13. Bölüm

2.6K 244 72
                                    

Selam canımın ciğerleri 🍑

İyi okumalar 🥂

Karanlığın içinde yürüyordum. Yürüyordum ama nereye gidiyorudum? Yolum, yönüm neresiydi? Bilinmeze gidiyordum. Sonunu bildiğim ama yolunu bilmediğim bir yer. Kayboluyordum, bildiğim doğruların arasında, bilmediğim yerlerdeyim. Buradaydım sorsanız. Ama bilmiyordum ki o yer neresiydi ?

Kendimi bulmuştum ya da sadece kendimi kaybetmiştim. Yok olmuştum ama aynı zamanda yeniden doğmuştum. Vardım, belkide hiç olmamıştım. Kafamda binlerce birbirinin aynı sorular cirit atıyordu. Kim olduğumu bile bilemez hale gelmiştim. Beynim pelte olmuştu sanki.

O gecenin sabahında, kafam sıcacık boynuna gömülü; kokusu ciğerlerime nüfus ederken düşünüyordum. Kokusu her burnumu sızlatışında daha bir derin düşünüyordum; kayboluyordum, kaybolduğum yerdeyse o vardı. Beynimin her bir santimine ilmek ilmek onu işlemişim.

Uzun zaman sonra, ilk defa güzel bir uyku çekmiş olsam da hâla bitkin hissediyordum. Yatak hafifçe sallanmaya, Taehyung da kıpırdanmaya başladığında kafamı boynundan çekip, suratına bakmak için harekete geçtiğimde saçlarıma ve belime dolanan elleri beni kendine çekmiş ve hareketimi durdurmuştu.

"Biraz daha böyle kalalım." bir şey söylemeden itaat etmiş, o burnunu saçlarıma yerleştirip derince bir nefes çekerken, ben de ellerimi beline sarmıştım. Bacaklarımı bacaklarının arasına çekip tek bir bedenmiş gibi olduğumuzda sırıtmadan edemedim. Nefes almak için kafamı biraz kaldırıp rahat bir konuma geçtiğimde çıplak sırtımda dolanan elleri tüylerimi diken diken etmişti. Bir süre ikimizde o konumda kalmıştık. En sonunda hareketsizlikten uyuşan bedenimiz ve boşalan miğdemiz bizi ayırmıştı.

En ufak hareketimizde beşik gibi sallanan bu rahat yataktan her ne kadar kalkmak istemesem de Taehyung'dan ayrılmış oturur pozisyona geçmiştim. O sırada odada yankılanan telefon sesi bütün uykumu açmış dikkatlice telefonunu arayan Taehyung'a odaklanmıştım. Nihayet telefonu bulduğunda ikinciye çalan telefona bir de kapı eşlik etmişti. Hızla yataktan kalkıp üzerime Taehyung'un bol penyesini geçirdim. "Ben kapıya bakarım." diyerek cevap vermesini beklemeden aşağıya adımlamıştım.

Israrla çalan kapıyı nihayet açtığımda karşımda orta yaşlarda bakımlı bir kadın ve hemen arkasında, yanlış hatırlamıyorsam Jimin adındaki doktor bulunuyordu. İkisi de bir süre üzerimi süzdüklerinde, nihayet kalçalarımın hemen altında biten penye ve iç çamaşırım hariç bacaklarımın açıkta kaldığını hatırlamıştım. Kendimi kapı arkasına gizlerken merdivenlerden üstsüz bir şekilde inen Taehyung olaya el atmış kapının önündeki misafirlerine seslenmişti. "Hoşgeldiniz, içeriye geçin haydi." kapıdaki kadın bunu bekler gibi güler yüzüyle içeriye girmiş elindeki poşetleri kapı pervazına bırakıp sıcacık bir şekilde Taehyung'u kucaklamıştı. O sırada arkada suçlu bir çocuk edasıyla duran siyah saçlı adam ve Taehyung birbirine baktı. Sadece ağzını oynatarak özür diledi.

Yeniden Taehyung ile göz göze geldiğimde bacaklarıma inen bakışları ile kendimi toplayarak kapının arkasından çıkmış, sohbete dalan kadına çaktırmadan üst kata ilerlemiştim.

....

El birliği ile masayı kurarken bir yandan da Jimin'in annesiyle muhabbet ediyorduk. Cidden çok samimi ve cana yakın bir kadındı.

Elimdeki domates tabağını masaya koymak için ilerlerken aniden kararan bakışımla sendelemiş, düşmemek için tutunacak bir yer aramıştım el yordamı. Belime dolanan eller dengemi sağlamamda yardımcı olmuş ve elimdeki tabağı elimden almıştı. Görüşüm netleşene kadar ikimizde o pozisyonda bir kaç saniye daha kalmıştık.

Uninvited\Taekook\ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin