SONU MUHTEŞEM OLACAK SON

296 16 1
                                    

Bütün bu gelişmeler hem bölgelerinde hem de ülkenin genelinde toplumsal barışın sağlanmasına da önayak olmuş, acı geçmişe ve hatıralara rağmen bir arada yaşamayı başarmış bir ülke olarak dünyanın geri kalanının takdirini kazanmışlardı. Oğlu da doktor olup kasaba'ya döndükten sonra Kent konseyinin görevlendirmesiyle Halk sağlığı merkezinde çalışmaya başlamıştı.

Zaten herkesin tanıdığı ve sevdiği doktor, kısa sürede mesleğinde de başarılı olmuş, yardımseverliği, mütevaziliği ve çalışkanlığıyla öne çıkmıştı. Her yıl yapılan Kent konseyi seçimlerinde önce Meclis üyesi, arkasından da Meclis eş Sözcüsü seçilmişti. Bu göreviyle birlikte doktorluğu da şevkle ve büyük bir heyecanla yürütüyordu. Hiç görmediği babasına ve amcasına layık olma bilinciyle büyümüştü; şimdi de bunu hayata geçirme fırsatı bulmuş olmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Kasabanın bu başarılı yerinden yönetim deneyimini anlatması için Harvard Üniversitesinde bir konferans vermek üzere kasabanın Kent meclisinden bir kişi Amerika'ya, Boston'a davet edilmişti. Yapılan son toplantıda bu kişinin kendisi olmasına karar verilmişti.

Konferans daha bir ay sonraydı ama doktor şimdiden yerinde duramıyordu. 28 yıllık hayatında ilk defa Amerika'ya gidecekti. Daha önce dil eğitimi için kısa süreliğine Londra ya gitmiş, onun dışında hiç yurt dışına çıkmamıştı. Üstelik bu kadar prestijli bir üniversitede kendi halkını temsilen deneyimlerini anlatacak olması iyiden iyiye heyecanını artırıyordu.

Daha ilk günden konferansta yapacağı konuşma üzerinde çalışmaya başlamış, çok uzun olmayan ancak bütün detayları ve sürecin tamamını içeren bir metin hazırlanmıştı. Yola çıkmadan önce de metni Kent konseyinde okumuş ve büyük alkış almıştı. Önce İstanbul'a , oradan da Amerika ya gidecekti. Sabah kasabanın dışındaki havaalanına gitmeden önce babasının mezarını ziyaret etmek istedi.

O'nu bırakacak arkadaşı Bawer'le birlikte mezarlığa gittiler. Bahçeden topladığı taze kır çiçeklerini yettiği kadarıyla tüm mezarların üstüne bıraktıktan sonra en son babasının ve bitişiğindeki amcasının mezarının önüne geldiler. Elinde kalan son çiçekleri de iki mezarın üstüne bıraktıktan sonra yarı hüzünlü, yarı gururlu sesle, " rahat uyuyun," diyerek ayrıldılar mezarlıktan.

Mezar taşlarının birinde babası "Ahmet Tunç ", diğerinde ise amcası "Mehmet Tunç "un isimleri yazıyordu. Arkadaşı Bawer havaalanında O'nu yolcularken uzun uzun sarılıp, "bizim yerimize de gez Amerika'da , yolun açık olsun " Bekes," dedi.

Hiçbir zaman kimsesiz olmamıştı " Bekes". Halkının evladı olarak büyümüş, ismiyle tezat oluşturacak kadar çok sevilmişti hep. Doktor Bekes geride bıraktığı arkadaşına el sallerken Cizre'nin yakıcı sıcağına hissettirecek güneş iyice tepeye yükselmiş, yeni yaşamın yeni bir günü çoktan başlamıştı Dicle'nin kenarında.

SEHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin