+5

1.5K 106 200
                                    

Buyurunuz, Pablo

"Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?"

"Düşünüyorum. Mantıklı olmaya çalışıyorum. Fazla seçenek göremiyorum."

"Açık konuş, Pablo."

"Kötü bir amacım yok, Feza. Bak şimdi, sen takıma geliyorsun, geldiğin hafta Oflaz'ın partide birisini öptüğü söyleniyor, Oflaz yönelimini açıklıyor, sonra sen açıklıyorsun. Aynı takımdasınız, aynı ülkedensiniz, bu da sizi doğal olarak yakınlaştırıyor. Birlikte takıldığınız su götürmez bir gerçek, bunun ilerisinin olması da hayal gücümüze kalıyor. Ki çok zor bir ihtimal değil sevgili olduğunuzu düşünmek." Şaşkınlıkla onu izlerken bir şey unutmuş gibi parmağını kaldırdı. "Bu arada, onun bahsi geçince gözlerinin ışıldadığını, gülümsediğini görebileceğim kadar yakınız."

Bu kadar belli olduğuna inanmadım başta. Biraz daha direnmeye karar verdim bu yüzden. "Saçmalıyorsun," dedim gülerek.

"Öyle mi? Elime telefonu alıp bir hayran sayfanıza girsem..." derken telefonuna uzandı. "İstemediğin kadar kanıt sunabilirim sana. Oflaz'ın seni görünce televizyona sarılmasıyla başlayabiliriz mesela."

Kahkaha attım. "Ülkesinin öne geçmesine sevinmişti sadece."

"Feza, saklamana gerek yok. Ben Oflaz'dan cesaret alıp yönelimimi açıkladım. Yanımda oldu, bana çok yardım etti. İfşa edecek değilim. Koskoca ligde üç kişiyiz, arkadaş olmasak dahi birbirimize destek olmalıyız ki diğerleri de olsun." Söyleyecek kadar güvenmek istemiyordum ama bir şekilde etkisi altına alıyordu.

Kafamı iki yana salladım belli belirsiz. "Katılıyorum ama tahminlerin yanlış." Böyle bir şeyi söyleyebilmem için Oflaz'ın da rızasını almam gerekirdi. Evet yönelimimizi açıklamıştık ama sevgili olduğumuzu söylemek başka bir olaydı. Onun da aynı şekilde düşündüğüne bahse girerdim. Yine de açık kapı bırakmak istedim o an. Neden bilmiyorum. Belki birilerine anlatıp yükümü hafifletmek içindi. Evet, Pamir vardı ama yalnızca bir kişiye, hatta söyleyeceklerini tahmin edebileceğim bir kişiye anlatmak yetmiyordu sanki. "Doğru olsalar dahi bunu sana söyleyemezdim. Bu iki kişinin alacağı bir karar."

Dilini üst dişlerine yaslayıp şaşkınca ama tatmin olmuşca baktı. Sanırım anlamıştı. "Öyle diyorsan," dedi teslim olmuş gibi ellerini kaldırıp. Dudaklarındaki tebessümü saklayamıyordu gerçi.

Yemeğimizi yedikten sonra Pablo evine gitmek üzere hareketlenmişti. "Şu olayı hallettiğimiz için o kadar rahatladım ki anlatamam."

"Hiç sorun değil. Feza benden çekinmeni istemiyorum. Dediğim gibi, yakın arkadaş olalım istiyorum. Sen de istersen tabii."

Cevap beklercesine elini açınca hızla kafamı salladım. "Tabii ki."

"Bir şeyler anlatmak istiyorsan falan bunları saklayacağımı da biliyorsun. Az şey konuşmadık. Benim de sende sırlarım var." Bazen takımdan kimlerle yatmak isterdik, konuştuğumuz oluyordu. Onun birkaç defa aynı ismi söylemesi üzerine biraz zorlamıştım ve hoşlanıyor olabileceği bilgisini koparmıştım. "O yüzden, çekinme. Arada bana da uğra. Sevişmekten başka şeyler de yapabiliriz." Ağzım açılırken refleks olarak omzuna vurdum. Attığım yumruğun etkisiyle kolu geriye savruldu. Kahkaha attı. "Şaka yapıyorum. Bunun şakasını daha çok yaparım, haberin olsun."

"O kadarını anladım," dedim alayla kafamı sallayarak. "Sevişme becerilerine göre fazla konuşuyorsun ama."

Bu sefer şaşırma sırası ondaydı. Az önceki cümleyi hangi cesaretle söylediğimi bilmiyordum. Yanımda bu konudan sürekli bahsedebilecek kadar rahat hissetmesini istemiyordum. Aramızda biraz da olsa mesafe bırakmak istiyordum ama olan olmuştu, söylemiştim. "Demek hatırlıyorsun."

UzatmalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin