17

610 21 2
                                    

Uyandığımda saat akşam 20.00 sularındaydı. Her yer karanlıktı. Gözlerim tekrar kapanmak istese de yatakta doğruldum ve ayaklarımı yataktan dışarı çıkarttım.

Odamdan çıkınca aşağıda salonun lambası yanıyordu, demek ki Gülsen evdeydi. Aşağı indim ve gözlerim Gülsen'i aradı fakat yoktu. Mutfağa geçtim fakat orada da yoktu.

"Gülsen?" dedim belki bir yerden çıkıp ses verir diye. "Evde misin?"

Ses gelmedi ve bu beni biraz ürküttü. Lambayı gündüz açık bırakmış olabilir miyiz diye düşündüm ama gündüz neden lamba açalım ki? Gülsen eve gelmiş ve daha sonra da lambayı açık unutup gitmiş olabilir?

Hadi ama kimi kandırıyorum? Sadece kendimi rahatlatmak için böyle konuşuyordum. Mutfaktan çıktım ve çalışan televizyonu kapattım.

Etrafa öylece bakarken bir anda kapı çaldı. Kapıya doğru hızlıca gittim ve kapıyı açtım. Gülsen'i görünce onun girmesini beklemeden bir eve soktum onu.

Şaşırarak "Ne oluyor Dolunay?" dedi.

Bir anda "Bugün eve uğradın mı?" dedim.

"Ne?"

"Bugün ben odama çekildikten sonra eve bir daha geldin mi?"

"Hayır, ben sabahtan beri Cem ile beraberim, eve hiç gelmedim." dediğinde kendimi tamamen güvensiz hissettim.
"Neler oluyor bana da anlatacak mısın?"

"Galiba eve biri girmiş, uyandığımda lamba ve televizyon açıktı. Senin geldiğini zannedip sana seslendim ama sen ses vermeyince ve seni göremeyince evde olmadığını anladım.  Bu da demek oluyor ki, eve biri girmiş."

Bir anda, bir daha kapı çalınca ikimiz de sıçradık yerimizde. Kapıyı açtım ve karşımda Esin'i gördüm.

"Ataberk ile ilgili gelişm-"

"Eve biri girmiş." dedi Gülsen Esin'in sözünü keserek.

Esin kaşlarını çattı. "Ne diyorsun?"

"Evet, Dolunay uykudan uyanmış, aşağı indiğinde lamba ve televizyon açıkmış benim eve geldiğimi sanmış ama benden ses gelmeyince eve birinin girdiğini anlamış."

"Peki, evde değerli birşey var mıydı?" dediği anda kafamı iki yana salladım. "Peki sen iyi misin?

"Evet." dedim.

"Gelin hadi bize geçelim. Bizde kalın. Birşey söylemeye gelmiştim ama olay varmış."

Esin'in bizi eve çağırmasıyla biz de ona geçtik. Koltuğa oturduk ve Esin tepsiyle 3 tane kupada kahve getirdi.

Esin de koltuğa oturduğunda konuştu. "Evet, şimdi gelelim benim size neden geldiğime... Ataberk ile ilgili gelişme var. Bana yazdı ve bir daha gelmeyeceğini onu aramamızı söyledi."

"Bu kadar mı?" dedim.

Esin kafa salladı ve "Evet." dedi.

"Şimdi şu anda onunla cidden konuşmak istiyorum, ne demek geri gelmeyecem." dedim ve ekledim. "Hadi ben de konuşacam."

"Tamam." dedi Esin ve telefonu eline aldı.

Ben kendi telefonumu arayınca evde bıraktığımı fark ettim. Stresten evde unutmuştum.

Esin bir süre sonra telefonu bana verdi.

Whattsapta çevrimiçiydi.

Dolunay: Ataberk ne demek geri gelmiyorum?

Ataberk hemen benim olduğumu anlamıştı.

Ataberk: Ne anlıyorsan Dolunay?

Dolunay: Sorun da bu. Hiç birşey anlamıyorum.

Ataberk:Bak Dolunay. Buraya geldim ve babam beni burada tutmaya kararlı. Gelmeye kalksam daha gelemeden babam beni engeller. O yüzden ne desiysem o.

Dolunay: Sana çok kızgınım.

Ataberk: Neden? :(

Dolunay: Kimseye tek kelime etmeden gittiğin için, haberdar olsaydık iyi olurdu.

Ataberk: Size söylemeden gitmenin iyi olacağını düşünmüştüm aslında.

Dolunay: Ama gördüğün gibi, şu anda herkes seni merak ediyor.

Ataberk: Beni merak etmeyin ben gayet iyiyim.

Dolunay: Gerçekten iyi misin?

Ataberk: Evet.:)))

Dolunay:Yalan söylüyorsun,

Dolunay:Ne zaman noktalama işaretleri ile gülen yüz yapsan kötü oluyorsun.

Ataberk:Beni bu kadar iyi tanıman hiç hoşuma gitmedi.

Dolunay:İyi değilsin.

Ataberk: Hayır iyiyim. Sadece alışkanlık olmuş, sürekli yapıp duruyorum.

Dolunay:Nedense inanasım gelmiyor.

Ataberk:Dolunay, lütfen...

Dolunay:Tamam ya.

Ataberk:Kapatmam gerek sonra konuşuruz.

Dolunay: Tamam görüşürüz.

Ataberk: Görüşürüz.

Telefonu Esin'e geri verdim. Telefonu elimden aldı ve yanındaki sehpaya koydu.

"Ne diyor?" diye sordu Gülsen. Ataberk'ten bahsediyordu.

"İyi olduğunu onu marek etmememiz gerektiğini söyledi."

Kimse birşey demedi. Gece geç saatlere kadar konuştuk ve sonunda Esin bize odalarımızı gösterdi ve biz de odalarımıza geçtik.

Kaldığım oda normal bir büyüklükte ve oldukça sadeydi. Yatağa oturdum yatağın karşısındaki aynadan kendime baktım. Yüzüm solgundu ve bu hastaymışım izlenimini veriyordu. Acilen toparlanmam lazımdı.

Yatağa uzandım ve tavana bakarak uyumaya çalıştım. Benim de iyi olan yanım, ne kadar uyursam uyuyayım yine de uyuyabilirim, şu an olduğu gibi...

Bitti!?

Vote ve yorum pls 🙏🏻💫

Yasaklanmış OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin