Tarık duydukları ile ağır ağır başını salladı.
Şu an karısının, kendisi yüzünden üç gün komada yatmış olması mı, yoksa birşeyler hatırladığı halde bunu gizlemesine mi odaklanacağını bilemediği için daha fazla konuşmadı.
Bu esnada torunların uykuya dalması ile Yahya bey de terasta oturan ailesine katıldı.
- Afiyet olsun.
- Yahya bey Siz de alır mısınız bir fincan lavanta çayı?
- Olur, elinizden içerim sultanım.
Keriman hanım doldurduğu fincanı eşine uzatırken konuştu
- Tarık birşeyler hatırlamaya başlamış biliyor musun, gerçi hatırladığı pek tatsız bir konu. Ama yine de birşey hatırlamış olması çok önemli , hafızası bütünüyle gitmedi, çok yakında geri gelecek demek.
Esma olayın bu yönünü hiç düşünmemişti ve şu an kocasının onu affetmemesinden bir hayli korkmaya başlamıştı.
- Çok sevindim oğlum, söz etmedin akşam. Bu önemli bir haber, tekrar birşeyler hatırladığında ne zaman olursa olsun haber vermeyi ihmal etme. Psikoloğunla da görüşmelisin. Böyle şeyler ihmale gelmez.
Esma son duydukları ile daha fazla dayanamayınca dudaklarından bir hıçkırık koptu. Kocasını geçiştirerek bu anıyla yüzleşmekten kaçmasının bu kadar ciddi sonuçlar doğuracağını düşünmemişti. Bütün gözler üzerine döndüğünde mahcubiyetle mırıldandı
- Afedersiniz, ben müsadenizi isteyebilir miyim.
- Tabiki kızım, müsade senin. O acı olayları hatırlamak istememen çok normal. Bu kadar ağır bir travmayı hiçkimse kolayca atlatamaz. Herkes için çok zordu.
Keriman hanımın teselli sözleri daha da yüreğini kabarttı genç kadının. Öyle ki zar zor nefes alıyordu.
- İyi geceler.
Esma usul adımlarla odaya yöneldiğinde kocası arkasından bakıyordu. Şimdi kalkıp yanına gitse o boncuk gözlerden süzülen yaşlara yine kıyamayıp konudan sapacaktı.
Derince bir nefes verip arkasına yaslandı. Burada biraz daha anne babasıyla sohbet ederek kendine de Esmaya da vakit tanımak daha iyi bir fikir gibi gelmişti.Annesi mahcubiyetle konuştu
- Etkilendi tabi, ben Tarığın hatırlamaya başlamasına sevinirken, onun üzüleceğini düşünemedim.
- Hatırladığın neydi oğlum, Esma kolay ağlayan bir kadın değil tanıdığım kadarıyla.
Tarık babasının sözlerine kaş çattı. Onun tanıdığı Esma belki de gördüğü en ağlak kadındı. Annesi asaletinden, ablası inadından ağlamazdı. Sevda? Sevda Bir şeyden rahatsız olduysa kırar dökerdi zaten. Böyle kabuğuna çekilip gözyaşı dökmek hiç ona göre değildi.
- Esmayı kanlar içinde sedyede görüyordum. Ve komadaki halini. Ufak ufak başka şeyler de var fakat bu manzara sıksık geliyor gözümün önüne. Üzülmesin diye Esmaya da soramıyorum. Neler olduğunu anlamak için hastane kayıtlarına mı baksam acaba?
Üzülmesin diye değil, karısı geçiştirdiği için soramamıştı. Ama şimdi üzüleceğini de anlamış olduğu için böyle söylemek kolayına geldi.
- Bak tabi, hatırladığın ufak bir ipucu da olsa üzerine git. Hatta kazanın kamera kayıtları var. Hem kavşağın hem hastanenin kamerası görmüş olayı.
- Evet, yarın ilk işim bununla ilgilenmek.
Tarık da daha fazla kalmak istemediği için ailesinden müsade isteyerek odaya geçti. Babası ile beş yılda kaçırdığı futbol olaylarını konuşmak artık ilgisini çekmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serencâm
SpiritualitéBir ameliyat sonucu son beş yılıyla beraber karısını ve değişen hayatını tamamen unutan bir Tarık.. Hafızası gidince bambaşka bir adama dönüşen kocası, çocuklarını bu süreçten zarar görmeden kurtarma kaygısı ve kocasına duyduğu büyük aşk arasında b...