Jungkook, aynanın karşısında gözyaşlarını silerken, az önce yaşananlar zihninden bir türlü çıkmıyordu. Jimin'in dedikleri ve hareketleri durmadan beynini zorluyor adeta artık bir karar vermesi gerektiğini vurguluyordu.
Ne yapacaktı? Paraya gerçekten sevgilisinden daha çok mu değer veriyordu? Ya da Jimin'i hiç sevmemiş miydi?
İkinci seçeneği kesin bir şekilde kafasında reddetti.
Jimin'i seviyordu ve acı çekmesi, Jungkook'a iki katını veriyordu. Nasıl hissettiğini anlıyordu. Ve hiçbir şekilde engel olamıyordu. Kalbinde lanet bir boşluk vardı ve bir türlü dolmuyordu.
Jimin'i o şekilde hatırladığı her zaman keskin bir ağrı başına saplanıyordu. O Jimin'i ağlarken gördüğünde tamamen fiziksel acı hissediyordu.
Eun'u sevmiyordu. Tatmin edici değildi. Yalnızca zengindi işte.
Onunla yalnızca bir kez beraber olmak üzereydi ancak onda da Jimin tarafından basılmışlardı.
O gece...
Odaya girdiğinde Jimin'in ona yalvardığı an gözünün önünden gitmiyordu. Eun sarhoştu. Odaya girdiği an Jungkook'un üstüne atlamıştı.
Tabiki geri çekilmişti Jungkook ama bir an..yalnızca ufak bir Eun Jimin'e dönüşmüştü ve Jungkook bir an için Eun'un Jimin olduğuna inanmıştı. Ta ki Jimin odaya dalana kadar.
O an altındaki bedenin Jimin değil, Eun olduğunu fark etmişti. Bir şey diyemezdi. Aptallık olurdu.
Böyleydi işte. Delirmiş hissediyordu.
Aylardır Jimin'in resmini çizmekle uğraşıyordu. Aylardır odasına kapanıp bunun için uğraşmıştı ve neredeyse çok az dışarı çıkmıştı.
Jimin'i görmemesinin sebebi buydu. Ama yine de kendisi suçluydu. Her şeyde olduğu gibi.
Derin bir iç çekip yüzünü yıkadı ve odasında bulunan banyodan çıkıp dolabına yöneldi. Uykuya ihtiyacı vardı. Sadece güzel bir uykuya.
Üzerine rahat bir şeyler geçirip, doğruca yatağa atıldı. Gözlerini yumdu ve Jimin'in görüntülerini zihninden silmeye çalıştı.
Bedeni rahatlayarak bir süre sonra uykuya dalmıştı.
~~~
Bembeyaz bir yerdeydi Jungkook. Gökyüzü bembeyazdı.
Evler bembeyazdı. Ağaçlar, kaldırımlar..her şey bembeyazdı. Sanki biri bir bezle bütün Dünya'yı silmiş gibiydi ve tüm renkler kaybolmuştu.
Yutkunarak bomboş sokaklarda ilerledi.
Neden buradaydı? Neden Dünya böyleydi? Renkler nereye gitmişti?
''Jungkook!'' duyduğu sesle gözlerini açıp olduğu yere çivilendi. Bu ses..annesi.
Hızla arkasını dönmesiyle yine bembeyaz elbiseler içindeki bembeyaz saçlarıyla ona bakan genç kadını gördü.
''Anne!'' ona doğru koşmak istiyordu. Koşup sarılmak ve onu yalnız bıraktığı için kızmak istiyordu.
''Oğlum.'' derken ona doğru yaklaştı annesi. Tam önünde durdu. Saçlarını, dudaklarını, burnunu, yanaklarını elleriyle okşadı. ''Ne kadar büyümüşsün.''
Jungkook gözyaşlarının annesinin eline düştüğünğ hissediyordu. ''Anne..'' sadece bu kelimeyi söylebiliyordu. Ona olan özlemini nasıl ifade edebileceğini bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby ✴ Jikook
Fanfic''J-jungkook...k-kapıyı aç. Yalvarırım.*hıck*'' Kapının arkasında bulunan Jungkook sinirle bağırarak karşılık verdi. ''Karnındaki piçin sahibi kimse o kapıyı açsın sana Jimin. Siktir git evimin önünden..'' Daha fazla dayanamıyordu minik beden. Dizle...