Ada'dan
Duyduğum cümlelerle telefonu kulağımdan indirip elimi kalbimin olduğu yere koydum. Bugün ölmezsem hiç ölmezdim sanırım.
Ne yapacaktık biz şimdi?
O geceyi detaylı olarak bilen biri daha vardı. Bizden başka biri...
Ne demeliydim? Gördüğü bir şey inkâr mı edecektim? Neyi değiştirirdi bu?
"Orada olduğunu biliyorum, Ada."
Polise gidecek olsa şimdiye kadar gitmez miydi zaten?
Onlarca soru kafamı konser alanına çevirmişti. Ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Telefonumu tekrar kulağıma götürüp sesimin titremesine engel olmaya çalışarak konuştum.
"Kimsin sen?"
Cevap vermemişti, sadece benimle alay ettiğini belli eden bir gülüşle karşılık verdi.
"İnkâr etmeyecek misin?"
"Bir şey değiştirecek mi?"
Hışırtılı bir nefes sesinden sonra yanıtladı.
"Sandığımdan daha gözü karasın. Telefonu yüzüme kapatıp ağlayarak arkadaşlarını ararsın sanıyordum."
Sabırsızca yerimde kıpırdandım. Aynada kendime bakarak konuştum. Ruhumdaki karanlık dışıma yansımıştı. Kısacası berbat görünüyordum.
"Analizlerin bittiyse ne istediğini söyle."
Tekrar güldü.
"Sen bana emir verebilecek konumda değilsin, sarışın. Her şey benim elimde. Hayatınızı mahvetmem bir telefona bakar. Unutma."
"Hiçbir şey kanıtlayamazsın." Aklıma gelen ilk savunmayla direkt atlamıştım.
Bunları söylerken ciddiydim. Gerçek anlamda kanıtlayamazdı. Ne kamera kayıtlarını ne de başka bir şahit bırakmıştık arkamızda. Cesedin nerede gömülü olduğunu bile bilmediğine emindim.
"İddiaya var mısın?" Sesi kendinden emin çıkıyordu.
"Ben ve çevremden uzak dur." Cevap vermesine izin vermeden aramayı yüzüne kapatıp telefonumu rastgele masama attım.
Ayağa kalkıp odamda turlarken bu işten nasıl en az hasarla kurtulabileceğimizi düşünüyordum. Tek başıma yapamayacağımı biliyordum. Yarın sabah ilk işim bu gece yaşananları suç ortaklarımla paylaşmak olacaktı.
●●●
Berkan'dan
Sabah okula geldiğimde ortalık yine sakindi. Gereğinden fazla sakin. Bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunu tahmin edebiliyordum. Arda bugün de gelmemişti. Beklediğimiz gibi. Ne arkadaşlarının telefonunu açabiliyordu ne de herkesin merakını giderecek bir hamlede bulunuyordu.
Yavaş yavaş herkesin kafası karışmaya başlamıştı. Her ders alınan yoklamada aynı numara yazılıyordu deftere.
"Arda YILDIRIM." Yutkunup yoklamayı alan hocanın yüzüne baktım. Gözleri sınıfı tarıyordu. Sınıfta kimseden çıt çıkmayınca kafasını onaylamazca iki yana sallayıp deftere okul numarasını yazdı.
"Arkadaşlar Arda'ya ulaşabilen oldu mu? Neden gelmiyormuş bilen var mı?"
Öldü.
Tekrar sessizlik.
"Yavuz sen de mi bilmiyorsun?"
Bakışlarım Yavuz'a döndüğünde kafasını kaldırıp hocaya baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/222987521-288-k516875.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİSK
Fiksi Remaja*** "Nabzı atmıyor." Birkaç adım geriledi. Elindeki kırık şişe parçası kayıp yerle buluştu. Ellerine bulaşan kan lekesini ne yapacağını bilemez bir halde üzerine sürdü. Yüzündeki korku ifadesi, gözlerindeki kızarıklık her an ağlayabilecek olduğunun...