Ian'ın tüm bölümleri bitirmesi bir ay ve ya daha fazla sürebilirmiş bende belki bir şeyler düzeltirim diye kopyasını verdim hikayenin. Bundan sonra zamanım olduğunda, cuma günleri gelmemi istedi.
Elliot ile son konuşmamdan sonra tekrar karşılaşmadık. Ian dolayısıyla belki bir ihtimal bir yerde karşılaşabilirim.
Ryan ise onunla tek bir kelime bile etmemiştim. Benim için fazla gizemli biriydi.
Chris'in ise tam istediği gerçekleşmişti. Sonunda klüp başkanı olmuştu. Normalde toplandığında bile haberi olmadığımız klüpler özenle takip ediliyordu. Klüp dışında pek bi iletişimiz olmuyordu. Nadiren manga kafede buluşuyorduk.
Ek derse çoğunlukla kalmıyordum. Hayat aynı devam ediyordu, zaten hep devam eder.. Ama aklıma takılan bir şeyler vardı. Farklıydı, özellikle insanların bakışları. Canavar görmüş gibi, aynaya baktığımda göze çarpan bir görüntü yoktu. Özellikle sınıf arkadaşlarım. Soru sorduğumda geçiştiriyorlardı yada görmezden geliyorlardı. Ne değişmiş olabilirdi ki, aynıydım. Sanki eskisinden daha yalnızdım. Ama en azından bu konuda yalnız olmadığımı görüyordum. Ryan'a da bana davrandıkları gibi davranıyorlardı.O gün yine Amy ile buluştum. O benim en iyi ve tek arkadaşımdı. Biraz sinemada vakit öldürdükten sonra parka gittik. Ordan kafeye geçtik. Biraz sohbetten sonra uzakta Chris'i görmüştüm. Amy'e işaret ettiğim zaman bana olan tek cevabı
"Orda birisi yok ki." oldu. Daha sonra konuyu hemen değiştirdi.
Neden böyle bir şey yaşadığıma anlam veremedim ama bilmek ve ya öğrenmek de istemiyordum bu yüzden bende ona uydum.***
Chris'in öğütlerini yerine getirme zamanıydı. Hikayem ne kadar sıradan olsada yaşamadığım şeylerde vardı. Mesela kaykay parkına gidip arkadaşlarla takılıp dondurma yemek. Ben kaykay parkına gitmeyi bırak kaykayın "k" sını bile yapmamıştım. Bu bir kayıptı. Değerli pazar öğle sonram bu iş için biçilmiş kaftandı.
Kaykay parklarında filmlerden gördüğüm kadarıyla birkaç tane boş kaykay bulunuyordu. Bu çok havalıydı.
Filmdekiler gerçekti. Gerçekten boş bir kaykay vardı. Kim bilir belki unutulmuş yada eskimeye yüz tutmuştu sahibi de ondan kurtulmak istemiş. Ama hayatımda hiç bu aracı kullanmamış olmaktan dolayı ayağımı attığım anda yere düşmüştüm. Arka tarafım fazlasıyla acımıştı. Tekrarlardan sonra bile durum böyleydi. Canım acıyor ve yerde oturuyordum. En sonki düşüşümde ayağa kalkmaya bile yeltenmemiştim.
Arkamdan kaykay sesi gelmişti. Bu kişi aynı zamanda gülüyordu. Bu can sıkıcıydı. Ama sesin tanıdık olması biraz daha rahatlatmıştı.- Öyle sürülmez kaykay.
- Sanki hayatımda hiç sürdümde, işsiz deilim.
Evet bu kişi Ian'dı. Bizim her kelimemize gülme kapasitesi olan ve tek kelimede gömebilen, hayatı kendi eğlencesi olarak gören muhteşem arkadaş ve ortağımız.
- Bu işsizlik deil ki, bak sende yapıyosun şuan.
- Sürebilseydim belki.
- O halde öğretmek için değerli zamanından biraz çalıyorum.
Ona kızgın deildim. Bana yardım etmeye çalışıyordu. Yavaşça elini uzattı. Bende bekletmeden elini tuttum. Omzumu koparırcasına kaldırışıyla sarsıldım. Birlikte biraz daha pratik yaptık. Gitmeden önce dondurma yemeyide unutmadık. Ve gün bu şekilde bitmişti. Günün sonunda kavradığım iki ders vardı. Birincisi benim kaykayla işim olmaz. İkincisi de herşey birlikte daha güzel ve eğlenceliydi.
Eve biraz gecikmem ve üstüm başımın dağılmış olması üstünede dizimin kanaması ailemin beni sorgulaması için yeterli olanakları sağlıyordu. Bir şekilde bundan da sıyrılmıştım bugünler de fazla ailemin elinden kurtuluyordum. Hepsini abime yani Dean'a borçluydum. Sınav senesi olması başlı başına dertti ama o bunu unutup kız arkadaş yapmış ve sınavlardan da düşük alıyordu. Sana ne kadar teşekkür etsem az diyebilirdim ama Dean tarafından dövülmek istemiyordum.
***
Zaman hızlı geçiyordu ve ben ona yetişemiyordum. Artık gerçekten Ryan ile tanışma zamanı geldide geçiyordu. Ders fizikti ve sınıfın çoğu bezmişti. Zil çalmasına rağmen hoca hala sınıfta kendinin egemen olduğunu sanıyordu. Son cümlesine geldiğinde ise sonunda dinleyebileceğim şeyler seçmişti.
" Artık sınav haftasına yaklaştık sizde eksiğiniz varsa bana gelebilirsiniz aralarda fakat sizden bir şey rica edicem herkes kendine sınıftan bi joca bulsun. Bu kadar"
İlk aklıma gelen tabiki Ryan'dı. Ryan,çok çalışıyor ama asla istediği skoru yapamıyordu. Benim gibi sayısalı iyi olan biri belki yardımcı olabilirdi. Artık pek korkmuyordum.
Bende daha fazla vakit kaybetmemek için sırasına gittim. Gözlerini ve başını yavaşça yukarı kaldırdı. O dikilmemin nedeni anlamamış bi şekilde bakıyordu. Tıpkı ürkmüş bi tavşana benziyordu. Elimi uzattım ve "Selam ben Beatrice"----------------------------------------------------------
İşte sonunda içime sinen bi bölüm yazdım
~Ren🐙🐙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers Are Dead 🌺 [BİTTİ]
Novela JuvenilYanaklarındaki ıslaklık kızıl, keskin güneşte daha bir belli olmuştu. Çünkü Güneş artık onun yüzüne bakıyordu. Gözleri kısılmıştı. Gözlerindeki damlalar yağmur gibi birden bastırdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Donakaldım. Ve öylece izledim...