16.9.2018
180.Gün
Bağıra , bağıra sustum . Nasıl öldüğümü belli etmedim . Sorsan yine iyiymişim gibi davranırdım ama sen hiç sormadın . O sokakta nasıl bıraktığını hatırlamıyorsun demi ? Sormuş olsam '' kendince haklıydın daha doğrusu kendimizce haklıydık '' Sahi ne çabuk toparlayıp gittin oradan oraya . Ştt , konuşma zira konuşman acılarımı hafifletmeyecek . Ben o daracık karanlık sokakta tek başıma kalışımı unutamıyorum bayım ... Sahi korktuğumu da biliyordunuz , dalgınlığınıza denk geldi demi Yoksa siz beni kırmak istemezdiniz ' Bir günde sana ihtiyacım var deyip arasan ne olur , koşarak gelirim . Özledim o masumluğu , masum olmanı özledim desen ne var ? Sahi bayım gittiğiniz yer rahat mı ? Bir söz vardır : Her gelen ten aratıyor gideni '' Bu söze çok inanıyordum , sahi bayım her gelen insan her giden insanı aratıyor mu , yokluğu hissediliyor mu ? Hem Babaannem derdi ki; "Gitmek isteyeni kırk düğüm halatla bağlasan, tutamazsın. Kalmak isteyene saç teli yeter.'' Ben sana ait olmayan her şeye tutundum bayım , ya siz ? Kime ne anlatıyorum kalk gidelim efendim her zamanki gibi susuyor ...' Çocuk Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin Topla kalbini, cadde cadde, sokak sokak Kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından Bakma yüzlerine, hiç görme onları Çocuk, bu kez ağlama, bu kez git'''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUM
RomanceNeden hayatlarımıza , içlerinde yaralı bir ölü taşıyan yabancılar olarak devam etmek zorunda kaldık ? yaralanmışlardan korkun, yaralanmamış kim var peki ? tesadüfler biraz cüretkar görünüyor.