SEHER 1

1K 30 0
                                    

Erkekler camiden dönünce önce hepsi bayramlaştılar. Sultan ana dahil hepsi Gani babanın elini öptü önce. Babaları ise sadece Pınar ve Kader'i öpüp kucaklayıp harçlıklarını verdi. Sonrasında çocuklar annelerinin elini öperken sultan ana uzun uzun sarılıp öptü bütün çocuklarını. Kardeşler de birbirleriyle öpüşüp bayramlaştılar. Pınar ve Kader büyük abisi Hadi'den de bayram harçlığı kopardılar.

Seher de kızdıgını bilmesine rağmen küçük kardeşi Engin e sarılıp uzun uzun öptü. Normalde Engin kıyameti koparırdı, ama hem bayramdı hem de öpen Seher ablasıydı. Çok severdi ablasını, ablası da ona ayrı düşkündü. Her zaman üzerine  titrerdi. Seher cüzdanından para çıkarıp Engin'in bayram harçlığını kendisi verdi. Engin önce almak istemedi ama ablası israr edince sıkıca sarılıp öptü, sonra da aldı harçlığını. Bütün aile keyifli bir sohbet eşliğinde yaptılar kahvaltılarını.

Öğlene kadar komşularla karşılıklı bayram ziyaretleri tamamlamış, evin erkekleri ayrı ayrı çıkıp dışarı gitmişlerdi. Seher'in Hayri'yle buluşmasına üç saat vardı fakat annesine dışarı çıkacağını hâlâ söylememişti.

Sultan ana çocuklarına çok düşkündü ama Seher'in yeri ayrıydı. Seher onun sadece kızı değil, can yoldaşı, sırdaşı, dert arkadaşıydı. Seher'e karşı diğer çocuklarına olmadığı kadar toleranslıydı. Bir iki tembihten sonra uğurladı kızını, nereye gittiğini sormadı ama tahmin edecek kadar tanıyordu Seher'i

Adana adliyesinin karşısındaki pastane de Hayri'yle buluştular. İçeri girdiğinde Hayri tek başına oturuyordu masada. Kalktı elini sıktı Seher'in. "Hoşgeldin , bayramın mübarek olsun," dedi. Seher de  "hoş bulduk, senin de bayramın mübarek olsun," diye karşılık verdi titreyen sesiyle. Heyecandan ter basmıştı Seher'i. İlk defa birisiyle buluşuyor, ne yapacağını, nasıl davranacağını hiç bilmiyordu. Yıllardır evden işe, işten eve gelmekten ibaretti hayatı. Atölyedeki kızlar zaman zaman anlatırlardı böyle şeyleri ama bizzat yaşamak, başka bir şeydi.

Neyse ki Hayri oldukça rahattı. Seher'in kalp atışları normale dönünceye kadar havadan sudan konuştu Hayri. Sonra biraz kendi ailelerinden ve geçmişlerinden konuştular. Konuştukça açıldı, rahatladı Seher. Sanki yıllardır birliktelermiş gibi hissetti kendini Seher. Bunda elbette Hayri'nin payı büyüktü. Konuşmasıyla adeta büyülemişti Seher'i. Belki ki bu konularda Hayri deneyimliydi.

Ama olsun , normaldi, sonuçta erkekti Hayri. Tabii ki başka kızlarla da görüşmüş olabilirdi. Önemli olan su an kendisiyle bu kadar güzel ve etkileyici konuşuyor olmasıydı. Hayri konuşurken başını öne eğiyor, Seher de fırsattan yararlanarak iyice inceliyordu onu. İki saat in sonunda pastane den çıkıp vedalastıklarında Seher'in ayakları yere basmıyordu, galiba aşık olmuştu. Şakirpaşa'daki evlerine yürüyerek döndü. Yol boyunca Hayri'den başka bir şey düşünemedi.

Bazen yanaklarının kızardığını  hissediyor, bazen de bazı dönüyordu. Bu yasak ve gizli bulaşmanın büyüsü eve yaklaştıkça yerini korkuya bırakıyordu. Babası ve Hadi abisi duysa bacaklarını kırarlardı. O yüzden dikkatli olmalı, hiç kimseye bir şey belli etmemeliydi.
Annesine bile açılmayı göze alamazdı şimdilik. Evde vardığında erkekler henüz dönmemişti. Annesi de bilerek bir şey sormadı, günü gelince anlatırdı kızı nasıl olsa.

Erkenden yatakları serdiler, Pınar'la Kader günün yorgunluğundan bayılır gibi uyudular hemen. Seher de uzandı yanlarına ama saatlerce Hayri'yi düşünüp hayaller kurdu. Düğününü düşündü, gelinliğini... Ev eşyalarını dizdi yerlerine , evlerinde Hayri'yle başbaşa düşündü kendini, utancından yanakları al al oldu. Ne zaman uykuya daldığını fark etmedi bile.

SEHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin