CEZAEVİ MEKTUP OKUMA KOMİSYONUNA MEKTUP SON

307 15 0
                                    

Bahir'den hafızamda çok az şey kaldı, en çok hatırladığım ise bir gün okul sonrası birlikte eve doğru giderken yaşadığımız bir şeydi. Aç bitap bir şekilde dar sokaklardan eve doğru yürürken Bahir birdenbire, "Ooohhhhh, mis gibi pastırma kokusu geldi," dedi. Ben de, "ne kokusu, ne kokusu? " Dedim. "Pastırma, pastırma," dedi. "Pastırma nedir lan?" Dedim. " Oğlum, pastırma işte, et olan var ya,"dedi. " Nasıl bi şey? " Dedim. " Böyle ince ince, kokulu var ya işte, "dedi. " Hahahaaaaa, pastırma nedir lan, ona pirzola denir, " dedim.

"Pastırma diye bir şey yoktur," dedim. Yol boyunca Bahir'le dalga geçtim. Ama Allah'ım var, Bahir ne alındı ne de küstü, üstelemedi daha fazla. Ben hayatımda pastırma diye bir şey görmemiştim. Eve gelince kahkahalarla anneme anlatım (piyanist olan). Annem de, "pastırma diye bir şey var, " dedi. Kahkaha yüzümde donup kaldı. Affet beni Bahir, bunu sana hiç söyleyemediklerim.

Cezaevine girdikten sonra ikinci aydı galiba. Bir gece irkilerek uyandım. Saat sabahın dördüydü. Bir rüya görüyorum, Bahir bana, "pastırmayı unutma, pastırmayı," diyordu. İnanması gerçekten güçtü, uyanık mıyım, halen rüyada mıyım diye kararsız kaldım. Tam otuz beş yıl sonra Bahir arkadaşım o çocukluk haliyle, F TİPİ hücrede rüyamda bana bir şey hatırlatıyordu.

Cezaevinde haftalık kantin fişi hazırlıyoruz, biliyorsunuz. O hafta kendimize torpil yapıp Abdullah Zeydan'la birlikte, pastırma da yazalım diye konuşmuştuk sabah. Yataktan çıktım, alt kata inip panodaki kantin fişine baktım. Evet, pastırma yazmayı unutmuştuk. Teşekkür ettim Bahir'e , yazdım pastırma yi.

Tutuklu kaldığım sürede, sadece o gece derin bir kedere kapıldım. Bahir'i sadece çocukluk haliyle hatırlıyorum, çünkü ilkokuldan sonra kaybettik birbirimizi. Ondan hiç haber alamamıştım. On yıl kadar önceydi yanılmıyorsam, gazeteyi hızlı hızlı karıştırırken " Dicle Üniversitesi'nde çalışan memur intihar etti," diye küçük bir haber gözüme çarptı. Flu küçük bir de vesikalık fotoğrafla birlikte.

Haberin detayını okuyamadım, geçtim, sonra tekrar açtım sayfayı. Buz gibi oldum, isim benzerliğidir herhalde dedim, ama fotoğraftaki oydu. Söz verdim kendime, mutlaka ailesini bulup acılarını paylaşacaktım, ama bulamadım. İçime dert oldu. Ben bulamadım ama yıllar sonra bir hücrede, rüyamda. Affet beni Bahir, bir içinde yat güzel kardeşim. Sen hep birinciydin, birinci kalacaksın yüreğimde, bunu sana hiç söyleyemedim.

Konu nerden geldi buraya bilmiyorum ama, işte böyle sevgili komisyon. Arkadaşlar ille de cezaevinden bir anını yaz gönder diye tutturdular ama ben yazmam dedim, komisyon memurlarına haksızlık yapmak istemiyorum dedim. Neticede emeğe ve emekçiye saygımız var. İşte bu durumu size bildirmek istedim. Size hayırlı işler, meslek yaşantınızda üstün başarılar diliyorum, saygılarımla...

SEHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin