13. evim burası

23.3K 1.9K 515
                                    

Ayakları mutluluktan yere basmadan katettiği yolu dünyanın yükü omuzlarına binmiş gibi ağır ağır döndü adam. Belli ki karısı onu gözden çıkarmıştı, dün gece olsa olsa son günlerinin tadını çıkarmak için izin vermiş, hatta kendi kullanmıştı adamın hevesini.

İşte bu içine düştüğü evlilik hayatının ilk hayal kırıklığıydı.

***
Serin esen sabah rüzgarı saçlarını dolanırken zihnini toplamaya çalışsa da olmuyordu. Karısının bu korkunç hapı yutmayı düşünmesine bir anlam vermek imkansızdı. Cahil bir insan olsa bilmiyor derdi ama hemşireydi kadın. Bilmediği ne olabilirdi ki.

Asıl birşey bilmeyen kendisiydi. Beş yıl önce olan her neyse zihni kendini resetlemişti. Acaba hatırlamak için ne olduğunu öğrense diğer şeyler de geri gelir miydi.

Bunu herşeyden çok istediğini düşündü. Tekrar Esmanın sevdiği adam olmanın başka çaresi yoktu.

Doğru ya, Esma'nın sevdiği adam kendisi değildi ki. Tabiki böyle bir adamla çocuk büyütmek istemezdi. Beğenmiyordu karısı onu, kendine layık görmüyordu.

Kendi karısına yetememek...

Şimdi hayal kırıklığı katbekat artmıştı.
Durdu.

Kendi etrafında birkez dönerek heryeri inceledi. Beş yıldır yaşadığı sokağın başındaydı. Buradan binlerce kez geçmişti.

İyice baktı. Birşeyler hatırlıyor olmalıydı. Biraz ilerdeki fırın, yan tarafında küçük market, az ileride kırtasiye..
İlla ki buralara yolu düşmüştü. Hatta belki tanıyordu her birini.

!!!!

Eczanedekiler, ya onlar da tanıyorduysalar onu.

Esma bunu yapmış olamazdı değil mi.
Adımları şimşek gibiydi şimdi. Hızla apartmanın önüne geldiğinde önbalkonda kendisini bekleyen kadını gördü. Nasıl da masum masum bakıyordu.

Hah!!

Masum ha? Şimdi gösterecekti kocasını rezil etmeyi.

Merdivenleri üçer üçer çıkarken aklında sadece düştüğü durum vardı.

Kim sabahın bu saatinde gidip o lanet haptan alırdı ki. Düşünmesi bile korkunçtu.

Daire kapısına geldiğinde üzerinde namazlığı onu bekliyordu kadın.
Az evvel başındaki yazması omzuna düşmüş, yaramaz bukleler topuzunun her yanından fırlamıştı.

Tıpkı bir süs bebeği gibi boncuk boncuk bakıyordu.

Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilir ki diye düşündü adam.

İşte yine aynı şey oluyordu. Kadının efsunlu güzelliğiyle hipnotize olmasına ramak kalmıştı.

İçinden "hayır" dedi "bu defa beni kandıramazsın".

Selam sabah vermeden ayakkabılarını fırlatır gibi çıkararak içeri girdiğinde karısı ters giden birşeyler olduğunu anlamıştı .

-Hoşgeldin?

Karısının meraklı çıkan sesi ile ağzına geleni söylemek istedi adam. Ama yapamazdı. Karşısında tanımadığı bir kadın vardı ve bağırıp çağırmak hiçbir zaman çözüm olamazdı.

Ayakları yeri döve döve mutfağa yöneldi. Kendine dolaptan büyük bir bardak su doldurarak masaya oturdu. Biraz sakinleşmeden ağzını açmasa iyi olurdu. Karısı da bir bardak su alıp karşısına geçtiğinde bu hazırlığın ilaç için olduğunu anladı.

Küçük hanım sabırsızlıkla yolunu beklemişti; kocasının değil haa, ilacın.
Cebinden kutuyu çıkarıp çarpar gibi masanın üstüne koyduğunda kadın korkuyla irkildi.

SerencâmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin