Ada'dan
Bunu yaparken aklımdan ne geçtiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. O anki hislerimle davranmıştım ve bu hisler beni dibi görünmeyen bir çukurun içine çekmişti.
Daha ilk andan o çukura benimle birlikte birini daha çekmiştim. Gül'ü...
Hıçkırarak ağlamak istiyordum. Sabaha kadar çığlık atıp içimdekileri kusmak istiyordum. Ama tek yapabildiğim şey öylece durmaktı. Bugüne kadar tek bir vukuatım bile yokken bugün birini öldürmüştüm.
Dakikalar süratle geçerken şoku üzerinden ilk atan kişi Gül olmuştu. İki eliyle yüzümü kavrayıp ona bakmamı sağladı.
"Sakin ol. Sen isteyerek bir şey yapmadın. Mecburdun buna, tamam mı?"
Görüntüm bulanıklaştığında gözlerimin dolduğunu anladım.
"O-onu öldürdüm."
"Bana bak. Bunu ikimizden başka kimse bilmiyor. Kimse de bilmeyecek. Anladın mı beni?" Rica etmiyordu. Ses tonundaki keskinlik onu reddetmemem gerektiğini kesin bir dille belirtiyordu. Öyle bir şansım yoktu zaten.
Kafamı salladığımda ellerini yüzümden çekip gözlerini soyunma odasında gezdirdi. Odada kamera yoktu ancak koridordaki kameralar hepimizin buraya girişini çekmişti.
"Soğukkanlı davranmak zorundayız. Duygusal hareket edersek yakalanmama olasılığımız yok."
Aklıma gelen düşünceyle Gül'e döndüm.
"Her şeyi anlatsak? Arda'nın sana tecavüz girişiminde bulunduğunu, benim nefsi müdafaa yaptığımızı söylesek?"
Histerik bir şekilde güldü.
"Arda'nın ailesi ünlü bir şirket yönetiyor Ada. Bu olayın basında nasıl bir etki yaratacağını bildikleri için olayın üstünü örtmek için her şeyi yaparlar. Olan bize olacak."
Tek eliyle saçlarını yüzüne düşen saçlarını geriye atıp kapıya doğru yöneldi.
"Sen burada kal, ben koridordaki kameraları halletmeye çalışacağım."
Başımla onayladım. Konuşacak gücüm yoktu.
●●●
Kaan başkomiserin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. İrkildiğimi fark edince hafifçe kaşlarını çattı.
"İyi misin?"
"İyiyim."
"Çıkabilirsin, Ada." Başkomiserin sözleri üzerine gülümseyerek ayağa kalktım. Üstelemiş olsaydı daha ne kadar dayanabilirdim, bilmiyorum. Bir an önce kendimi toparlamak zorundaydım. Hayatıma devam etmeliydim.
İki Gün Sonra
Melis'ten
Polislerin bir anda sınıfa baskın düzenleyip hepimizi sorguya almasının üzerinden iki gün geçmişti. Arda yine ortalıklarda yoktu ancak okul, son iki gündür bunlar hiç yaşanmamış gibi fazlasıyla sakindi. Tabii, benim Özgür'e yaşatacaklarıma kadar.
Herkes haftanın son gününün bitmesini iple çekerken ben başka bir şeyi aynı heyecanla bekliyordum. Son dersi ekmek zorunda kalmıştım.
Özgür'ün tepkisini hayal bile edemiyordum. Bunu öğrenmenin tek yolu aklımdakini hayata geçirmek olacaktı. Son bir adım kalmıştı.
"Videoları benden aldığını kimse bilmesin, lütfen. Özgür bunu sana benim verdiğimi öğrenirse beni mahveder." Kızın uzattığı flashbelleği alıp elimi sıkıca kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİSK
Teen Fiction*** "Nabzı atmıyor." Birkaç adım geriledi. Elindeki kırık şişe parçası kayıp yerle buluştu. Ellerine bulaşan kan lekesini ne yapacağını bilemez bir halde üzerine sürdü. Yüzündeki korku ifadesi, gözlerindeki kızarıklık her an ağlayabilecek olduğunun...