5- Oyun Başlıyor
Babamın çalışma odasında -Metehan zafer dolu bir gülümsemeyle Baran Bey'i geçirirken- Ardan'ın allak bullak olmuş yüzüyle baş başa kalmıştım."Az önce ne oldu öyle?" diye sordu. Şaşkınlığının yanı sıra o kadar memnuniyetsiz görünüyordu ki, kaşlarımı kaldırdım.
"İstediğinin bu olduğunu sanıyordum."
"Evet, senin kesinlikle istediğinin aksine..." Kolunu maun masaya yaslayarak yüzünü yüzüme doğru eğdi. "Mete, seni bunun için zorladı mı? Seni tehdit mi etti?"
Yüzü gerilirken kendimi gülerken buldum. Bunu görmek çehresini daha da sertleştirirken kahverengi gözleri anlamlandırmaya çalışırcasına kısıldı.
"Sana bu komik mi geliyor?"
"Hayır, hayır." Kendimi durdurmaya çalışırcasına ellerimi iki yana salladım. "Sadece... Hala beni korumaya hazır bir yüreğin orada olması, iyi hissettiriyormuş."
Yüzündeki sertlik sevginin, ne olursa olsun orada yaşayacak bir sevginin, iziyle yumuşadı.
"Üç yılda her şey değişebilir, ama sana karşı hala aynı adamım ben, bunu sakın unutma. Gerekirse dünyaya bile kafa tutarım seni korumak uğruna."
Belki de tüm sorun buydu baştan sona. Dünyaya kafa tutmak yerine o dünyanın bir köşesine sığdırabilseydi yüreğimi, anlaşmak kolay olurdu daha fazla. Hepimiz savaşacak bir şeyler ararız. Savaşırsak güçlüdür duygularımız, yenilmezdir, devasadır; öyle sanarız. Oysaki merhametle dokunmak yeter bazen, bir barış güvercinini özgürlüğüne salmak veya anlaşmak kavga ettiğimiz her şeyle. Gerçek sevgi budur en nihayetinde.
"Biliyorum." dedim minnettar bir tebessümle. Bunu söylemesi, benim yanımda yer alması bile ipin ucunu bilmeden, her şeyden daha önemliydi.
"Şimdi tekrar soruyorum. Seni tehdit mi ediyor Azra? Eğer böyle bir şey varsa söylemen yeter. Seni korkutacak hiçbir şeyin bu dünya üzerinde var olmasına izin vermem."
Kendini yok etmeliydi öyleyse, gözleri gözlerime değdiği vakitte. Hayatımda sevdiğim bir kalbi kaybetmekten daha fazla hiçbir şey korkutmamıştı beni bugüne dek.
"Sakin ol, Yırtıcı. Pençelerini çıkarmana gerek yok. Beni hiçbir şeyle tehdit etmedi, konuştuk ve bunun hepimiz için en doğru seçim olduğuna karar verdim."
"Kalmaya karar verdin yani?"
Baran Bey birkaç dakika önce vasiyeti kabul etmemiz ile birlikte oyunun kurallarını daha ayrıntılı olarak açıklamıştı. Metehan'ın önerdiği gibi mirası kabul edip de oyunu onlara bırakmam mümkün değildi. Oyunu oynamadığım sürece yine geri çekilmiş sayılacaktım ve bu da oyunun kendi kendini yok etmesi ile sonuçlanacaktı. Kuralları babam koymuş bile olsa gerisinde bu oyunu kontrol eden birisini bıraktığı kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİRAS
Misteri / ThrillerYer altı dünyasının kralı sayılan Tuğrul Soysal vefat ettiğinde, arkasında çocuklarını büyük bir mirasa götürecek karanlık ve tehlikeli bir oyun bıraktı. Her bir haritanın farklı bir hikayenin kapısını araladığı bu miras; aşkın, tutkunun, gerilimin...