*FLASHBACK*
Jimin hastanenin önünde tereddütle bekliyordu. Ya herhangi bir hastalığı çıkarsa?
Korktuğunu itiraf edebilirdi.
Titrek bir nefes alıp seri adımlarla hastaneye ilerledi mavi saçlı.
Keşke Jungkook burada olsaydı, o bana destek olurdu, diye geçirmişti içinden.
Ancak Jimin kendisi kovmuştu onu. Şimdi ise yokluğunu çekmeye hiç hakkı yoktu.
Doğruca asansöre yöneldi, doktorunun olduğu katın düğmesine bastı.
İçindeki heyecan ve korku git gide büyüyordu.
Nihayet asansör durduğunda beklemeden imdi minik beden. Yine seri adımlarla doktorunun odasının önüne geldi.
Şu an tam randevu saati olduğundan tereddüt etmeden kapıyı çaldı.
İçeriden bir 'gel' nidası duyduğunda derin bir iç çekip içeriye girdi.
''Hoşgeldiniz, Bay Park.'' diye gülümseyerek karşıladı doktor onu. ''Buyurun böyle geçin.'' derken koltuğu işaret etmişti.
Minik beden gülümseyerek masanın önünde bulunan, yanlamasına yerleştirilmiş koltuğa oturdu.
''Evet, Bay Park...şikayetiniz nedir?''
Mavi saçlı dudaklarını yalayıp cevap verdi. ''Bir süredir devam eden baş dönmesi ve kusma var.''
Doktor çatılı kaşları ile başka bir soru yöneltti. ''Bir süredir derken?''
''Yaklaşık 1 haftadır, her gün.''
''Bu devamlı mı oluyor?''
''Evet.''
''Günde bir defa mı?''
''Hayır bazen üç, bazen beş. Ama birçok kez oluyor?''
Doktor anlayışla başını salladı. ''Aç karnayken de kusuyor musunuz?''
Jimin bir süre düşündü. ''Evet.''
''Baş dönmesi kusmayla aynı anda mı oluyor?''
''Genellikle sonrasında.''
Doktor kaşlarını çattı. Bu olabilir miydi?
''Bay Park... Emin değilim ama...sizi kadın doğum bölümüne göstermek istiyorum.''
Jimin bir anda beyninden vurulmuşa döndü. Bunu beklemiyordu. Midesindeki tanıdık hisler yeniden kendini göstermeye başlıyordu. ''K-kadın doğum mu? Yani...demek istediğiniz...şimdi ben-''
''Bakın. Emin değilim Bay Park ama belirtiler bunu gösteriyor.''
''İlla hamilelik mi olması lazım? Bir alerji olamaz mı?''
''Sadece ufak bir test yaptıracağız. Benimle gelin lütfen.''
Minik beden başını sallayarak oturduğu yerden kalktı. Bir bebek...bu gerçek olabilir miydi?
Doktorla birlikte odadan çıkıp yeniden asansöre ordanda alt katta bulunan kadın doğum bölümüne yöneldiler.
İçeri girdikleri zaman kadın bir doktor onları karşılamıştı. Jimin'in doktoru ona olanları anlatırken minik beden ise yalnızca karnına bakıyordu. Nasıl bir bebeği olabilirdi?
Doktoru yeniden ona dönüp güven verici birkaç şey geveledi, ancak Jimin yalnızca karnına bakıyordu.
''Merhaba Bay Park. Ben bu hastanenin en tecrübeli kadın doğum uzmanlarından biriyim. Lütfen oturun.'' gülümseyerek önündeki sandalyeyi gösterdi.
Mavi saçlımız oturduğunda kadında yerine geri oturdu.
''Pekâlâ Bay Park...şikayetleriniz tam olarak ne kadardır sürüyor?''
''B-bir haftadır.''
Doktor gülümseyerek ayağa kalktı. ''Gelin bir bakalım.''
Jimin titredi. ''B-bence yanılıyorsunuz. B-ben hamile kalamam ki. Erkeğin ben sonuçta.''
''Elbette kalabilirsiniz. Sadece milyonda bir görülüyor. Hadi gelin lütfen.
''Pekâlâ...'' diyip ayaklandı minik beden.
Doktorun odasında olan başka bir odaya geçip, etrafa bakındı mavi saçlımız.
''Siz şöyle geçin, ben hemen geliyorum.'' diyerek eli ile yarı yatağa benzeyen (anladınız işte amk) koltuğu gösterdi.
Jimin onu onaylayıp koltuğa yerleşti. Hamile kalamazdı zaten. Değil mi?
''Evet~'' diyerek gülümseyerek geri döndü doktor. ''Karnınızı açar mısınız?''
Minik beden tereddütle kazağını kıvırdı. Kadın gülümseyerek elindeki soğuk jeli hafif dokunuşlarla açık karna yaydı. İşi bittiğinde gülümseyerek geri çekildi.
''Şimdi sakin olmanızı istiyorum.'' derken elindeki makineyi yavaşça Jimin'in karnında gezdirmeye başladı.
Jimin'in karnı şimdi makinenin bağlı olduğu ekrana yansıyordu. Doktor ciddi bakışlarla ekrana bakarken Jimin titriyordu.
''Bay Park!'' diye neşeyle ekranı gösterdi kadın. ''Şuraya bakın!''
Minik beden korkuyla ekrana baktı. ''N-ne var?''
''Bu bir fetüs! Bir bebeğiniz olacak!''
''Ne?!'' Jimin yeniden ekrana döndü.
''Tebrik ederim Bay Park. 2 haftalık hamilesiniz!''
Çok kısa oldu üzgünüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby ✴ Jikook
Fanfiction''J-jungkook...k-kapıyı aç. Yalvarırım.*hıck*'' Kapının arkasında bulunan Jungkook sinirle bağırarak karşılık verdi. ''Karnındaki piçin sahibi kimse o kapıyı açsın sana Jimin. Siktir git evimin önünden..'' Daha fazla dayanamıyordu minik beden. Dizle...