Medyanın tatlılığına bakar mısınız
Sık bölüm yayınlıyorum bu çok görülmez ona göre gmğzğcşgöhög
Boool Pamir'li bir bölüm attım iyi okumalaar
"Pamir? Oflaz, Christian'la devam ediyor mu?"
"Neden sordun?"
"Merak ettim sadece."
"Etme."
"Gerçekten sadece merak ya. Ciddiyim."
Kızgın suratı kucağında salladığı bebeğine dönünce yumuşadı. Mete minik bir kıkırtı bırakıp biberonu yeniden ağzına alınca Pamir iyice keyiflenmişti. "Birlikteler hala. İkiniz de arkadaş olduğunuzu iddia edip duruyorsunuz. Konuşun o zaman. Aranızda köprüyüm resmen ya."
"Garip geliyor hala. Sonuçta eski sevgilim." Ne yapacaktım, arayıp ilişkisinin nasıl gittiğini mi soracaktım?
"Eski sevgilim demişken," dedi aklına bir şey gelmiş gibi gülüp, "böyle televizyonda, reklamlarda falan Oflaz'ı görünce hiç şey diyor musun, 'Ben zamanında bununla sevişiyordum. Hatta üstteydim.'?"
Suratımı ekşittim koluna vurup. "Kucağında bebeğin var be. Ayıp."
"O büyüsün biz onunla daha neler konuşacağız." Mete'ye dönüp kaşlarını kaldırdı. "Biz seninle neler neler konuşacağız, değil mi babasının yakışıklısı? Sen bir büyü de, ah bir büyü de."
"Bebekliğin kıymetini bilin diyorlar halbuki."
"Artık söylediklerimi algılasın istiyorum. Sürekli onunla konuşuyorum ama sonra kendi kendime konuştuğumu fark edip üzülüyorum." Kahkaha attım kırılmış şekilde bebeğine bakışına. Ayakta durmaya devam edip diziyle bacağımı dürttü. "Cevap vermedin. Söyle işte, merak ediyorum."
Koltukta iyice geriye yaslanıp ellerimi ensemde birleştirdim. "Sadece Oflaz için demiyorum ki."
Ağzı açılırken hızla yanıma çöktü. "Oho, iki çocuk yaptık diye tüm dedikodulardan uzak kaldık ama. Anlat çabuk."
"Bir zamanlar istediğin şey gerçek oldu. Pablo gerçek oldu."
"Sevgili misiniz?" diye yükseldi ama Mert biberondan uzaklaşıp mızmızlanınca sustu ve büyüttüğü gözleriyle bir şeyler söylemem için delici bakışlar atmaya başladı.
"Değiliz. Olmayız da. Ama arada bir... Şey işte."
"Ney işte? Ne yapıyorsunuz lan? Sevişiyor musunuz?"
"Christine'in Mete'nin yanında bunları konuşmanı onaylayacağını hiç sanmıyorum."
"Mete dememi de onaylamıyor. Ama bak, diyorum." Mete'nin iki adı vardı. Pamir, küçüklüğünden beri çocuğu olursa koymayı düşündüğü gibi Mete; Christine, ailesinin de büyük arzusuyla Matthew diyordu. İsimler yakın olduğu için bebeğin her iki isme de duyarlı olacağını söyleyip anlaşmışlardı en sonunda. "Anlat işte, bölme."
Bir ona bir uykulu uykulu sütünü içen Mete'ye baktıktan sonra yenilgiyle verdim nefesimi. "Arada yapıyoruz."
"Ne sıklıkla?"
"E ama özel orası."
"Özelin mi kaldı Feza? Az şeye şahit olmadım zamanında." Oflaz'la birkaç defa basıldığımız olmuştu. Gerçi Pamir inatla habersiz gelmeye devam edip kendisi kaşınmıştı.
Omuz silkip devam ettim anlatmaya. "Doğum günümde bir oldu. Ondan sonra birer hafta aralıklarla iki defa daha oldu. Sonuncusu bir ay falan önceydi işte."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzatmalar
Teen Fiction"Uzatmalara oynuyormuş gibi hissediyorum. Öyle boş, öyle amaçsız. Sadece çabalıyorum." "Uzatmalarda da maçı kazanabilirsin, biliyorsun." Feza'nın Hikayesi