Jimin işe yine geç gitmişti. Patronu onu bir güzel azarlamış ardından kapı dışarı etmişti. Her şey Jungkook'un suçuydu. Sabah onu sıkıştırmış ve tekrar tekrar sahip olmuştu.
Jimin eve döndüğünde bunu ona ödetecekti.
Peki Jimin şimdi ne yapacaktı? Jungkook ile 7 yıldır sevgiliydi ve aynı evde kalıyorlardı. Jimin ailesini kaybetmişti ve tanıdğı tek kişi Hoseok Hyung'ı ve Jungkook'tu.
Jungkook çalışmıyordu ve haliyle Jimin evi geçindiriyordu. Popüler bir kafede garsonluk yapıyordu ve bu onlara yetiyordu.
Jimin bir çok kez Jungkook'a evlenmeyi teklif etmiş ancak Jungkook hazır olmadığını ve böyle mutlu olduğunu söylemişti. Jimin onun sorumluluk almaktan kaçındığını ve evlilikten korktuğunu biliyordu. Jungkook'un geleceğe dair endişeleri vardı ve eğer evlenirlerse bu endişeler onlara daha yakın olacaktı.
Ancak Jimin işten kovulmuştu ve yeni bir iş bulması gerekiyordu. Artık Jungkook ile konuşma zamanı gelmişti. Kirayı,faturaları,mutfak masraflarını,kıyafet masraflarını ve daha nice temel ihtiyaçların hepsini Jimin karşılıyordu. Ne kadar zorlandığını Jungkook'a belli etmesede çok fazla yükü vardı. Jimin Jungkook ile konuşucak ve ikisinin çalışması gerektiğini söyleyecekti. Jimin'in bir akıllı telefonu bile yoktu. Ancak Jungkook parayı Jimin'den alıp son çıkan modeller neyse onları alıyordu. Jimin usanmıştı.
O bunları düşünürken çoktan eve gelmişti ve anahtara gerek duymadan kapıyı çaldı. Ağlamak üzereydi çünkü artık bir gelir kaynakları yoktu. Ne yapacağını hiç bilmiyordu. Jungkook ona yardımcı olmak zorundaydı.
Kapıyı uykudan yeni kalktığı belli olan şiş gözlerle Jungkook açtı.
''Bebeğim? Ne işin var bu saatte evde?''
Jimin derince bir nefes alıp ayakkabılarını çıkardı.
''Kovuldum.'' dedi eve girerken.
''Ne?''
''Kovuldum işte Jungkook. Geç kaldım ve bu ilk değildi. Sana söylemiştim.''
''Sabah pekte öyle demiyordun ama. 'Jinkuk hizlan Jinkuk dihi sirt' hatırlatırım.''
Jimin her ne kadar onu taklit edişine gülümsesede yeniden eski haline büründü.
''Jungkook. Farkında mısın? Artık bir gelirimiz yok.''
''Yeni bir iş bulursun.''dedi Jungkook esneyerek salona girerken.
''Ne demek bulursun? Jungkook sende bana yardımcı olmalısın. Sana belli etmiyorum ama artık yoruldum. Bana yardımcı ol ve şu umursamaz halinden çık artık.''
''Aishh Jimin. Sen bize yetiyorsun. Hem unuttun mu? Ben lise mezunu değilim.''
Jimin hatırladığı gerçekle gözlerini yumup koltukta yayılarak oturan Jungkook'un yanına oturdu.
''Ama yine de iş bulabilirsin Jungkook. Ne bilim bir kaç parça eski kıyafetimiz var. Onları pazarda satabilirsin veya hamallık falan-''
''Ne?!''
Jungkook sesli bir şekilde bağırdığında Jimin başını eğip gözlerinin dolmasına izin verdi.
''Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?! Ben nasıl hamallık yapayım?!''
''Jungkook oldukça yapılı bir bedenin var ve evde oturmaya devam edersen bedenini kaybedersin. Sana söylüyorum paraya ihtiyacımız var.''
''Ben çalışamam.'' diyerek kumandayı eline aldı.
Jimin sinirlendiğini hissediyordu.
''Ne yapmalıyım Jungkook?! İncecik bedenimle her sabah 6'da kalkıp işe gidiyorum. Akşam 8'de dönüyorum. Yorgun oluyorum ama gelip yemek hazılıyorum. Senin ben yokken yaptığın pisliği topluyorum. Tam her şey bitti biraz uyurum diyorum geceleri uyumama izin vermiyorsun. Ve bazen sabahları beni daha erken kaldırıyorsun sonra o işi yapıyoruz. Ben-''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby ✴ Jikook
Fanfic''J-jungkook...k-kapıyı aç. Yalvarırım.*hıck*'' Kapının arkasında bulunan Jungkook sinirle bağırarak karşılık verdi. ''Karnındaki piçin sahibi kimse o kapıyı açsın sana Jimin. Siktir git evimin önünden..'' Daha fazla dayanamıyordu minik beden. Dizle...