"Yazdıkça, çizdikçe hikayenin içine çekiliyordum."
Etrafımdaki her şeye duyarsız kalmıştım. Aklım hikayem dışındaki hiçbir şeyi kabul etmiyordu ve ben tıpkı bir stalker gibi onları izliyordum. Hal böyle olunca bir şeyleri farketmem uzun sürmemişti.
Tuhaftır ki, yakınlıktan olsa gerek (mike) daha çok izliyordum. Yani aynı sınıftaydık. Kimseyle konuşmuyordu. Sadece grup şeklinde takılıyordu. Biraz yakınlık hissetmiştim. Nedeni ise kendim gibiydi.
Okul çıkışında ilk defa ek dersi asmıştım. Bu benim için olağanüstü bir durumdu hem de sınavdan bir önceki sene. Sadece hayallerde olan aykırı bir aktiviteydi. Aileme şans eseri yakalanabileceğim endişesiyle en tenha yollardan geçiyordum. Korkuyla okulun birkaç sokak arkasında olan parka yönelmiştim. Normalde on dakikada gidebileceğim yere otuz dakika sonra varmıştım.
Saat akşam sekiz gibi eve gelebildiğim için bolca zamanım vardı. Parka biraz alıştırma yaptıktan sonra manga kafe yolunu tuttum. Manga kafeye geldiğimde saat altı ya geliyordu. Fikir için mangalara gömüldüğüm sırada rafın arkasından siyah düz saçlı biri belirdi. Pek umursamadan yeniden kitabıma odaklanmıştım.
Yakından, tam arkamdan derin bir ses duydum:
-Beatrice!
Korkmuştum. Ya birisi beni burda görürse ne yapacaktım? Yüzüme okuduğum mangayı hışımla kapattım ve öylece başıma gelecekleri bekledim. Ses daha yakınımdan gelmeye başladı. Korkudan kalbim göğüs kafesimden çıkıcak gibi atıyordu. Ellerim terlemeye ve saman kağıdı ıslanıp dalgalanmaya başlamıştı. Yüzüm yanıyordu.
-Beni hatırlıyor musun Beatrice? Doğru deil mi? Adın Beatrice TURNER diye duymuştum.
Sessiz kalmamdan dolayı bocalamış, bilgilerini bana doğrulatmaya çalışan iki kocaman gözle baş başa kalmıştım. Yumuşak ve tanıdık olmayan sesiyle yüreğime su serpilmişti. Daha fazla yüzümü saklamak yersizdi. Yüzümden yavaşça dalgalanan ve yırtılmak üzere olan kitabı serbest bırakmıştjm sonunda.- Adımı nerden biliyorsun?
-Aynı klübteydik, çevre klübü.
Yalnızca tek seferlik bir klüp toplantısı için hafızası hiçte fena deildi.
- Şaşırmış olmalısın. Klüp başkanı olmak istiyorum o yüzden ilk günden herkesi ezberledim. Oy toplamam lazım. Ama sanki sadece sözde klüp. Her hafta toplanmamız gerekmiyor mu?
- Anladım. Sosyalliğinden gözlerim yaşarıyor. Bizim okul diğer okullardan çook daha özeldir. Kendi isteğimizle klüblerimizi ve seçmeli derslerimizi seçemeyiz. Okulda edebiyat ve matematikten başka ders yoktur. O işte bunun gibi.
Suçlarcasına ve rahatsız edici ses tonumdan muhtemelen hevesi kursağında kalmıştı. İşte ben de böyleydim. Hep tanımadıklarımla böyle iğrenç konuşurdum. Yüreğimdeki dört duvarda, benden başka kimseye yer yoktu.
Karşımdaki çocuk yanlış bir şey yapmış gibi düşünüyordu. Yani gözlerini birbirini tırmalayan ellerinden başka bir yere çeviremiyordu. Onu sıkıştırmıştım. Bu konuşma bitmişti. Ben bitirmiştim. Daha sonra yüreğim cız etmiş olucak ki şu sözleri söyledim.
- Ben olsam bir daha denerdim. Yani oy toplamaya. Bir daha olmaz demiyorum ama toplantı olmazsa üzülme.
Sözlerimle kendimide rahatlatmıştım. Kendini beğenmiş bir edayla oturduğum yerden kalkıp:
- Sana kolay gelsin gitmeliyim.
- Bekle sormadın ama adım Christian LAİN. Sen bana Chris desen yeter sakın unutma.
Ardımdan bağıran oğlanın yeniden hayal kırıklığına uğramaması için elimle işaret etmiştim ona dönmeden.
Tek sorunum Chris yüzünde erken çıktığımdaydı. İlk gelen metroya binmiştim ve hala saat yediye beş vardı.Eve gelme saatim geldiğinde oldukça yorulmuş ve bithap düşmüştüm. Ailem neyseki derslerden dolayı böyle olduğumu düşünüyordu. Bu yalan ve üzücü olmasına rağmen biraz nefes alabilmem gerekiyordu. Ben bir makine deilim, insanım. Böyle nutuk çekmek istememe rağmen tek yapabildiğim sorumluğumdan kaçmak olmuştu. Belki kendime ceza vermek için bıgün akşam yemek yemezdim, yememiştim de zaten.
Sabah kalktıktan sonra tek düşündüğüm Chris'in soyadının neden LAİN olduğuydu. Anlamıyordum, büyük büyük büyük... dedesi ailesinden nefret ediyor olmalıydı ya da günahkâr.
--------------------------------------------------------
Aslında bölümü ne kadar uzatmak istesemde beceremedim. Keşke azcık oylansa hikayem (kesinlikle dilenmiyom) sonraki bölüme byee
~Ren🐙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers Are Dead 🌺 [BİTTİ]
Novela JuvenilYanaklarındaki ıslaklık kızıl, keskin güneşte daha bir belli olmuştu. Çünkü Güneş artık onun yüzüne bakıyordu. Gözleri kısılmıştı. Gözlerindeki damlalar yağmur gibi birden bastırdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Donakaldım. Ve öylece izledim...