1785 kelime
Yazdığım en uzun bölümlerden birisi
Geçen bölüme gösterilen ilgi çok mutlu etti garip gelebilir ama hiç bir hikayemin yazım aşamasında bu kadar yorum, istek almamıştım herkes bitirdikten sonra okuyordu glbğdğvşfböbö
Siz beni böyle mutlu ederseniz ben de hemencecik bölüm atarım iyi okumalaaaar
Öğrenmek istemiyordum. Tek bir şey dahi duymak istemiyordum. Kendimi daha fazla yormak istemiyordum. Sorgulamak istemiyordum. Bir şekilde gözümde haklı çıkarmayı hiç mi hiç istemiyordum.
"Ben gidiyorum."
"Feza dur işte."
"Neyine durayım Pamir? Beş ay olmuş, yeni söylüyorsunuz! Daha fazla mı ayakta uyutacaksınız?"
"Kendisi söylesin diye bekledim. Nereden bileyim bu kadar uzatacağını şerefsizin?" Avucumu sertçe alnıma vurdum. "Hem sen demiyor muydun unuttum diye? Daha iyi olmadı mı işte? Önce öğrenseydin tekrar birleşir miydin sanki, çocuk oyuncağı gibi?"
Bir yolunu bulurduk, diyemedim. Yutkunup bakışlarımı kaçırdım. "Neden bu kadar bekledi?"
"Bunları ona sor."
"Onunla konuşmak istemiyorum. En azından yakın zamanda."
"Feza, yapma böyle. Biliyorum haksız görünüyor ama onun içini en iyi ben biliyorum. Hatırım için bir dinle ya. Lütfen."
Gerçekten artık düşünmek istemiyordum. Aşkı ve aşka dair her şeyi hayatımdan çıkarmak, sadece futbola odaklanmak, kariyerimi olabildiğince yükseltmek, hayatımda yalnızca arkadaşlarımı ve ailemi bulundurmak istiyordum. Yorgundum. "Ne zamana gelir?"
Yüzü hevesle aydınlandı. "Çok geç kalmaz."
"Bir an önce aradan çıkarmak için kabul ediyorum. Yoksa hala gidesim var."
"Olsun. Kötünün iyisi."
Oturduğum yerde kayıp kafamı arkama yasladım. Beş ay. Dile bile kolay değil, koskoca beş ay. Bunca zamandır ayrılarmış, Pamir de uzunca süredir yalan söylüyormuş çünkü Oflaz'dan bekliyormuş açıklamasını. Oflaz arkadaş kalmaya çalışırken neden hiçbir şey anlatmamıştı, bilmiyordum. Öğrenmek için bekliyordum.
Yarım saat boyunca Christine'in yememiz ve içmemiz için önümüze bıraktığı şeylerle oyalandım ancak sabrım git gide taşıyordu. "Oflaz'ın geleceği yok, ben gidiyorum."
"Ya sen neler olduğunu merak etmiyor musun?" Dudağımı büzdüm sinirle kollarımı birleştirerek. Ediyordum ama öğrenmek ayrı bir davaydı. "Bilinmezlikten nefret ettiğini biliyorum. O yüzden otur, ben konuyu açarım. Evine gelip dert anlatır misali anlatmaz çünkü, bunu bekliyorsan. Arkadaş değilsiniz Feza kandırmayın kendinizi."
"Arkadaşız."
"Bok arkadaşsınız. Ağzımı bozdurma çocuğumun yanında. Kanser ettiniz be."
"Sanki hiç küfür etmiyorsun yanında."
"Dozunda ediyorum. Bugünlük kotamı doldurdum malum final maçı yüzünden."
Kıkırdayışım kısa sürdü. Saate bakan gözlerimi ellerimle perdeledim. "Pamir ben bir şeyler öğrenmek istemiyorum, merakımdan kudursam da istemiyorum. Ne olacak sonrasında? Ne olacağını düşünüyorsun?"
"Bir şey olacağından değil. Aklınızda soru işaretleri kalmasın diyorum. Tekrar birleşin ya da birleşmeyin, beni ilgilendirmez. Ama bu konuşmayı borçlusunuz birbirinize. Çocuk gibisiniz ya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzatmalar
Teen Fiction"Uzatmalara oynuyormuş gibi hissediyorum. Öyle boş, öyle amaçsız. Sadece çabalıyorum." "Uzatmalarda da maçı kazanabilirsin, biliyorsun." Feza'nın Hikayesi