tam karşımda annemin çizdiği bir portre, yan tarafında hayata tutunmamı sağlayan kitaplarım, hemen önünde dün gece neler yaşadığımı hatırlamama yardımcı olan bira şişeleri vardı.

Kan ter içinde kalmıştım. Berbat bir kabus görmüştüm senelerdir gördüğüm gibi. Bir türlü kurtulamıyordum. Kabusum her seferinde o anı yaşıyormuş gibi hissettiriyordu. Bir kaza yapmıştık. Annemi orada kaybetmiştim. Babam babam ise hayattaydı,ve beni hayatta tutan da o'ydu.

Yataktan doğrulup annemin çizdiği portreye dokundum. Karşımda onun çiziminin olması biraz da olsa yanımda hissetmeme yarıyordu. Başımı yan taraftaki cama çevirdiğimde cama hızla çarpan yağmur damlaları bana hiç yardımcı olmuyordu. Bana o kazayı hatırlatıyordu. Bu kaza ne kadar kendi kendine oldu dense bile ben buna inanmıyordum. Ama bunu kanıtlayamazdım.

Belki de sadece paronaya yapıyordum. Başımı hızla iki yana sallayarak kalkıp,saçımı at kuyruğu yaptım.

Dolabımın önüne geçtim. İçinden bir tişört ile mom jean pantolon aldım. Üstümü değiştirdikten hemen sonra mutfağa ilerledim. Babam orada oturuyor ve kahvesini içiyordu.

Gördüğüm kabustan etkilenmiş olmalıyım ki babama sıkıca sarıldım. Sanki biri her an onu kollarımın arasından alıp götürecekmiş gibi.

Babam "Benim güzeller güzeli kızım uyanmış mı? Leyal yine kabus mu gördün?"dedi

Beni çok iyi tanıyordu. Her zaman babamla aram iyiydi ama kabus gördüğüm günler ayrı davranıyordum daha hassas ve sevgi dolu.

"Evet ama şuan bunu konuşmak istemiyorum. Sonuçta yarın gireceğim büyük bir sınavım var değilmi?"dedim. Kahvaltı etmeye başladım.

Babam "Leyal sınava hazır olduğunu düşünüyor musun? "Diye benim aylardır kaçtığım bir soruyu yöneltti.

"Düşünsem de düşünmesem de başarmak zorundayım, Bursa'da kaldığım her gün daha da zorlaşıyor herşey biliyorsun ayrıca bir hayalimiz var bizimkiler ile"dedim ve gülümsedim.

Babam "Biliyorum ama kendini çok strese sokmanı istemiyorum. Hiçbirşey senden önemli değil öncelikle bunu bil. Ayrıca biliyorsun ki özel üniversite'ye de gidebilirsin."dedi.

"Biliyorum ama şansımı denemek istiyorum, ve bil ki baba sende benim için çok önemlisin."dedim. Gözlerim dolmuştu ve nerdeyse ağlamak üzereydim. Hemen toparlandım ve babama bir öpücük verip bahçeye çıktım.

Yağmur durmuştu. Hatta güneş bile açıyordu. Ah yaz yağmuruydu sonuçta, havanın dengesizliğini bazen kendime benzetiyordum. Birkaç dakika sonra bizimkilerin geldiğini görmemle, onlara koşmam bir oldu.

Bizimkiler Mehir, Ayza ve Berkin. Hayatımın her anında en dipteyken de en yukardayken de hep onlar vardı yanımda. Hep bir kardeşim olmadığı için şikayet ederdim ama onların öz kardeşten farkları yoktu.

Hepsine tek tek sarıldım ve "Erkencisiniz, Mehir'i nasıl uyandırabildiniz çok merak ediyorum."dedim ve güldüm. Mehir benim çok uzun zamandır tanıdığım biriydi, çok uykucu,aynı zamanda korumacı,gerektiği yerde bir anne oluyordu ve aşka çok fazla inanıyordu.

PUSUDAKİ GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin