Yaklaşık 15 dakikadır yoldaydık. Galiba bu depo dediği yer ilk getirildiğim depo değildi çünkü orası yakındı. Başımı cama yasladım nolacaktım ben böyle. Kendime kızıyordum çünkü bu gün cidden beni sevdiğine inanmıştım. Şimdi bana ne yapacaklardı hiç bilmiyordum. Korkuyordum da hemde çok.
Düşüncelerim ile boğuşurken. Araba durdu kapım açıldı ve kolumdan sürüklemeye başladılar yine. Büyük, demir kapıları olan bir depoya gelmiştik. Önden giden adam kapıyı açtı ve kolumdan tutan adam depoya fırlattı beni çok karanlıktı burası iyi de ben karanlıktan çok korkardım. Belli etmedim korkudan titredim ama belli etmedim. Cidden neden ben hiç bir duygumu dışarıya belli edememiştim neden kimse beni anlamamıştı daha bir kez bile biri gelip yanıma nasılsın dememişti. Nasıldım ben? İyi değildim orası belli de. Neler istiyordum ben bu hayattan? Ne için yaşıyordum? Hayallerim var mıydı cidden istediğim?
Yine kendi düşüncelerime daldım adamların ne konuştuğunu dinlememiştim ne yapacaktı bana? Birisi sandalye çekti diğeri de beni bir eşyaymışım gibi kaldırıp sandalyeye oturturdu sonra ellerimi arkaya doğru çekti ve sımsıkı bağladı. Ayaklarım da bağlandı hadi ama bu sahneyi daha kaç kez yaşayacaktık? Demir kapı gürültüyle açıldı Metehan geliyordu. Yine sakin görünüyordu bu adam duygularını büyük bir ustalıkla saklıyordu. Doğrusu onun bu sakin halinden bile korkuyordum.
Yanıma geldi eliyle çenemden kaldırıp iyice yaklaştı. "Demek bana hayır diyorsun. Demek dikbaşlısın hadi bakalım bu yapacaklarıma nasıl katlanacaksın?"
Elinin arasından çenemi kurtardım dimdik karşıya bakıyordum. "Sana son kez güzellikle soruyorum kabul ediyor musun?" Hayır yani ne vardı ben de bu kadar zorlayacak? "Anlamıyorsun sen galiba ben seni istemiyorum" cümlemi bitirir bitirmez okkalı bir tokat attı. Gözlerim kendiliğinden doldu. "Bunlar bana göre şeyler değil. Ben kendime söz vermiştim sana zarar vermeyeceğime ama yapacak başka bişey yok bir de böyle deneyelim" dedi iki adamı çağırdı yanına. "Bu kızı bu dediklerine pişman edin. Ama öldürmeyin." dedine yani dövdürecek miydi beni? Ve giderken seslendi "ellerini ayaklarını çözüp başlayın" iki adam da ellerimi ayaklarımı çözdüler. Sanırım bunlar çok ciddiydi. Korkudan başımdan aşağıya kaynak sular dökülüyordu. Ama Metehan'a evet demeyecektim inat da değildi bu özgürlük aşkı da değildi rüyamdaki adamı bulmak için evet demeyeceğim ona."Hazır mısın" dedi ve yüzüme bir tokat daha sonra diğeri de vurmaya başladı kendimi sandalyeden yere attım kafama karnıma bacaklarıma her yerime tekmeler savruluyordu. Kafamı korumak için ellerimle başımı sardım bu kez de karnıma daha çok tekme gelmeye başladı cenin pozisyonu ile kendimi korumaya çalıştım. "Durun, durun yapmayın nolur" ağzıma kan tadı geldi. Hala vuruyorlardı. Sonra durdu tekmeler adamlar çıkıp gitti.
Derin bir inleme yükseldi dudaklarımdan. En azından vurmuyorlardı artık. Sırt üstü uzandım. Kan kokuyordu. Etrafıma baktım her yer kandı bunlar benim kanım mıydı? Ben bunları hak edecek ne yapmıştım? Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım ağlarken daha çok ağrıyordu her yanım. Derin bir uyku bastırdı bu buz gibi yerde uyuya kaldım.
Kulağıma uğultular geliyordu sonra sesler netleşti. "Bayıldı mı " bu Metehan'ın sesiydi
"Yok abi biz çıkarken ağlıyordu,uyumuş olabilir" gözlerimi açmaya çalıştım ah her yerim ağrıyordu. Gözlerimi açarken "Metehan güzel dövmüşler mi diye kontrol etmeye mi geldin" diye fısıldadım. Yanıma gelip kucağına aldı beni "hayır buradan götürmeye geldim" dedi sonrası yok.Gözlerimi zorlukla açtım burası Metehan'ın beni ilk getirdiği odaydı. Etrafa bakındım camın kenarındaki koltukta oturuyordu. Tam kalkacaktan bir ağrı hissettim ve istemeden dudaklarımdan bi ah yükseldi o da uyandığımı fark edip yanıma geldi. "Şşştt zorlama kendini. Meryem şimdi sana yiyecek bişeyler getirecek sonra da ağrı kesici içersin ağrıların azalır." Sinirle güldüm "ne bu hem dövdür hem de yaralarımı iyileştirmeye çalış. Ne yapmaya çalışıyorsun sen şu halime bak her yerim ağrıyor"
"Sakin ol böyle devam edersen daha kötüsü olacak ona göre" tehditini savurup çıktı odadan.Metehan gideli 5 dakika olmuştu ki elinde yemeklerle Meryem içeriye girdi. Usulca canımı acıtmaktan korkan bir tavırla kalkmama yardım etti o sırada yine Metehan geldi yatağa oturdu "Meryem getir o yemekleri" Meryem ikiletmeden hemen getirdi. "Meryem'in sözünü dinlemeyip yemeyeceğini biliyorum o yüzden geldim." Sakince çorbadan aldı. Başımı çevirdim "istemiyorum" çorbayı geri çekti. "Kaç gündür bişey yemiyorsun,ve biraz kan kaybettin heryerin de ağrıyor en azından birazcık ye de ağrı kesici iç" dedikleri doğruydu ama istemiyordum. Yeniden verecekken başımı çevirdim "dolunay çıldırtma beni ye şunları" usluca yemeye başladım bu halde yeniden dayak götüremezdi bu vücudum.
Metehan ilaç verdi elime "ağrı kesici bunu iç Meryem'i de çağırayım sıcak bir duş alıp uyu rahatlarsın" Meryem'i çağırmak için gitti çorba tabağını götürmeyi de unutmadı. Benimle böyle ilgilenirken çok iyi biri oluyordu ama sonra emirlerine karşı gelince çok kötü şeyler yapıyordu.
Meryem'le beraber içeri girdi "Meryem duşa girmesine yardımcı ol." Ters ters baktım "duşa girmene benim yardım etmemi istemezsin herhalde değil mi dolunay" ters bir cevap verirsem kesinlikle bunu yapardı adım kadar eminim. "Meryem yeter bana" dedim. Yanıma gelip kulağıma eğildi "bence de Meryem yeter sana ben gelirsem sadece duş almana yardım etmem" geri çekildi göz kırptı. Pislik adam diye düşünmeden edemedim.
Meryem de koluma girip kaldırdı beni. Banyoya gittik üstümü çıkarmama yardım etti suyu da hazırladı suyun altına oturdum. Bacaklarımdaki görüntüyle şok oldum her yerim mosmordu "ayna getir bana. Meryem ayna bul bana " Meryem elime küçük bir ayna verdi. Koyu kahverengi gözlerimin altı morarmıştı sağ kaşım kanamış ve kan orada kurumuştu dudağımın kenarı da aynı haldeydi çenem sağ elmacık kemiğim morarmıştı. Koyu kahve ve hafif kızıla kaçan kıvırcık saçlarıma kan bulaşmıştı. Aynayı Meryem'e uzattım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Benim buradan gitmem lazım her türlü kötülük bana oluyor bu evde.
"Meryem nolur yardım et bana. Bak ne hale getirdiler beni. Sana yalvarıyorum bu evden kaçmama yardım et" yüzüme baktı cevap vermedi.
"Meryem lütfen bak beni burada ya öldürecekler ya da ben kendimi öldürcem lütfen. Senden başkasından yardım isteyemem lütfen." Meryem yine bana baktı "dolunay hanım benden bunu istemeyin Metehan beyin bana çok iyiliği dokundu ona bunu yapamam, hem yapsam da bunun sonu benim için iyi olmaz. "
"Tamam Meryem anladım ben. Bana yine kimseden fayda yok" bornozu bana getirdi sonra koluma girip odaya kadar yardım etti "Metehan beyi tanısanız aslında çok iyi insandır, bunların hepsini sevdiği için yapıyor o da bilemiyor nasıl davranacağını ona biraz yardımcı olsanız yüzüne gülseniz inanın herşey değişecek" hiç cevap verme gereksiniminde bulunmadım. Üstümü giyinmeme de yardımcı oldu.Saçlarımı tarayacağı zaman Metehan geldi. "Çıkabilirsin Meryem gerisi bende" Meryem'in elinden tarağı aldı arkama oturup yavaş yavaş saçlarımı taradı. Elimden tuttu "gel saçlarını kurutalım" gitmedim "hadi ama böyle olmaz üşütürsün" çekiştirerek banyoya yeniden götürdü. Yavaş yavaş saçlarımı kuruttu. "Saçların çok güzel" odaya doğru yürüdüm. Yatağa geçtim yanıma uzandı. Bişey demedim desemde fayda etmiyordu zaten. Arkamı döndüm o da yaklaştı. Şefkatle saçlarımı okşuyordu sanki tüm bunları yapan adam o değil gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENDE ÖZGÜRLÜK
ChickLitİnsan rüyasında gördüğü birine aşık olur mu hiç? Ama bu kadın olmuştu onu bulmak için her şeyi göze alacak her acıyı çekecekti üstelik diğer tarafta da ona dünyaları vaat eden onu hapis eden adam karşısındayken o Adını bile bilmediği adamı bulma...