Ateş Hattı

460 52 36
                                    

Uzunca bir bölüm oldu. Satır arası yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın.♡

Ada'dan

Elimi Cenk'ten ayırarak bakışlarımı sahnedeki Gül'e odakladım. Ne ara oraya çıkıp tüm dikkati üzerine toplamıştı, bilmiyorum.

Ona doğru dikilen meraklı bakışlara zoraki olduğu çok belli olan bir gülümseyle karşılık verdi. Ardından boğazını temizleyerek mikrofona doğru yaklaşıp dudaklarını araladı.

"Öncelikle sözlerime 'iyi eğlenceler' diyerek başlamayı çok isterdim. Fakat gerçekten eğlendiğinize inanmadığımı belirtmek isterim." Etraftaki sessizlik hakimiyetini korurken o ise kendi kendine gülerek sözlerine devam etti.

Sarhoş muydu o?

"Herkes bir şeyleri unutmak için geldi değil mi? Bazı şeyleri kabullenmek ya da sindirmek için." Onu izleyen insanlardan birini parmağıyla işaret etti.

"Mesela sen, belki sevgilinden ayrıldın." Ardından başka birini...

"Ya da sen babanla tartıştın." Kafasını kaldırıp yukarı doğru bakarak derin bir nefes aldı.

"Benim buraya gelme nedenim bambaşka. Daha doğrusu bizim. Geri dönüşü olmayan bir hata yaptık ve iki kadeh alıp sarhoş olarak atlatılabilecek bir durum değil, çoğunuzun aksine."

Yutkunarak bacağımdaki elimi yumruk yaptım. Ne yapmaya çalışıyordu bu kız?

"Şu an içinizden deli olduğumu düşünenler bile vardır. Hayır, delirmedim. Henüz öyle. Sadece bu yükü taşımaktan yoruldum."

Görüşüm bulanıklaşmaya başladığında ağlamak üzere olduğumun farkındaydım.
Her şey buraya kadar mıydı?

"Biz birini-" Ağzından çıkan kelimeleri tamamlayamadan hışımla ayağa kalkarak sahneye doğru atılacaktım ki biri benden önce davranmıştı. Emre...

Yetişmek adına merdivenleri kullanmadan elleriyle destek alarak direkt sahneye atlamıştı. Gül'ün elinde tuttuğu mikrofonu hışımla çekerek yere attı. Sonrasında ise asla beklemediğim bir şey oldu.

Gül'den

Elimdeki mikrofonun hızla avuçlarımın arasından kayıp gitmesiyle kaşlarımı çatarak Emre'ye baktım. Tam ağzımı açıp yaptığı harekete karşılık nefretimi kusmaya hazırlanmışken aniden iki parmağını elbisemin kemerine geçirdiğinde beni kendisine doğru çekerek bedenlerimizin çarpışmasına izin verdi. Nabzım aldığım alkolden dolayı haliyle yüksekken şu an sınırları zorluyordu.

Müzik tekrar girdiğinde sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi herkes birkaç dakika önceki eğlencesine geri dönmüştü.

Kafamı kaldırarak Emre'nin gözlerinin içine baktım. Anlam veremediğim bir ifade vardı. Mavi gözleri koyulaşmıştı.

Çok geçmeden parmak uçlarıma kadar uyuşmuş hissetmemi sağlayan bir hamlede bulundu. Dudakları benim dudaklarımın üzerine kapandığında tek başıma ayakta duramayacağımı fark edip omuzlarına tutundum. Öpücüğü derinleşirken belimdeki elini yanaklarıma çıkardı.

Buna izin vermemem gerektiğinin farkındaydım. Ancak sarhoşluğun etkisinden olacak ki ne karşılık veriyordum ne de onu itebilecek gücü kendimde bulabilmiştim.

Nefesi kesilmiş olacak ki geri çekildiğinde dudaklarını yalayarak gözlerimin içine baktı. Bakışları farklıydı. Onda daha önce görmediğim bir ifadeydi bu. Garip hissetmeme neden olmuştu.

Az önce ne yaptığımızın geç de olsa farkına vararak Emre'nin omzundaki ellerimi çekerek aceleyle sahneden indim.

Hızlı adımlarla çıkışa ilerlerken peşimdeki ayak seslerinin Ada'ya ait olduğunu biliyordum.

RİSK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin