SEHER

1.4K 39 4
                                    

Seher ablalarının yoğurduğu kınayı gece yatmadan önce avuçlarına sürüp eski çoraplarını eldiven gibi ellerine taktıktan sonra girdiler yataklarına Pınar'la Kader. Biraz sonra Seher de gelip uzandı yer yatağındaki kardeşlerinin yanına. Mutluluktan uyku tutmuyordu gözlerini bayram sabahına uyanacaklar diye. Pınar, yeni elbisesini düşünmekten alamıyordu kendini. Ona ilk defa yeni bir elbise alınmıştı, şimdiye kadar hep Kader'in. küçülen elbiseleriyle yetinmek zorunda kalmıştı. Kendini yeni elbiselerin içinde düşündükçe içi içine sığmıyordu. Kader'e de yeni ayakkabı alınmıştı bayramlık niyetine. Onun hali de Pınar'dan farklı değildi. Kıkırdayıp durdular yorganın altında gece yarısına kadar. Seher ablalarının kızmalarına da aldırmadılar. Hoş, ablalarının kızmasının yalancıktan olduğunu bilmiyor değillerdi. Kıyamazdı onlara Seher ablaları. Sonunda, ikisi de bitkin düştükten sonra, ablalarına sarılıp uyudular.

Seher'in uykusunu kaçıransa başka bir şey di. Hayri'nin pastane de buluşma teklifini kabul etmişti. Aynı konfeksiyon atölyesinde çalışıyordu Hayri'yle. Arife günü olması nedeniyle yarım mesai yapmışlardı. Atölye çıkışı hayri yanına yaklaşmış, utana sıkıla buluşma teklifi etmişti. Aslında nicedir bekliyordu Seher bu teklifi, uzun zamandır atölyede dedikoduları çıkmıştı bile. Hiç kimsenin gözünden kaçmazdı böyle şeyler.

Seher de evlilik çağının gelip geçtiğini düşünüyordu. Yirmi iki yaşındaydı. Evde kalma korkusunu zaman zaman hissetmeye başlamıştı artık. Onun yaşıtları on sekizinde evlendirilmiş çoluk çocuğa karışmışlardı. Gerçi Seher'in de bir iki isteyeni olmuş ama o istememişti. Hayri'ye kanı kaynaşmıştı işte. Uzun boyu, dalgalı saçları, kalın dudaklarıyla yakışıklı bile sayılırdı. Neredeyse sekiz aydır aynı yerde çalışıyorlardı. Aslında kendisi dört yıldır bu atölyede işçiydi. Hayri ise askerliğini bitirdikten sonra burada çalışmaya başlamıştı.

Tatlı bir telaş ın evde yarattığı gürültüyle sabah erkenden uyandılar. Seher'in babası Gani, kendisinden üç yaş büyük abisi Hadi ve on beş yaşındaki kardeşi Engin, bayram  namazı için evden çıkıyorlardı. Onlar çıktıktan sonra Pınar ve Kader lavabo ya koşup ellerindeki kurumuş kınayı yıkadılar. Bayram sabahının verdiği enerji dışında hiçbir şey küçücük çocukları sabahın köründe bu kadar canlı ve neşeli kılamazdı. Seher de yaktığı kınayı yıkadıktan sonra bacılarına yardım etti, iyice temizlediler kınaları, ikisinin nar gibi kızarmıştı. Minicik avuçlarını koklayıp koklayıp öptü Seher ablaları. Anaları sultan ise mutfağa girmiş, kahvaltı hazırlığına başlamıştı bile. Erkekler camiden döndüğünde hazır olmalıydı. Seher, annesine yardım için mutfağa giderken küçük afacanlar da bayramlıklarını giymek için odaya koştular. İki ayrı oda da serili yer yatakları çarçabuk toplanmıştı. Yer sofrasında kahvaltı hazırlanmıştı. Bayram günleri dışında hiçbir zaman bütün aile birlikte kahvaltı yapmazdı.

SEHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin