8. Bölüm

4.3K 338 147
                                    

Bölüm sonuna doğru smut var. Okumak istemeyen varsa okumasın. Kimseyle uğraşamam. Sevgiler❤️

İyi okumalar 🥂

Jungkook

İçeriye adımımızı attığımız ilk anda bile kanımın kaynadığını hissedebiliyordum. Demir kapıyı açtığında gördüğüm manzarayı bekliyor olsamda şaşırmaktan kendimi alamadım. İçerisi sarı kirli ışıklarla aydınlatılıyor, loş bir ortamın oluşmasını sağlıyordu. Biraz ileride olan ring diğer yerlere nazaran daha aydınlıktı hatta öyleki bu koca yerde tek aydınlık yer orasıda denilebilirdi. Merdivenden aşağıya doğru adımlarken etrafı incelemek için daha bir dikkatle bakınıyordum.

Ringde ki adamlardan iri olan; hırsla karşısındaki bedenin kafasına tekmeyi geçirdiğinde sersemleyen adam dengesini bulmaya çalışmış ama ne yazık ki aldığı darbe oldukça şiddetliydi ve kısa süre içerisinde yere serilmişti. Kalabalık, önlerindeki demirlere vurarak bağırıyor, iri adama bahis yatıranlar sevinç nidaları bırakırken yere düşen zavallı adama bahis yatıranlar ise birbirinden farklı küfürler sıralıyorlardı. Merdivenlerin sonuna geldiğimizde bize dönen bir kaç bakış kısa süre içerisinde çoğalmıştı. Kalabalığın bize açtığı yoldansa hiç zorlanmadan geçmiştik.

Burada tanınmış olmasını garipsesemde, en başından beri farklı olduğunu biliyordum. Ne bileyim diğerleri gibi sadece bara gitmek ya da esrar çekmekten farklı şeylerle uğraştığını tahmin edebiliyordum.

Ben etrafı incelerken Taehyung ve bana dönen bakışları fark etmemek mümkün değildi. Bakışlarımın deydiği bir kaç kişiden gözlerimi kaçırıp yanımıza ne zaman geldiğini görmediğim; uzun boylu esmer afete döndüm. En az Taehyung kadar yakışıklıydı.

"Çıkacak mısın bugün?"

"Ne zaman izlemeye geldiğimi gördün Joon?"

Beni daha yeni fark etmiş gibi süzmüş, birleşmiş ellerimizeyse büyümüş gözlerle baktığında benimde bakışlarım ellerimize kaymıştı. Yukarıya çıkan bakışları bir süre maskemin olduğu suratımda oyalansada yeniden Taehyung'a dönüp birkaç şey söyleyip ringe doğru adımlamıştı.

Az önce Taehyung'un söylediği şeyi daha yeni kavrayabildiğimde, inanmakta zorlandığım gerçeğini sesime yansıtmaktan çekinmeden konuştum.

"Ne yani ringe mi çıkacaksın? "

"İzlemek istemez misin?"

"Sen deli misin? Tabiki de isterim!"

"Namjoon gelince yanından ayrılma."

Kafamı sallayarak onayladım.

Maçı sunan adam elindeki mikrofona Taehyung'un yüzündeki maskedeki yazan 'V' harfiyle anons yapmış, aynı zamanda da onu öven birçok şey söylemişti. Bense ellerimi bırakan Taehyung'a nasıl bakacağımı bilmeyerek bakmaya devam ediyordum. 'İçeriye girince anlayacaksın' demesinin nedenini şimdi anlıyordum. V lakabının duyulmasıyla salonda yankılanan tezahüratlar artmış, hayvansı bağırışlara dönmüştü. Loş olan bu ortamda gelen ışık hüzmesi far görmüş tavşana dönmeme sebebiyet verdi. Üzerimizdeki sahne ışığı odak nokta olmamızı sağlıyordu. Kalabalıktan Taehyung'un adını tezahürat edenlerin arasında benim kim olduğuma dair merakla konuşanlar da mevcuttu.

"Evet sayın seyirciler! Kısa süreli bir aranın ardından ringin kralı bugün bize gerçek bir dövüş gösterecek. Hazır mıyız?"

Sunucunun çoşkuyla bağırması sonucu dört bir yanımdan gelen bağırışları kulak ardı etmeye çalışıyordum. Üzerimizden ayrılmayan bakışlar artık rahatsızlık vermeye başlasada şu anda yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Uninvited\Taekook\ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin