"Ben çirkef değilim Karan.!"
Tam en önemli yerde kapı çalmıştı. Karan herşeyi anlatıyorken bana güveniyorken. O kadar çaresiz duruyordu ki o kavga ettiğim adamın yerine korumasız bir çocuk gibi yatıyordu dizlerimde. O an acısını almak paylaşmak çok isterdim dinliyordum evet ama acısı azalmıyordu.
Feza ile çok iyiyken Feza'nın şimdi acı çektirmesi saçmalıktı. Barlas ile bağları neydi neler olmuştu aklımda o kadar çok soru vardıki..
Karan kalkıp kendine çeki düzen verdi. Kimsenin karşısında güçsüz görünmek istemiyordu. Ve bu yanını bana açmış olması beni ne yalan söyleyeyim mutlu etmişti.
Koşarak kapıyı açtığımda karşımda Doğay abiyi ve Yoncayı gördüm. Gözlerinden onlarında çok yorgun ve düşünceli oldukları belli oluyordu. Bana gülümsedikten sonra Doğay abi Karan'ın yanına ilerledi ve sarıldı. Gerçekten abi kardeş gibi görünüyorlardı. Benim hiç kardeşim olmadığı için böyle sahneler hep etkilerdi beni.
Yonca omzuma dokunup "Hadi onları biraz yalnız bırakalım."dedi. Aslında onları dinlemek Karan'ın yanında durmak istesemde yalnız kalmaları gerektiğine hak vererek mutfağa ilerledim. Yonca "Hadi birşeyler yapalım malum çok yoruldu herkes dünden beri birşeyler yiyip dinlenmek iyi gelir."dedi. Ben "Yonca Barlas'ı tanıyor musun? "diye sordum. Başka kimden öğrenebilirdim ki? Yonca derin nefes alarak "Sadece Karan'dan duyduklarım yakından tanımıyorum."dedi. "Peki Karan ve Feza ile ilgisi ne neden sürekli Karan'a saldırmaya devam ediyor?"dedim. Ardarda soru soruyordum ama başka şansım yoktu belki birşeyler bilirsem Karan'a daha çok destek olup yardım edebilirdim. Yonca dolaptan birşeyler çıkarırken "Nefes al biraz ben kaçmıyorum"dedi ve güldü. Gergin havayı dağıtmaya çalışır bir hali vardı. "Bence bunları sana Karan'ın anlatması daha doğru çünkü anlamışsındır çok derin hassas konular."dedi ve göz kırptı. "Evet haklısın farkındayım ama ben de Karan için sordum daha çok yanında olabilmek için."dedim.
Bana dönüp "Neden Karan'ı bu kadar önemsiyorsun? Karan senin için ne anlam ifade ediyor ki?"dedi. Yüzünde muzip bir ifade vardı. Beni sorguya çeker gibiydi ve bundan keyif alıyordu. "I-ııı biz birşey değiliz sadece aradı çağırdı bende yanına geldim ve gitme dedi kötü olduğu için yanii napsaydımki"diye saçmaladım. Ah Leyal ah daha çok batırdın kendini. Dudaklarımı yemeye başlamıştım ki Yonca bana gülmeye başladı. "Tamam tamam daha çok üstüne gitmeyeceğim ama bu burada bitmedi. "Dedi ve gülümseyerek yemek yapmaya devam etti.
Mutfak kapısından bir anda Karan ve Doğay abi çıkageldi ve Doğay abi"Neye gülüyorsun bu kadar Yoncam bizde gülelim? "Dedi. Korkuyla Yonca'nın gözlerine baktım. Bana güven der gibi baktı ve "Leyal bana eski anılarını anlatıyordu ve nasıl tanıştığımızı sordu sorusuna güldüm. "dedi.
Rahat bir nefes alarak gülümsedim. "E ben anlatayım o zaman."dedi Doğay abi. Hepimiz ona döndük ve dinlemeye başladık. "Benim çok kötü olduğum bir ara vardı.Hayatımda yaşadığım en kötü şeyler üst üste gelmişti. İntihara kadar gideceğim bir ara. Leyal zamanla anlarsın sende diğerleri biliyor ayrıntılı. Sonrasında yine çok kötü olduğum bir gün bir dövmeci gördüm. Hayattan gitmeden önce vücuduma her baktığımda aklıma gelmesi için bir dövme yaptırma kararı aldım. Dövmeciden içeri girdiğimde Mavi saçlı bir piercingli bir kız vardı. O sıralar böyle şeylerden çok uzağım. Ne kadar garip ne kadar farklı bir kız diye düşünürken oturdum. "Nasıl bir dövme düşünüyorsunuz?"dedi. Ama ben incelemeye devam ediyorum tabi. "Amma çok baktın söyle artık ilk defa mı insan görüyorsun?"diye bana bir bağırmaya başladı. Dedim delisine çirkefine denk geldik. "
Doğay abi anlatmaya devam ederken Karan çirkef kelimesinde bana baktı ve güldü. Şuan ona dik dik bakmak istesemde bende güldüm ve Doğay abi anlatmaya devam etti. "Sanki ne yaptım hanımefendi. Bir dövme altı üstü söyleriz tamam ne bu acele? dedim.Tabi ters ters bakmaya başladı. Dövmeye karar verdim. Yaprakları dökülen bir gül yapraklar kan damlası olarak dökülecekti. Gayet net bir şekilde anlattım. Dövmeci kız yani Yonca bana sinsi bir şekilde sırıtıp "Tamam nerenize istersiniz?"dedi. Sırtımın sağ kenarını söyledim. Bir yarım saat sonra acılar içindeyken sonunda "Bitti." sesi geldi. Aynadan bakmak istediğimde izin vermedi. Birde onun için kavga ettik en son elinde makineyle beni kovaladı. Eve gelip baktığımda sırtımda Dört Yapraklı Yonca yapılmıştı. O kadar şok oldum ki. Aylar sonra farklı şeyler yaşıyordum. Ve o an gülmeye başladım.Aylar sonra ilk defa böyle kahkalarla. Hayatımda birşeylerin güzel olacağı umudu doğdu o dövme ile. Sonra tekrar gittim dövmeciye. Bunun için onu şikayet edeceğimi söylediğimde asla ciddiye bile almadı ama sonra oturup sohbet edince hayatımı anlatınca sürekli dövme yaptırmaya gider oldum. Sonra yemeğe çıkmalar derken işte buradayız. Bana Şans getiren Yoncam. " dedi ve aşkla Yoncaya baktı.
Yonca "Yani ilk kavgalar, atışmalar olsa da herşey ondan daha büyük daha güzel oldu. Biz kavga ederek aşık olduk. Kavgalarımızda git diyorsak tekrar gel demek istedik hep."dedi ve bir Karan'a birde bana baktı. Evet şuan işler iyice karışmadan birşeyler yapmam gerekiyordu. Karan öksürdü. Bende "Ee yemek hazır oldu gibi masayı hazırlayalım mı?"dedim ve güldüm. Karan ve Doğay abi içeri geçince rahatlayarak mutfakta gezinmeye başladım. Çatal ve bıçakların yerini arıyordum. Buldum ve masaya salatayla birlikte taşımaya başladım. Yonca da yemek tabaklarını getiriyordu.
Karan'a baktığımda daha toparlanmış duruyordu ya da rol yapıyordu. Ama eminim ki bu tanışma hikayesi falan derken kafası az da olsa dağılmıştı. Masaya oturduğumuzda Doğay abi ile Yonca'nın bakışıp göz kırpıştığını gördükten sonra birşeyler çevirdiklerini anladım.
Ah Doğay abi sende mi ya diye düşünürken Doğay abi "Ee siz nasıl tanıştınız anlatın bakalım kavgalıydınız en son tanışır tanışmaz kavga eden bir bizi gördüm bir sizi. "Dedi ve güldü. Karan güldü ve anlatmaya başladı. "Abi bizim Çağıl ile Mehir'i biliyorsun ya. İşte Mehir süpriz için İzmir'e haber vermeden geldi, bizde öğrendik bunu. Havaalanında ben valizleri almaya gittim. Bir baktım benim elimden valizleri çekiştiren bir kız birde bağırıyor. Anladım Mehir'in arkadaşı olduğunu ama fırsat vermedi. Bana bağırdı çemkirdi. "Diye anlatırken
"Kendi de bana bağırdı çekil dedi oraları da anlatsana?? Hem ben çirked değilim Karan."Diye dudak bükerek Karan'a baktım. Bir dudağıma bir bana baktı ve öksürüp anlatmaya devam etti. Sonuna geldiğinde Yonca da Doğay abi de gülüyordu. Yonca "Sende az değilmişsin kızım helal vallaha"deyip yanağımdan makas aldı. Doğay abi "Ama Karan sende de var bir saat kızı orda bırakmak şeytanın aklına gelmez ."dedi ve gülmeye başladılar.Karan da gülüyordu ve bu sefer rol olmadığı belliydi onu bu halde görünce bende güldüm. Sonuçta mutlu olmayı hakediyordu.
Baba olması elinden çalınmıştı sonuçta. Bir an Karan nasıl bir baba olurdu diye düşünmeden edemedim. Muhtemelen bir kızı olsa prensesler gibi bakardı. Ona asla bağırıp kızmazdı. Sevgililerine karışırdı muhtemelen. Bunu düşünürken gülmeden edemedim. Ben ki hiçbirşeyi değilim şortuma laf etti, kızı olacak ve karışmayacak mümkün değil diye düşündüm. Hepbirlikte bahçeye çıkma kararı verdik ve dışarı oturduk.
Doğay abiyle Yonca aralarında konuşurken Karan bana uzun süre baktı ilk başta rahatsız olsamda sonra bende ona baktım ve dediki "İyiki sen vardın yanımda. Kavga etsekte gelme desemde hep yanımda oldun. Bu zor süreçte benim yüzümden seninde başına birşeyler geldi. Bunun için üzgünüm. Keşke seni hiç bulaştırmasaydım. Ben kötü şeylerin üstesinden hep kendim tek başıma geldim. Birinin yanımda destek olmasına alışık değilim. Buna alışmak beni daha çok yıkabilir." dedi Ne demek istiyordu? Yani yanında olarak kötümü etmiştim hem alışsa nolurdu ki buna? Devam etti "Yani demem o ki Kızıl.. "
Tam o an Karanın telefonu çaldı. Telefonda duydukları karşısında yüz ifadesi korkutucu bir şekil almıştı. "Allah kahretsin! "Diyip telefonu fırlatmasıyla hepimizin Karan'a şokla bakması bir oldu.
❤ VOTE ATARSANIZ ÇOOOK SEVİNİRİZ CANLARIM ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSUDAKİ GİZ
Teen FictionPusudaki Giz isimli İLK ve TEK kitap.🤞🏻 "B-benim çocuğum ölmüş Leyal"diyip daha hiddetli ağlamaya başladı.Elimle kafasını kavradım ve göğsüme bastırdım. "Ağla.Söz ikimizin arasında kalacak." Göğsümde ağlaması bittikten sonra dizime yattı. "Saçları...