6. FUNDA

1.3K 158 215
                                    

       Halam esip yağıp gürledi sonra da gitti. Gitti gitmesine de ben Deniz'e ne diyecektim? Onu kahvaltıya çağırmak istemiyordum onunla samimi olmak istemiyordum. Özellikle bana ilgi duyarken onu umutlandırmak istemiyordum. Halamı ikna etmek imkansız olduğu için kaderime razı oldum. Önce Gülce'yi sağlama almalıydım her sabah onu evinden aldığım için yarın sabah da öyle olacağını sanıyordu. Arkadaşıma "Yarın işim çıktı canım seni alamayacağım kusura bakma." diye mesaj attım. İki korkak minik uğur böceğimin ayaklarını kesmişlerdi o yüzden arkadaşımı yarın evinden alamayacaktım. Beraber güle oynaya yollarda akıp gidemeyecektik.

      Ah keşke o çocuğun kolunu bacağını kırsaydım hâlâ hıncımı alamamıştım. Bu konuyu Gülce'ye yarın okulda anlatacaktım. Eğer ararsam onu alamayışımın ardında yatan gerçek nedeni söylersem beni sabaha kadar esir alırdı. Olayların kritiğini yapacak kadar enerjim kalmamıştı Deniz'i aramak zorunda kaldığım için yeterince gergindim. Tüm enerjimi bu konuşmaya saklamaya karar vermiştim. Önce kıyafetlerimden kurtulup pijamalarımı giydim. En sevdiğim ayıcıklı pijamam üzerimdeydi yani zırhımı kuşanmıştım. Kendimi daha cesur hissettiğim için artık Deniz'i arayabilirdim. Telefon uzun uzun çaldı kapatmak üzereyken Deniz'in nefes nefese kalmış sesi duyuldu.

_ Efendim Funda! Son anda duydum aramanı koşa koşa geldim. Ne oldu hayırdır? Yoksa özledin mi beni?

_Alo Funda iyi misin? Deniz olanları anlattı o piçleri... Pardon o çocukları öldüreceğim...

        Telefonu ilk olarak Deniz açsa da bu ses Atlas'a aitti. Deniz arkadan "Atlas ver şu telefonu oğlum! Kafayı mı yedin?" diye bağırıyordu. Sanırım Deniz'in elinden telefonu kapmıştı. Ona ne oluyordu ki? Benim başıma gelenler neden onu bu kadar ilgilendiriyordu? Kafamda sorular dans ederken ne cevap vereceğimi şaşırdım ama herhangi bir şey söylememe gerek kalmadı.

_ Funda orada mısın?

_ E.. Evet!

_ Atlas'ın kusuruna bakma! Bu konularda o da benim gibi çok hassas. Yarın o çocukların icabına bakacağız. Gecenin yarısında tek başına bir kızı sıkıştırmanın hesabını soracağız.

         Dolaylı yoldan olsa da sorularımın cevabını almıştım. Atlas için önemli değildim benim yerimde başka bir kız olsa yine aynı tepkileri verirdi. Neden hayal kırıklığına uğradığım sorusuna ise verecek yanıtım yoktu. Daha doğrusu bunu kendime itiraf edemeyecek kadar korkaktım. Zaten yanıtı duymak istemiyordum sevgilisi olan bir çocuğa ilgi duymak istemiyordum. Çünkü bu tarifsiz duygular tüm doğrularıma ters düşen bir davranıştı kendimden nefret etmek istemiyordum.

_ Lütfen Deniz buna hiç gerek yok. O korkaklar için başınız belaya girmesin.

_ Olmaz öyle şey! Senin yalnız olmadığını bizim yanında olduğumuzu anlasınlar! Yoksa tekrar karşına çıkabilirler.

Gerek olmadığını yüz kere söylesem de sonuç değişmeyecekti bu yüzden cevap vermedim. Esas konuya geçiş yapmalıydım.

_ Halam seni yarın kahvaltıya çağırıyor.

_ Ha!

_ Bu gece bizi görmüş. Off! Bunu daha kolay söylemenin bir yolu yok ve çok utanç verici... Senin herhangi bir motorsiklet çetesine üye olup olmadığını bilmek istiyor.

          Zor da olsa söylemiştim üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Erken sevindiğim gün yüzüne çıkmak üzereydi. Önce bir sessizlik sonra kahkaha sesleri! Of hala rezil ettin beni alacağın olsun. Ben de bu sözleri duysam emin olun gülerdim Deniz kahkahalara boğulmakta haksız değildi.

_ Tamam gelirim tabi. Halanı bu konuda rahatlatmak görevim.

_ Dalga geçmez misin lütfen? Biliyorum çok saçma ama ne yapabilirim? Babam beni ona emanet etti bu işi çok ciddiye alıyor.

ÂHÛ NİGÂH -ARA VERİLDİ-(MTS-4) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin