Bütün sınavlar bitmiş ve tablo ile sonuçlar açıklanmıştı. Koca bir kalabalık oluşmuştu pano önünde. Hayatımda ilk kez Ian'ı okulda görmenin şokunu yaşıyordum. Elliot ile birlikteydiler. İkiside sıralarını kontrol ediyorlardı. Ian düşündüğümden daha yüksekti. 12. idi. Çalışmayan ve ya çalıştığını saklayan birine göre çok yüksekti. Elliot ise 18.sıradaydı. Evet ben 14. idim bu oldukça düşüktü. Hele ki benim gibi ilk sıraları terketmeyen birine göre. O sırada yanıma yaklaşan Ryan'ın sıralaması ise 11'di. "Biraz düşük almışım değil mi?" Dedi beni sinirlendirmek için. Hiç durmadan kafasına vurdum. Eliyle ağzını kapatıyordu görmemem için ve ya daha çok gözüme sokmak için.
Tabloda gözlerimi bir aşağı bir yukarıya kaydırıyordum ama Chris'i görememiştim. Belki de gözümden kaçmıştı. Alanda da görememiştim.
Sonuç olarak bugün cumaydı ve buluşma günüydü. Ryan, Ian, Elliot ile birlikte buluşma yerine gittim.
Vardığımızda orada Mike ve Chris bulunuyordu. Mike bana doğru koşarak "ablaa sen çalıştırmana rağmen 27. oldum." Ağlamaklı demişti bende "sizin sınavlara giren zaten 30-40 kişi değil mi" Mike'ın kulağına asılmıştım.
-Ah bu arada neden Mike sizinle takılıyor? Yani o bizden baya küçük.
- Bilmiyor musun o Elliot'ın kardeşi.
- Neee?!
--------------------------------------------------------
Chris'in yanına yaklaşıp kaçıncı olduğunu sordum ama Chris hüzünlü ve durgun görünüyordu. Öyle ki ilk sorduğumda duymamıştı. Sorumu tekrarlayınca duydu. O da hafif bir tebessümle "Bilmiyorum" dedi. Başta düşük aldığı için böyle olduğunu düşünmüştüm ama haklı olabilirdi çünkü panoda adı yoktu.
- Sınavdayken aklıma geldi de hikayenin sonunu sahilde bitirmek iyi bir fikir olabilir. Sahile gidelim mi?
Elliot:
-İkinci kez soruyorum aptal mısın?
-Tamam Elliot gelmeni beklemiyordum, zaten diğerlerine soruyorum.
Herkesin bir bahanesi varmış gibi görünüyordu. Ryan cevap verdi.
- Çok uzakta değil mi?
Kendimi savunmaya çalışmadan herkesin suratına şöyle bir baktım. Tek kafası yerinde görünen kişi Ryan'dı. Durum böyle olunca ne söylesem nafile idi. Sahil diyince herkes Chris'in moduna bürünmüştü. Bende "Peki" demekle yetindim.
----------------------------------------------------------
Sınav zamanında göremediğim oğlanları şimdi hiç göremiyordum. Yalnızca pazar günü işim bittiğinde Mike ile şans eseri markette karşılaştık. Dondurma alıp banklardan birine oturmuştuk.
- Elliot nasıl senin abin olabilir, yani mantık çerçevesinde bakarsak da olmuyor. Onun boyu kısa, sen uzunsun. Sen hayat dolusun o ise ölmüş gibi.
- Bazen, ama bazen de muhteşem biri olabiliyor örneğin dondurma ve atıştırmalık paramı hep o öder.
- Tamam belki biraz benziyorsunuz.
- Abla, teşekkürler.
Neden birden bire teşekkür ettiğini anlamamıştım.
- Benim derslerimde yardımcı oldun üstelik abim. O uzun zamandır bir şeyle uğraşmıyordu. Yalnızca işine geldiği gibi yaşıyordu. Son zamanlarda durumu böyle değil. Ah bu arada sahil fikri hiç fena değildi.
Elini beğenme işareti yapmıştı. Daha ben hiç bir şey söyleyemeden gözden kaybolup gitmişti.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sınavların başlaması ile klüpler kısa süreliğine etkinliklerine ara verirdi. Dolayısıyla D sınıfına gitmiyordum. Yani Elliot ile görüşemiyordum. Öğle arası geldiğinde tesadüfen önümde Elliot'u gördüm. Kafasına arkasından patlatarak:
- Günlerdir seni arıyorum farkında mısın?
-Sen mi beni arıyorsun? İyi misin? Hastaneye gitmen gerekiyorsa hocadan izin alalım.
-Sanki çok istediğimden seni aradım! H-İ-K-A-Y-E unuttun mu?
-Sahil demenin nedeni yaz tatili geliyor ondan dimi?
-Hayır duygusal olur diye düşündüm. Neyse o zaman unut dediklerimi ama bu bölümü okumanı istiyorum.
-Öff iyi ver şu defteri.
Oflayıp duran Elliot sinirlerimi geriyordu. Artık bu rahat tavırlara katlanamıyordum.
-Madem bu kasar umrunda değil boşversene fikrine filan ihtiyacım yok. Eğer önemsemek istemiyorsan öyle olsun.
Dedim ve arkama döndüm ve yürümeye başladım. Sinirden yüzüm kıpkızarmıştı ve titriyordum. Köşeyi döndükten sonra arkama duvarı alıp yere çökmüştüm. Bacaklarımı kolumla tutup gömdüm. Başımda bir el hissetmiştim. Artık yorulmuştum kafamı kaldırmak bile istemiyordum. O el biraz durdu ve fısıldadı:
- Üzgünüm artık yardım edemem. Ama eminim kontrol etmesemde iyi olur.
El kafamdan kalkınca bunun Elliot olduğuna inanmak için kafamı kaldırsamda bomboştu. Kimse yoktu. Ses Elliot'a ait olsa bile....
Neden bana verdikleri sözleri tutmuyorlardı?
Hepsi teker teker veda ediyordu?~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Artık sona yaklaştııkk. Ehehhe . Bu kısa bir hikaye olucaktı zaten. Gelecek bölüme kadar 👋
~Ren🐙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers Are Dead 🌺 [BİTTİ]
Teen FictionYanaklarındaki ıslaklık kızıl, keskin güneşte daha bir belli olmuştu. Çünkü Güneş artık onun yüzüne bakıyordu. Gözleri kısılmıştı. Gözlerindeki damlalar yağmur gibi birden bastırdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Donakaldım. Ve öylece izledim...