5. çok özlediğimizden

24.7K 2.1K 521
                                    

Genç adam uzun uzun çaldığı halde cevaplanmayan çağrısı ile hüzne büründü. Ablasıyla konuşabilmeyi canıgönülden istiyordu. Askerdeyken fazlasıyla özlediği ablasını, bir de beş yıldır görmediğini duymak özlemini iyice arttırmıştı.

Saat farkı olduğu için belki uyuyabileceğini düşündü. Tekrar arayıp aramamak arası da gidip gelirken bu kez ekrana ablasının çağrısı düşünce çocuk gibi sevinerek anne babasına baktı.

- Arıyor!

- Aç oğlum hadi.

Keriman hanım oğlunun haline burukca tebessüm etti.

Yeşil ikona dokunduğunda bir an için konuşamadı Tarık, karşıdan gelecek sesi bekledi derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordu bir yandan.

- Alo anne, bu saatte neden aradın, kötü bir şey yok değil mi, Tarık iyi?

- İyiyim abla, sesini duyunca daha iyi oldum.

Genç adamın gözleri dolu dolu olmuştu.

- T.. Tarık sen misin, sen mi aradın beni

- Benim abla, seni çok özledim. Yanımda yoksun.

- Sen beni yanında istermiydin ki ufaklık?

Titreyen sesinden onun da ağladığı belli oluyordu. Tarık iç çekerek konuştu

- Ben ufaklık değilim, evlenmişim, çocuklarım bile var. Otuz olacağım neredeyse.

- Doktor geçici olduğunu söylemişti, hala birşey hatırlamıyor musun?

- Sen doktorumla mı konuştun?

- Sedat Michigan'dan arkadaşım. Seninki gibi ameliyatları kapalı yapabilen ender doktorlardan.

Tarık bu doktora ulaşmalarına ablasının parmağı olduğunu hissetti.

- Bizimle olduğu için çok şanslıyız o halde.

- Evet öyle olmalısınız.

- Abla ben çok kötüyüm. Dün askerdeydim, nişanlıydım, mutluydum. Bu gün nişanlım beni terk etmiş, saçmasapan bir evlilik yapmışım ve iki çocuğum var. Ama sen yoksun.

- Tarık evliliğinin saçma sapan olduğunu anlayamadığınız için karına saldırdım. Doktorum ben, sağlık personeline şiddet uygulamaktan hapse girecektim az kalsın. Karın görümcesini şikayet etmedi de kurtuldum. Daha ne yapsaydım söylesene.

- Abla ben çok şaşkınım, yaptığımı duyduğum şeylere inanamıyorum. Üstelik iki çocuk var ortada, geri de dönemiyorum. Ne olur gel. Küçüklüğümdeki gibi elimi tut, bana yardım et.

Birkaç saniye süren sessizlikten sonra Fundanın sesi duyuldu

- Yine beni kandırdın ufaklık, geleyim de arkanı temizleyeyim madem.

Hoparlörden yapılan konuşmaya şahit olan Keriman hanım göz yaşlarını tutamadı. Nihayet birşeyler yoluna giriyor gibiydi. Gelini de yuvasını dağıtmak istemiyorsa biraz kendilerine ayak uyduracaktı artık.

Varoşluğunu, tutuculuğunu görmezden gelirdi kendisi de. Gül gibi geçinir giderlerdi.

Yahya bey de kızının Tarık'a kıyamamasına canıgönülden sevindi. Funda'nın fevri tavırları belki biraz ortalığı karıştırabilirdi ama ne fark ederdi ki zaten yeterince karışıktı ortalık.

Hem zora girince gelinlerinin gerçek karakteri de ortaya çıkardı. Yıllardır sergilediği saygılı, olgun, seviyeli tavırlar gerçek miydi yoksa bir tiyatro mu izlemişlerdi belli olabilirdi.
Sonlanan çağrıyla elindeki telefonu annesine uzattı genç adam.

SerencâmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin