- Başa dönmüşüz gibi hissediyorum.
- Dönmedik. Dönmüş olsak seni gündüz yalıya postalardım, çocuklar yokken yüzümü göremezdin .
- Tek fark bu mu?
- Hayır, çok fazla fark var. O yüzden daha kısa yoldan anlatayım. Evliyiz ama sevişmek yok, fiziksel hiçbir temas yok, başörtümü çekiştirmek yok. Diğer şeyler evlilikle aynı.
Adam gözlerini kırpıştırdı. Kadın ne saçmaladığının farkında mıydı acaba?
- Sitkom mu çekiyoruz, ne bu Ayrılsak da beraberiz gibi. Kendi karımdan namahrem muamelesi mi göreceğim.
- Namahremlerle aynı evde yaşamıyorum prensip olarak. Hatta üç cümleden fazla da konuşmuyorum. Denemek ister misin öylesini, aradaki farkı anlamış olursun.
Kaldırdığı tekkaşı ile öyle bir meydan okuyordu ki adam tahrik olduğunu hissetti. Düştüğü hale isyan eder gibi ayağa fırladı
- Peki küçük hanım, ona da peki. Sen ne istersen öyle olsun bakalım. Ben yatıyorum, iyi geceler.
Hızlı adımlarla yatak odasına girip tişörtünü çıkardı. Kendini odadaki banyoya atıp hızla duşun altına girdi.
Esma kocasının yatak odasına daldığını görünce gözlerini devirdi. Beraber uyuyacaklarını zannetmiyordu inşaallah.
Yine içemedikleri bardakları alıp mutfağa indi. Bu gün o kadar çok şey yaşamışlardı ki bir sene gibi uzun geldi.
Kocası ben yalıda kalmak isterdim, sen istemediğin için reddettim deyince içine bir kurt düşmüştü zaten. İkisinin adına yalıdaki kahvaltıya gitmeyi kabul ettiğinde işlerin eskisi gibi olamayacağını anladı.
Eskiden çatkapı yalı ziyareti yapılmazdı çünkü yabancılarla rastlamak istemiyorlardı. Hele ki yalıda verilen havuz başı davetlerine denk gelmeyi düşünmek bile istemezdi.
Bir sürü yarı çıplak insan yiyip içip suya giriyor, bolca da resim çekinip sosyal medyaya servis ediyordu. Tarık o resimleri gördüğü zaman kendini kurtaran Allah'a şükür eder, ailesinin de hidayet bulmasına dua ederdi.
Önceden haberli ziyaretlerde oğlunun talebiyle Yahya Bey gerekli düzenlemeleri yapıp ortamı uygun hale getirmeyi öğrenmişti. Böylece birbir kırmızı çizgilerine dokunmadan yaşayıp gidiyorlardı.
Ama ilk sınırı Funda'nın katkısıyla ihlal etmişti kocası. Belli ki bundan cesaret alan ailesi davet verme teklifi ile geliyordu. Kocası da Esmaya danışmaya gerek görmeden eve buyur edebiliyordu isyeni.
Bütün bunlar Esma için bardağı taşıran son damlalardı. Evlilikleri sürerken kocasının eski hayatından çocuklarını koruyamayacağını fark ettiği anda kararını verdi.
Yemini vardı, aşkından ölse de çocuklarının önüne kimseyi koymayacaktı. Onların küçük dimağlarının yalıdaki sefil yaşantı ile kirlenmesine gerekirse kocasından vazgeçerek engel olacaktı.
Nitekim yaptı da bunu. İçi kavrula kavrula "ayrılalım, ayrılmalıyız" dedi.
Karşısında gördüğü adam kocası değildi. O saygılı, sevecen, merhametli adamın yerinde kırıp döken, dilinden kir akan biri vardı.
Esma bunun bir kriz hali olduğunu bilse de göz yumamazdı. Birini tanımak için ya alışveriş yapmak, ya kavga etmek gerektiğini okumuştu.
Hiç tanımak istemeyeceği kocasının bu yüzü ile devam etmeyi düşünmek çocuklarına yaptığı en büyük haksızlık olurdu. Ayrılmaya karar vermekle doğru seçim yaptığına daha da ikna oldu o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serencâm
EspiritualBir ameliyat sonucu son beş yılıyla beraber karısını ve değişen hayatını tamamen unutan bir Tarık.. Hafızası gidince bambaşka bir adama dönüşen kocası, çocuklarını bu süreçten zarar görmeden kurtarma kaygısı ve kocasına duyduğu büyük aşk arasında b...