İyi okumalar 🥂
Banyodan çıktıktan sonra kurulanmak için beni kendi odasına çıkarmıştı. Bu aralar uyumakta zorluk çekiyordum, aynı zamanda uyanmaktada zorlanıyordum. Sanki bütün gücüm çekilmiş gibi. İyi olduğum zamanlar bir elin parmağını geçmiyordu. Görüşüm bulanıklaşıyor, sanki önüme saydam bir perde örtmüşler gibi buğulanıyordu.
Şu anda o anlardan bir tanesiydi. Taehyung'un oturttuğu yatakta onu izliyordum fakat görüşüm net değildi. Kafasının bana döndüğünü zor kanaat seçebildiğimde gülümsemeye çalıştım. Bakışları bendeki tersliği anlamış gibi üzerime kitlendiğinde görüşümün düzelmesini amaçlayarak gözlerimi yumup yeniden açtığımda az öncekine rağmen daha net görmeme şükür ettim.
Yanıma oturup beni kendisine çevirdiğinde yumuşacık çıkan sesiyle sordu. "Görüşünde sıkıntı var değil mi?" kafamı sıkıntıyla aşağıya eğdiğimde bakışlarım ellerimi koyduğum dizlerimdeydi. Elleri çeneme yerleşip narince kafamı kaldırdığında buruk bir gülümsemeyle gözlerime bakıyordu. "Şu son bir haftadır öyle."
Dudaklarımın üzerine kondurduğu kuş tüyü kadar hafif olan öpücük, yanmaya başlayan gözlerimden bir damla düşmesini sağladı. Islak saçlarımdan bir damlayla karışan sıcak göz yaşım beyaz bornozumda gözden kaybolurken daha şiddetli ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
Ağladığımı görmesiyle bir öpücüğü de göz pınarlarıma kondurmuş göz yaşlarımı dudaklarıyla örtmüştü. "Hadi güzelim, saçlarını kurutalım hasta olma." sözleriyle yataktan kalkıp parfüm ve makyaj malzemelerinin olduğu masaya oturduğumda çekmeceden çıkarttığı saç kurutma makinesini prize takıp ikiye ayarladı. Bir yandan tarayıp bir yandan kuruttuğu saçlarımın kokusu odayı sarmıştı çoktan.
O saçlarımla ilgilenirken bende göz yaşlarımı usul usul akıtmıştım bornozuma. Göz göze gelmemek için kafamı aşağıda tutuyordum. Kısa sürede kuruyan saçlarım yumuşacık olmuştu. Onunda kurumaya yüz tutmuş saçlarını hızlıca saç kurutma makinesinde iyice kuruttuğunda, üstümü giyinmek için odama gitmemi istememiş kıyafetlerinden giymemi önermişti. Bu fırsatı değerlendirmek adına itiraz etmeden birlikte onun kıyafetlerinden giyinmiş, dediği gibi o siyah odada ne olduğunu göstermesi için koridora çıkmıştık.
Kapının önüne geldiğimizde, kapıyı açmadan önce bana dönmüş "Ne görürsen gör, ne öğrenirsen öğren hâla benim yanımda kal. Olur mu?" demiş buz tutmuş ellerimi avucunun arasına almıştı. Yönümü ona döndüğümde karadeliği andıran gözlerine güven veren bir şekilde bakmaya çalışmıştım.
"İçeride ne göreceğimi bilmiyorum ama sen dünyanın en kötü insanı bile olsan, ben yinede yanında olacağım. Gördüklerim beni şaşırtsa bile seni anlamaya çalışacağım. Eğer cidden içeride herkesten gizlediğin korkunç bir şey varsa bile seni yargılamayacağım. Sadece bana göster. "
Göz bebekleri büyür gibi olduğunda suratındaki güzel gülümseme beni de gülümsetmişti.
Kapıyı açtığında içeriye girmem için önümden çekilmiş ve gördüğüm manzarayla şaşkınlıkla bakakalmıştım.
Nihayet konuşabildiğimde "Taehyung, bunlarda ne? " demek olmuştu ilk işim.
Karşımda birden fazla tablo asılıydı ve üzerlerinde çıplak; bazı uzuvları olmayan kanın karıştığı insanlar vardı. Her biri öyle detaylıydı ki insanın tüylerini diken diken ediyordu. İçeriye doğru adımladığımda sağ duvarda tanıdık bir yüz görmemle ağzım açık kaldı. Bu bendim. Kaşım, gözüm, burnum, dudağımın altındaki ben. Her bir ayrıntımla onca kanlı tablonun arasında öylece duruyordum. Adımlarım habersiz beni tabloya doğru ilerlettiğinde Taehyung'un sesi odada yankılanıp kulaklarıma ilişti. Tek kelimeydi. Ve ancak tek bir kelime böylesine ürkütücü olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uninvited\Taekook\
Mystery / ThrillerÇok iyi bir cerrah olan Kim Taehyung aynı zamanda da kimsenin kimliğini bilmediği azılı bir katildir. Onlarca cinayet işlemesine rağmen arkasında tek bir kanıt bile bırakmayacak zeka ve ustalığa sahiptir lakin bir gün, ansızın işleri çok ufak yolund...