Çok geçmedi, Seher'in aynı mahallede oturan iki amcası geldi eve. Erkekler bir odaya kapanıp tartıştılar bir müddet. Sultan ana kızının yanından ayrılmadı, saçlarını öpe koklaya, ağlayarak sessizce oturdu başucunda. Amcalar hiçbir şey demeden çıkıp gittiler. Hadi girdi Seher'in uyuduğu odaya ," sen dışarı çık ana," dedi. ,"Çıkmam oğlum, nereye götürüyorsanız beni de beraber götürün," diye kararlı bir şekilde meydan okudu Sultan ana. " Sen araya girme ana, bu senin işin değil, namus bizim namusumuzdur," dedi Hâdi. "Sizin namusunuz batsın," diye bağırdı Sultan ana," benim kızım günahsızdır, uzak durun kızından. "Seher yarı baygın şekilde gözlerini açtı, abisiyle göz göze geldiler. İkisinin de gözleri doldu ama Hadi yüzündeki sert ifadeyi bozmadı
Anladı Seher her şeyi, kalktı yavaşça banyoya girip giyindi. Giyindikten sonra annesinin yanına döndü, vedalaşmak için abisinden izin istedi. Odadan çıktı Hadi. Seher annesine sarıldı sıkı sıkı, ağlamaktan konuşamadılar. Pınar'la Kader de korkmuş, ağlıyorlardı. Seher küçük bacılarına sarıldı, kokladı, öptü, "ablanızı unutmayın olur mu?," Dedi. Ne olduğunu tam anlayamasalar da kötü bir şeyin olduğunun farkındadırlar, inmek istemediler ablalarının kucağından. Babaları seslendi dışarıdan," çık dışarı gidiyoruz!" Dedi. Sultan ana kızını arkasına sakladı," önce beni öldürün," dedi sertçe. Kocası bir tokatla yere yıktı Sultan ana'yı," çekil şuradan!" Diyerek küfürler yağdırdı.
Yerden kalkmadan ayaklarına atıldı kocasının, yalvardı, dövündü, paralandı ama kar etmedi, bana mısın demedi kocası... Seher'in yüzüne bile bakmadan eliyle kapıyı gösterdi. Başını öne eğdi Seher. Dışarıda bekleyen kamyonetlerine bindiler hep beraber. Komşuları Perdeleri aralayıp sessizce izlediler Seher'in götürülüşünü.
Yol boyunca kimseden çıt çıkmadı. Seher, Engin'le beraber arka koltukta oturuyorlardı. Engin'in elini sıkı sıkı tutmuş, bırakmıyordu. Engin babasının korkusu olmasa ablasına sarılmak istiyordu. Şehir dışında boş bir arazinin kenarında durdular. Önce Seher indi, diğerlerinin inmesini bekledi. Güzel, duru ay ışığıyla aydınlanmıştı. Babaları en önde, arkasında Seher, onun da arkasında Hâdi, en arkada da Engin, tek sıra halinde arazinin içlerine doğru yürüdüler. Adananın ayazı dondurmuştu. Sert toprağa basarken çıkardıkları sesler dışında bir şey duyulmuyordu. Babaları durdu, arkadakiler de... Döndü Gani baba, silahını çekti belinden, Engine uzattı. Başı yana düştü Seher'in, ilk defa metanetini kaybetti, "Baba, sana kurban olayım Engin'ime kıymayın, o daha çocuktur baba, hapislere dayanamaz, bırak ben kendimi sana kurban edeyim, sen Engin'imi bana kurban etme baba," dedi yalvararak.
Gani baba gözyaşlarına engel olmaya çalışarak," al oğlum, al Engin, bu iş burada bitsin," dedi sertçe. Engin uzandı aldı babasının elindeki tabancayı; şaşkınlığı ve korkusu yüzünden okunuyordu. Hava soğuktu, Engin çocuktu, tabanca ağırdı, titritordu eli. Hâdi abisi,"Diz Çök!" dedi Seher'e, duygularını gizlemeye çalışarak. "Müsaade et, elini öpeyim baba," dedi Seher, bitkin bir halde. Elini uzattı babası, öpüp alnına götürürken,"hakkını helal et baba," dedi. Bir eliyle gözlerini kurulamaya çalışan babası zorlukla, "Helal olsun kızım, sen de helal et," diyebildi. "Helal olsun," dedi Seher. Döndü Hâdi abisine sarıldı; Helallik istedi, put gibi sessiz, hareketsiz durdu Hâdi. Engin'e sarıldı en son, silahı yere bırakıp sıkı sıkı sarıldı Engin de.Defalarca öptü kardeşini Seher, saçlarının kokusunu derin derin ciğerlerine çekti, bırakmadı.
Diz çöktü yere Seher, silahı yerden aldı Engin, ablasının ensesinin üstüne dayadı namluyu, namlu titredi. " Ben sana kurban olayım Engin'im," dedi Seher. "Korkma, ablası kurban, hiçbir şey den, hiç kimseden korkma, hapiste sağlığına dikkat et," diye yüreklendirdi küçük kardeşini.
Engin gözlerini sıkıca kapadı," Seher Ablaaaa!" Diye bağırdı, sesine silagın sesi karıştı, uzaktaki kavaklardan bir karga sürüsü havalandı. Yüzükoyun yere devrildi Seher, sıcak kanı Çukurova'nın donmuş toprağına değdi, aktı buzun üstünde, elinin kınasına karıştı.
Üç erkek, akşamüstü ormanda hayallerini çaldı Seher'in.
Üç erkek, geceyarısı boş bir arazide canını aldı Seher'in.
