3

1.2K 63 5
                                    

Selamlar. Nasılsınız?

Şimdi öncelikle şunu söylemek istiyorum yorum ve vote neden gelmiyor. Ben bunu anlamıyorum. Hayır yani şu alttaki yıldıza dokunsan ölmezsin ya.

Neyse bölüm...

   Okul çıkışı Gülsen'lerde buluştuk. Sadece ben ve Gülsen de değil. Gülsen bütün sınıfı eve çağırmıştı ve eğlenmiştik. Herkes gitmişti ve biz de etrafı topluyorduk.

"Dolunay?"

"Hı." dedim Gülsen'e bakarak.

Elindeki bezi bırakıp bana döndü. "Sence Yekta'lar neden gitti, yani neden taşındı?"

"Bilmem, ben de şaşkınım hala ama kimin umurunda boşversene." dedim ve ellerimi havaya kaldırdım."Güzel günler yakın."

"Aynen." dedi.

Eve gidince üstümü değiştim ve koltuğa oturup televizyonu açtım. Annem ve babamla bir zamanlar bu koltukta oturup şakalaştığımız anlar gelince tebessüm ettim. Şimdi ise sadece bana onlardan geriye anılar kalmıştı, çünkü onlar melek olmuştu.

Telefonuma bildirim sesi gelince elime aldım. Sosyal medyadan gelmişti.

YektaYıldırım06 size mesaj göndermek istiyor.

Yekta mı? Hadi ama, okuldan daha bugün gittin be adam.

Mesaja izin verdiğimde mesaja şaşırmıştım.

Y.Y.(Yekta Yıldırım): Bugün fazla sevinmişsiniz, gittik diye.

D.S(Dolunay Sayar): Sayılır.

Y.Y: Bak sen şu işe. Telefondan konuşmak kolay tabii. Karşına geçsem korkudan konuşamazsın.

Yine aynı muhabbet, güçlü konuşmalar...

Yekta'yı engelledim. Onunla konuşmam başlı başına bir hataydı zaten.

Hayatım boyunca ezik bir kız olmuştum. Herkesten, herşeyden, her olaydan korkan,korkak bir kız olmuştum ama şu andan itibaren kendimi değiştiriyorum. Artık eski Dolunay Sayar yok. Değişecem, eziklik; bay bay sana...

Annemle babamın bana bıraktığı kartta yaklaşık 10.890 Tl falan kalmıştı. Biraz alışveriş yapsam fena olmazdı. Evde zaten birşey kalmamıştı.

Kartı alıp markete doğru yol aldım. Markete gittim, market arabasını aldım ve çılgın gibi reyonların arasında sürmeye başladım. Herkes bana bakıyordu, ve kendi aralarında konuşuyordu. Bir anda dengemi kaybettim ve önümdeki çocuğa çarptım.

Dönüp bakınca bunun bizim mahalleden Ömer olduğunu gördüm. Kendisi bir zamanlar beni seviyordu, gerçi hala öyle...

"Yavaş." deyip tebessüm etti. "Ne bu hız?"

"Hiç." deyip bir anda market arabasına oturdum. "Sürsene beni."

"Ne?" dedi ve güldü. "Cidden mi? Kaç yaşındasın 3 mü?"

Göz devirdim ve sürmesini işaret ettim.
Gülümseyip market arabasındaki beni hızla sürmeye başladı. Bir ara bir yaşlı bir amcaya çarptık. Amca bize küfür etti. Bu durumda galiba utanmamız gerekti ama biz kahkaha attık. Daha sonra da çikolatanın olduğu reyonda rafların birini devirdik. Bizi galiba marketten atacaklardı. Hemen hızlıca alışveriş yapıp kasaya yöneldik. Market arabasından indim ve aldıklarımı çalışanın önüne koydum o da kasadan geçiriyordu.

"Bir ara alışveriş yapamadan bizi marketten atacaklar sandım?" dedi kulağıma.

"Aynen." dedim kaşlarımı çatarak.

Marketten çıktığımızda elindekilerin birazını Ömer'e taşıttırdım. Eve geldiğimizde Ömer'e teşekkür edip eve girdim. Aldıklarımı yerleştirdim ve odama gittim. Biraz uyusam fena olmazdı aslında. Esnedim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Sabah kalktığımda hiç okula gidesim yoktu, ama bu düşüncem sadece Gülsen bizim eve gelip evde savaş çıkartana kadardı. Hemen hazırlanıp evden çıktık.

"Bana kantinde simit ve çay almak zorundasın. Kahvaltı yapmadan beni evden çıkardın."

"Tamam öyle olsun." dedi.

Okula geldiğimizde çantalarımızı bırakıp direkt kantine indik, herkes kendi halindeydi. Bu halimiz gayet iyiydi. Normalde bu kantindetek çıt dahi olmazdı. Neden? Çünkü Yekta Beyler öyle istiyordu... Hepsi, Yekta'nın grubundan olan herkes egolu, kendini Dünya'nın merkezinde zanneden insanlar. Hepsi birbirinden daha kötü insanlar. Bu Dünya'ya kesinlikle başkalarının hayatını mahvetmek için gelmişlerdi. Ama artık yoklardı, gittikleri yerdeki insanlara remen acıyordum. Allah yardımcıları olsun? Amin...

Yasaklanmış OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin