Jimin'den
Bugünde kasvetli bir gündü. Her zaman olduğu gibi..bugünde dünkinin aynı olacaktı. Bugünde üzülecektim. Bugünde kalbim kırılacaktı. Hiçbir zaman farklı bir günüm olmamıştı ki zaten. Çocukluğumdan beri bütün günlerim birbirinin aynıydı ve ben bu durumdan sıkılmıştım. Normal ve yapıcı bir hayat bana ve bebeğime iyi gelebilirdi. Bebeğimin küçük bedeni henüz bunları anlayabilecek kabileyette değildi. Küçücük gözleri gördüğü her insan için parlıyordu. Daha bu yaşından belliydi işte, miniğimin kalbi sevgiyle doluydu. Tıpkı babası gibi. Kalbi saf ve temizdi. Onu tek başıma büyütmeyi seçip kendime işkence çektirmekse, hem kendime hemde Mingyu'ya karşı mahçup hissetmeme ve vicdan azabı çekmeme neden oluyordu. Bunun sebebini bilmiyorum ama bu bebeğe kötü davranmak fazla canımı yakıyor..bu yüzden sanırım artık oğluma kötü davranmayacağım kalbimdeki sevgi tohumlarını onun için yeniden filizlendirmeye çalışacağım. O bunu hak ediyor. Ancak bebeğimin sözde babası için aynı şeyleri için aynı şeyleri söylemem.
Jungkook ateşle harmanlanan bir kalbe sahipti. Uzun yıllar boyunca su olup sevdiğim adamın ateşini söndürmek için çabalamıştım, ancak o beni söndürmek için değil aksine ateşini daha da harmanlamak için kulanmıştı. Kırılan kalbim ve ben buna katlanmış, sevdiğimin mutluluğu için uğraşmıştım. Sorun şu ki o da sadece kendi mutluluğu için çabalamış, hevesimi kırmaktan çekinmemiş ve zaten yaralı olan kalbimi paramparça etmişti. Ona kinlenemiyordum. Her şeye rağmen ona olan aşkımı hiçe sayamıyordum. Canım yanıyordu ama kalbime 'dur' diyemiyordum. Ama eğer böyle devam ederse kalbim artık dayanamayacaktı. Sevdiğiniz insanın size yaşattığı acı bile tatlı geliyordu. Kendimi nasıl ifade ederim bilmiyordum. Hayatında hiç istediği olmamış bir çocuk olarak bu gayet normal aslında...
Pekala, bugünü dönüm noktası olarak ilan ediyorum. Park Jimin bugün eski sıkıcı ve kölelikten ibaret olan hayatını geride bırakıyor. Tek başıma bir bebeğe bakabilir miyim? Ya da kendime? bu zor olacak ama ben güçlü bir insanım. En azından öyle olmaya çalışıyorum. Öyle olmam gerek daha doğrusu...
Şu an Mingyu ve benim eşyalarımı almak için eski otel odamızdayız...artık eski. Ben, Mingyu ve Jungkook, Dünya'nın belkide en iyi kalpli Hyung'ı olan Hoseok Hyung'ın yanına taşınacağız. Buradan çıktıktan sonra Jungkook'un odasına girmek zorundayız. Eşyalarını alma işi bana düştü. Onun kalp krizi geçirebileceği aklıma bile gelmezdi. Hastanede olduğunu Mingyu için mama almaya aşağı inerken bana çarpan Eun'dan öğrenmiştim. Eun ile ayrıldıklarını duymuştum ve bu sebepten oteli Jungkook'un elinden almışlardı. Jungkook bir yıl önce bana ayrılsalar bile otelin elinden alınmayacağını söylemişti. Onu kandırmış olmaları beni sinirlendirmişti. Hassas bir kalbe sahipti, buna kırılmış olduğuna kesinlikle emindim. Onun kırılmış olması benim kalbimi acıtıyordu.
Jungkook'un başına gelen trajik olayın ardından onunla aynı evde kalmanın nasıl bir şey olacağını merak ediyordum. Artık ondan uzaklaşamam ya da o benden...kelimenin tam anlamıyla artık birbirimize kilitlenmiş durumdayız. Aslında aynı evde yaşayacağımız için mutluyum. Bu oğlumuz Mingyu için iyi olacak. Babasından uzak kalması beni yeterince huzursuz ediyordu. Küçük bebeğimin mutluluğu artık beni diğer her şeyden daha çok ilgilendiriyordu. Bugünden sonra tüm hayatımı oğluma adayacaktım ve sevgili babası Jungkook'tan da onu bekliyordum.
Sol yanağımda hissettiğim ıslaklık ile elimdeki kıyafetleri bırakıp elimi yanağıma uzattığım gibi ıslaklığın sahibi göz yaşını bedenimden def ettim. Hemen yanımda oturan ve elindeki sesli oyuncağa odaklanmış bebeğime döndüm. Küçük dudaklarını büzmüş, incecik kaşlarını çatmış tamamen elindeki oyuncağa odaklanmıştı. hafifçe gülümsedim. Şu an yanımda oturan küçük beden Tanrı'nın bana armağan ettiği bir mucizeydi. Tanrı, bize pahabiçilemez bir hediye göndermişti ve ben onun koruyucu meleği olarak görevlendirilmiştim. Belkide Dünya'ya bu amaçla gönderilmiştim. Bu küçük civcivin koruyucusu olarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby ✴ Jikook
Hayran Kurgu''J-jungkook...k-kapıyı aç. Yalvarırım.*hıck*'' Kapının arkasında bulunan Jungkook sinirle bağırarak karşılık verdi. ''Karnındaki piçin sahibi kimse o kapıyı açsın sana Jimin. Siktir git evimin önünden..'' Daha fazla dayanamıyordu minik beden. Dizle...