Batak

35 8 0
                                    

Melis'ten

Arabanın şoför koltuğunda oturarak tek elini kaldırıp selam verircesine gülümsedi. Çok geçmeden kendimi yanındaki koltukta buldum. İçimdeki ses her ne kadar bu akşam ona eşlik etmememi istese de onunla gitmek isteyen yanıma engel olamamıştı.

"Selam." Kemerimi takıp ona döndüğümde arabayı çalıştırıp otoparktan seri bir şekilde ayrılmıştık.

"Nereye gidiyoruz?" Az önceki mesajların hesabını ya da beni mağazada görüp nasıl benden önce buraya geldiğini sormamam aptallıktı. 

"Bir arkadaşımın evinde küçük bir kutlama var. Oraya davetliyim." Bana döndü. 

"Yalnız gitmek istemedim." Söylediği şeyle dudaklarımı birbirine bastırıp önüme döndüm. Benimle yine oynuyordu. 

"O gün sana yaptıklarımdan sonra aklına gelecek son kişi bile olmamam gerekmiyor muydu?" Mantığım sonunda olayı devraldığında istemsizce rahatladım.

"Evet, aslında ben de düşünmezdim." 

"Fikrini değiştiren ne oldu?" 

"Sonsuza kadar böyle devam edemeyecek olmamız." 

Alayla güldüm. Direksiyon hakimiyetini kaybetmemek için bana bakmamıştı.

"Tuhaf mı geldi?"

"Sence?" 

Ciddileşip göz ucuyla bana baktı.

"Haklısın." Bir evin önünde durduktan sonra tek eliyle direksiyondan destek alıp tamamen bana döndü. Bana doğru uzattığı diğer eline baktım.

"Ben yeniden başlamak isterim." Ağzından çıkan her bir sözcükle ruhumda bir şeyler hareketleniyordu. Bundan nefret etmiştim.

"Neye?"

"Arkadaşlığımıza." Elini tutup hafifçe sıktım.

"Anlaştık." İkimiz de aynı anda gülümsedik.

Bu kadar çabuk soğumasını aklım almasa da aramızdaki gerilimin son bulması işime gelmişti. Bu tür şeylerle vakit kaybetmek istemediğim için kabul ettim belki de.

Kısa süren bakışmamıza son vererek elimi çektim.

"Geldik." Kemerini çıkarıp arabadan indiğinde ben de indim.

Oldukça lüks görünen bir villaydı. Havuz başında dans eden insanlar kendinden geçmiş gibilerdi.

"Gerçekten de ufak bir kutlamaymış." Alayla kurduğum cümleye omuz silkmekle karşılık verdi.

Kolunu girmem için uzatıp bana döndü. Çekingen bir tavırla koluna girdim. Bahçeye doğru adımladığımda etrafı incelemeye başlamıştım. Pek tanıdık yüz yoktu. Bu nedenle mecburen de olsa Özgür benim için en güvenli liman gibiydi. Umarım yanılmazdım.

Denize düşüp yılana sarılma deyimi tam da şu an bulunduğum durum için geçerliydi.

Ada'dan

O gecenin üstünden üç gün geçmişti. Berkan'a kuryenin yanında gördüğüm adamı anlattıktan sonra neden daha önce söylemediğimle ilgili azarlamıştı beni. Ardından o gece kimse tek kelime etmemişti. Ertesi gün beni eve bıraktığında da yol boyunca konuşacak bir şey bulamamıştık. Aslında konuşacak çok şeyimiz vardı ama nereden gireceğimizi bilmiyorduk. Emre'nin söylediği buluşma da yalan olmuştu zaten. Ertesi gün okula Gül ve Berkan gelmemişti. Sorma gereği duymamıştım.

Ertelemek mutlak sorguyu erteliyor gibi hissettirse de bu bana iyi gelmiyordu.

Pazar akşamı. Bugün Arda'yı öldürmemin üstünden tam bir hafta geçti. Tam bir hafta öncesine dönebilmeyi öyle çok isterdim ki. Haftasonu kendimi dinlemek için fazlaca zamanım olmuştu. Günlerdir suç ortaklarımla konuşmuyorduk. Daha fazla kafamdaki seslerle baş başa kalamayacağımı hissedince dolabımı açıp ceket aradım. Gözüm Berkan'ın bana ilk akşam verdiği kan izleriyle süslenmiş ceketine çarpınca dolabı hışımla kapattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RİSK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin