^^ İyiki Doğdun bir tanem~
Gu-ggu'muzun doğum günüsü şerefine bu sanat eserini medyaya bırakıyorum (mv'si içim kurşun yerim)
Jungkook için mor kalpleri alalım lütfen
💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜
Belkide yüzüncü kez çalan telefona cevap gelmeyince öfkeyle kapamak için olan kırmızı tuşa bastım.
Siktiğimin herifi neredeydi?
Sabah, dün gecenin verdiği keyif ve rahatlık ile gayet mutlu bir şekilde uyanmıştım, lakin yanımda olması gereken bedenin yerinde koca bir boşluk ve büzüşmüş çarşaflar vardı. Hoseok Hyung'a otele gittiğini ve kalan eşyalar ile birlikte hızlıca geri döneceğini, beni uyandırmak istemediğini, ben uyanmadan geri geleceğini söylemişti Jungkook.
Ancak öğlen olmuştu ve hâlâ ne telefonlarıma cevap vermişti, ne de eve gelmişti... Endişelenmeli miydim?
Jungkook bazen çok can sıkıcı olabiliyor ve şu an zaten az olan güvenimi daha da sıfıra indirmekte ısrarcı davranıyor. Tanrı aşkına otel o kadar uzak bile değil tek yapması gereken kalan bir kaç valiz ve çantayı almak. Hoseok Hyung'ın arabasını da almış olmasına rağmen, sabahın erken saatlerinden beri ortalarda yoktu.
Ne halt yediğini sanıyordu?
En az yüz kez aramış, mesaj atmıştım fakat Bay Jeon elbette ki tenezzül edip, bir tanesine bile geri dönmemişti. Hem endişeli hemde öfkeliydim. Beni bu kadar meraklandırmaya hakkı yoktu, neden böyle yapıyordu?
''Hyung!'' dedim aniden yanımda, kucağındaki Mingyu ile oynayan Hyung'ıma. ''Ben otele gideceğim. Jungkook'un ne işler karıştığını merak ediyorum doğrusu.''
''Tanrı aşkına Jiminie...'' bıkkın ses tonu oğlumun gülen yüzünü de etkilemişti. ''Bende Jungkook'u merak ediyorum fakat senin dünden sonra otele gitmeni hiç doğru bulmuyorum. Brendon ve Jaebum'un orada olduğunu hatırlatmak isterim. Ah, artı Eun.''
Sıkıntıyla bir nefes verdim. Bu kadar güçsüz ve aciz olduğum için kendimden utanıyordum.
Resmen sırf dayak yeme korkusundan sevgilimi aramaya otele bile gidemiyordum. Brendon dün çok ciddi görünüyordu eminim ki, eline geçtiğim an beni parçalara ayırırdı. Korkak olmak fazla acınasıydı. Brendon'ın olayla alakası olmamasına rağmen bu şekilde davranması beni korkutuyordu.
Telefonumun sesi odada yankılandığında heyecanla yerimden sıçradım. Jungkook olmalıydı. Sonunda aklına gelebilmiş olmalıydım. Bu saate kadar ne sikim yediğini merak ediyordum. Ona kesinlikle sert bir tepki verecektim, hesap sormak benim hakkımdı. Deli olmuştum.
Ancak ekrana baktığımda hayallerim dilek parası misali, suya düşmüştü. Arayan kesinlikle beklemediğim biriydi. Eun? Bu kız tahminen ne zaman beni, bizi rahat bırakacaktı?
''Jungkook mu?'' Hyung'ımın sorusu üzerine telefonu elime aldım.
''Hayır, Eun.''
''Eun mu?'' Hoseok Hyung'ın şaşkın sesi de bunu beklemediğini belli ediyordu. ''Açsana.''
''Açmak istemiyorum.''
''Saçmalama Jim. Belki Jungkook'la ilgili? Ne biliyorsun değil mi? Hadi dostum.''
''Hah...'' mendebur kızın sesi beni rahatsız ediyordu, ama Hoseok Hyung haklı. Önemli bir şey olmalı. Sonuçta başka neden beri arasın ki? Eun'un da benden pek haz ettiği söylenemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby ✴ Jikook
Fanfic''J-jungkook...k-kapıyı aç. Yalvarırım.*hıck*'' Kapının arkasında bulunan Jungkook sinirle bağırarak karşılık verdi. ''Karnındaki piçin sahibi kimse o kapıyı açsın sana Jimin. Siktir git evimin önünden..'' Daha fazla dayanamıyordu minik beden. Dizle...