13

755 39 0
                                    

2 gün sonra

Yekta ile birlikte gideceğimiz iş gezisine şu anda gidecektik. Eşkişehir'i her zaman çok merak etmişimdir bir zamanlar Ataberk ve Esin orsda durmuşlar ve harika bir yer olduğundan bahsetmişlerdi.

Ataberk'e hala ulaşamıyordum ve gün geçtikçe bu durum herkesi merakta bırakıyordu. Dün onu en az 20 defa aramıştım her aradığımda telefonu kapalıydı, ortalıklarda yoktu kaç günden beri. Gidebileceği yerlere bile baktık ama yoktu hiçbir yerde.

"Her dosyayı aldın değil mi?" Yekta'nın bana eğilerek sorduğu soruyu başımı onaylayarak salladım. "Evet aldım, hepsi yanımda."

"Güzel."

Yekta'nın özel uçağı ile gidecekmişiz. Adamın özel uçağı bile var? Benim özel bir uçağım olsa her yeri gezerdim, işe gitmezdim ki. Yekta her zamanki gibi maldı!!!

Yekta'nın özel uçağına bindiğimizde uçak bir süre sonra havalandı. Yekta karşımda oturuyordu.

Uçak gitgide havalandığında her yere yukarıdan bakmak tuhaf hissettirmişti bana. Daha önce hiç uçağa binmemiştim. Yukarıdan binalar, evler, iş yerleri çok tuhaf gözüküyordu.

"Daha önce uçağa binmemiş gibi her yeri hayran hayran süzüyorsun."

Yekta'ya dönüp " Öyle çünkü daha önce uçağa binmedim. Her yer çok güzel gözüküyor." dedim. Yekta benim söylediğim kelimeye hiçbir şey demedi sadece baktı. Bir süre sonra bakışlarını önündeki dosyaya çevirdi. Gitmeden son bir kez gözden geçiriyordu.

Arkama yaslandığımda gözlerimi kısa süreliğine kapattım uyumayacaktım sadece gözlerimi kapatmıştım ama ben onu da başaramayıp bir süre sonra uykuya daldım.

Yekta:

Önümdeki dosyaları son bir kez gözden geçirdim ve arkama yaslandım. Gözlerimi Dolunay'a çevirdim ve gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Ne yani uyumuş muydu, hem de burada?

Belki de sadece gözleri kapalıydı ve uyumuyordu.

"Dolunay?" diye söylendiğimde cevap gelmedi gözlerini de açmadı. Bir kez daha  seslendiğimde yine gözlerini açmadı. Uyuduğunda kanaat kılınca derin bir nefes aldım.

Arkama yaslandım ve ben de uyumaya çalıştım. Kaç günden beri doğru düzgün bir uyku düzenim yoktu. İşlerin yoğunluğundan başımı kaşıyacak halim yoktu. Artık uykusuzluktan gözlerim yanıyordu ve ağrıyordu.

Burnumdan derin bir nefes aldım. Gözlerimi açıp kapattım bir kez ve sonrasından ben de uykuya daldım.

Dolunay:

Uçağın sarsıntılarını hissettiğimde gözlerimi açtım. Uçak yere iniş yapmıştı. En son koltuğa yaşlanmıştım, demek ki burada uyuya kaldım. Karşıma bakınca Yekta'nın da uyuduğunu gördüm. Ayağa kalkıp üzerimi düzelttim ve Yekta'nın yanına gittim.

"Yekta Bey?" dedim ve uyunmayınca bir daha "Yekta Bey?" diye seslendim ama cevap olmayınca bu sefer elimle onu sarstım.

Kaşlarını çatıp gözlerini araladı. Karşısında beni görünce şaşırdı. "Neden beni normal bir şekilde uyandırmak varken sarsarak uyandırıyorsun. Benim hiç bir çalışanım normal değil. Hepsi anormal."

Kaşlarımı havaya kaldırdım "Kusura bakmayın ama uyanmadınız. Ne yapayım? Uyanmayınca ben de sizi öyle uyandırdım."

"Neyse." dedi ve ayağa kalktı. "Aşağı inelim." Dosyaların olduğu çantayı alıp ben de peşinden gittim.

Uçaktan indiğimizde bizi bir araba karşıladı. Siyahtı ve çok pahalı olduğu her halinden belliydi. Arabaya bindiğimizde uykum yine kendini gösterdi ama bu sefer uyumayacaktım. Camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bir süre sonra bir şirketin önünde durduğumuzda iş ortaklığı yapacağım sirketin burası olmasını anlamam çok gecikmedi.

Biliyorum kısa oldu ama üzgünüm. Aklıma birşey gelmiyor bu kitap yakında final yapar size şimdiden haber vereyim. Fikir üretemiyorum. Bir 10 bölüme biter.

Neyse seviliyorsunuz. 🖤🖤🖤

Yasaklanmış OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin