Her Şeyin Başlangıcı

726 71 49
                                    

Emre'den

"34 BRK 30. Sağa çek!"

Polis sesleriyle tek elimle koltuktan destek alıp arkamı döndüm. Berkan'ın arabasının plakasıydı bu. Hışımla önüme dönüp Berkan'a baktım. Her şey normalmiş gibi aynı hızda sürmeye devam ediyordu. Ya yaklaşan tehlikenin farkında değildi ya da fark edemeyecek kadar gözü kararmış olmalıydı.

"Berkan!" Sesimi yükseltip arabanın kontrolünü kaybetmemesi için hafifçe kolunu tutup sarstım. Kendisine yeni gelmiş gibi afallayıp bana döndü.

"Tekrar ediyorum. 34 BRK 30. Sağa çek!"

Sesleri duyunca sinirle tek elini direksiyona vurdu.

"Harika zamanlama(!)"

"Durmak zorundasın. Eğer emre uymazsan başımız daha büyük belaya girecek." Ada haklıydı. İçimizden hepimiz bunun sıradan bir kontrol olmasını umduk. Berkan da bu sırada direksiyonu sağa kırıp arabasını park etti.

"Kimse bir şey çaktırmayacak. En ufak şeyden bile şüphelenmeyecekler. Anladınız mı beni?" Berkan, özellikle kızlara doğru konuşmuştu. İkisi de aynı anda kafasını salladıktan sonra derin bir nefes aldım.

Berkan, Ada'nın kıyafetindeki kan lekelerini fark ettikten sonra ceketini çıkarıp ona uzattı.

"İzleri kapat." Ada, ceketi alıp üzerine örterek kan izlerini kamufle etmişti.

Polis, Berkan'ın olduğu tarafa doğru yaklaşıp camını tıklatarak açmasını işaret etti. Berkan, denilene uyup düğmeye bastı. Hepimiz o tarafa doğru dönüp olacakları bekliyorduk.

"İyi geceler memur bey."

"İyi geceler. Ehliyet, ruhsat lütfen." Berkan, torpidoyu açıp polisin istediği belgeleri ona doğru uzattı. Polis memuru elindeki fenerle formaliteden olan kontrolünü yaptıktan sonra belgeleri geri verdi.

'Dur' emrine neden uymadınız?" Berkan, hepimizi şaşırtacak cinsten bir sakinlikle yanıtladı.

"Anayoldayız. Arabalar vızır vızır geçiyor. Birilerinin hayatına mâl olmamak adına doğru zamanı bekledim." Polis, diğer memurun uzattığı cihazı eline alıp devam etti.

"Birilerinin hayatına mâl olmaktan bahsediyorsun ama hız sınırını aştığının da farkındasındır umarım. Alkollü müsün?" Berkan, kafasını iki yana salladı.

"Hayır."

"Onu şimdi anlarız." Elinde tuttuğu cihazı Berkan'ın ağzına doğru yaklaştırdı.

"Üfle." Berkan, cihaza doğru eğilip nefesini verdi. Gecenin tek iyi yanı, Berkan'ın şans eseri bir şekilde alkol almayışıydı.

"Alkollü de değilsin." Gözlerini kısıp hepimize teker teker baktı.

"Bagajı aç bakalım."

Son cümlesiyle hepimiz soğuk soğuk terlemeye başlamıştık. Bedenimdeki istemsiz kasılmaya engel olamamıştım. Polis memuru arabanın arka tarafına doğru giderken Berkan'la birlikte aceleyle arabanın kapısını açıp indik.

Ada'dan

Kalbim deli gibi atıyordu. Bir şey yapmak zorundaydık. Yoksa saniyeler içinde her şey mahvolacaktı. Hışımla Gül'e dönüp yüzüne baktım.

"Bayıl." Oldukça kısık sesle konuşuyordum.

"Ne?!"

"Bayıl işte. Yakalanacağız." Gül, yapmak istediğimi anlayıp bir anda kendisini kucağıma bıraktı. Şimdi sıra bendeydi. Yüz ifademi toparlayıp çığlığı bastım. Dikkati bu tarafa çekecektik.

RİSK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin