7. Bölüm

4.3K 355 264
                                    

Selam ve güle güle..

İyi okumalar 🥂

Perdelerin arasından rahatsız edici bir şekilde sızıp yüzüme vuran güneş ışınlarından kaçmak için diğer tarafa döndüğümde çoktan uykum açılmıştı. Yattığım yerde rahatızca kıpırdandım. Elimi yanımdaki komidine uzatıp telefonumdan saate bakmak için güçlükle gözlerimi araladım. Çoktan öğlen olmuştu. İlk defa bu kadar çok uyumuştum.

Tıktıklanan kapıyla dün gece Jungkook'un değiştirdiği temiz yatağımda uyuşuk hareketlerle oturur pozisyona gelip sırtımı bazanın başlığına yasladım.

Önce kafasını kapıdan uzatmış ardından uyanık olduğumu görmesiyle elindeki tepsiyle içeriye girmişti. Elindekini görmemle birden ağzımdan çıkan cümlelere engel olamadım.

"Kütürüm değilim. Aşağıya inerdim."

Tepsiyle ilerlerken bakışlarını gözlerimden ayırmadan göz devirmiş ve bıkkınca üflemişti.
"Yatağın sol tarafından kalktık sanırım."

Önüme uzattığı tepsiyi alıp dizlerime koydum ve isteksiz bir şekilde hazırladığı kahvaltıya baktım. Genelde kahvaltı yapmak gibi bir alışkanlığı olmayan bir adamdım. Sadece bir bardak kahve bile yeterliydi.
"Sen yemiyecek misin?"

"Ben yedim. Erken kalkmıştım biraz. Bu arada aşağıyı da hallettim. Bazı eşyaların yenilenmesi gerekiyor onları daha sonra halledebiliriz sanırım."

"Dokunmamanı söylemiştim." sesim beklediğimden de sert çıkmıştı. Surat ifadesini görmek için kafamı sağa çevirdim. Bozulan ifadesini gizlemeye çalışarak başarısız bir gülümseme sundu.
"Yardımcı olmaya çalışıyordum."

"Sanırım cidden yatağın ters tarafından kalktım. Üzgünüm, sert davranmak istememiştim."

Kırık bir gülümsemenin peydah olduğu dudaklarını yutkunarak araladı. "Ben odaya gitsem iyi olur. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen." cevap vermeden yataktan kalkıp çökmüş omuzlarıyla odadan çıkışını seyrettim.

Dün gece oldukça iyi olan davranışlarımın ani değişimi onu sarsmış olmalıydı. İsteyerek yaptığım bir şey değildi. Birden sinirlenebiliyordum. Hemde herhangi bir neden olmaksızın.

Dizimin üzerindeki kahvaltı tepsisine dokunmadan yanımdaki komidine koydum. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp yatağın biraz ilerisindeki tekerlekli sandalyeyi yakalayıp yatağa yanaştırdım. Kollarımdan destek alarak sandalyeye oturduğumda bu işe daha fazla ne kadar katlanabileceğimi ölçmeye çalışıyordum. Ani bir kararla sandalyeyi değneklerin bulunduğu diğer tarafa yönlendirdim. Hızlı ve dikkatsiz hareket etmediğim sürece patlamıyacağına emin olduğum dikişlerimi biraz zorlasam hiçbir şey kaybetmezdim.

Sol ayağımın ön kısmı dikişsiz olduğundan oraya yüklenerek yavaşca ayaklandım. Deyneğin bir tarafını kolumun altına iliştirip biraz rahatlamak adına masanın üzerindeki sigarama uzandığımda bir süre çakmağı aramış daha sonra bulamayınca aşağıya inmeye karar vermiştim. Odadan çıktığımda Jungkook'un kapısını çekmiş olduğunu ve içeriden gelen seslerle hava aldığını anlamıştım. Sessiz ve yavaş adımlarla asansöre ilerlediğimde çalan kapı kaşlarımı çatmamı sağladı. Kim gelmiş olabilirdi ki?

Hava aldığını bildiğim Jungkook'a kapıyı açacağıma dair seslenecektim ki çoktan kapıyı aralamıştı. Beni ayakta görmesiyle bir süre şaşkınca bakmış daha sonra bana doğru ilerlemeye devam etmişti.

"Dikişlerine dikkat etmeni söylemek isterdim fakat yine beni tersliyebileceğini göz önünde bulundurarak bir şey söylemiyorum."

Yeniden çalan zil konuşmak için araladığım ağzımı kapatmamı ve bir şey söyliyemeden asansöre ilerlememe sebep oldu.

Uninvited\Taekook\ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin