1.7K 181 211
                                    

Güneşli, güzel bir sabahtı.

Jaemin gözlerini taciz eden güneş ışıkları yüzünden homurdanarak uyanmıştı. Yatakta uzun uzun esnedikten sonra doğrulmaya çalışmasıyla beline saplanan keskin acı ile gözlerini sıkıca kapatıp inledi.

"Lee Jeno, çabuk uyan! Hayvan herif seni!" diye bağırdı Jaemin eline geçen yastığı, hemen yanında uyuyan bedenin suratına yapıştırırken. "UYAN DEDİM!"

Jeno zorlukla gözlerini açtığında neler olup bittiğine anlam vermeye çalıştı bir süre. Jaemin'in yüzündeki siniri gördüğünde dayanamayıp kahkaha atmıştı, oturur konuma geçtikten sonra bir elini yatağa yasladı ve sırıttı.

"Minik bebeğimin çok mu acımış poposu yine?"

Bu sorusundan sonra Jaemin'den yine bir yastık yemişti yüzüne.

"Ya, vurma, tamam! Dur da ağrı kesici getireyim sana!"

Jeno ayağa kalkabildiğinde Jaemin somurtarak yastığı atmıştı ona. Sonra yatağa yattı, yorganı yüzüne kadar çekti ve homurdandı kendi kendine.

"Git altına bir şeyler giy, dikkatim dağılıyor. Ve karnım da aç, bana kahvaltı hazırla. Ama sakın yumurtalı şeyler yapma!"

Jeno dediklerini sırıtarak dinledikten sonra yanına sokuldu küçük bedenin. Yorganı ondan uzaklaştırıp alnına öpücük bıraktıktan sonra gece yere fırlattığı iç çamaşırını altına geçirdi ve odadan ayrıldı.

Jaemin, genç adamın sırtındaki kızarıklara ve tırnak izlerine bakarken boynunu kaşıdı, kendi vücudunun ise öpücük izleri ve morluklarla dolu olduğuna emindi. Jeno onun tenini öpmeyi -daha doğrusu sömürmeyi- seviyordu.

Jaemin bir süre daha yatakta kaldı, kalçasına ve beline ağrılar giriyordu sürekli. Yine Jeno'nun evindeydi, yine bir geceleri haz dolu geçmişti ve yine Jaemin'in kalçasına kramplar giriyordu.

İkisi de alışmıştı artık bu duruma, kafa dağıtmak istedikleri zaman birbirlerine sahip olurlardı. İlk arkadaş olduklarından beri böylelerdi. Aralarındaki ilişkiye hiçbir zaman isim koymamışlardı ama.

Jeno odaya elinde bir tepsi ile girdiğinde Jaemin zorlukla da olsa doğruldu ve sırtını yatağın başına yasladıktan sonra yorganla üstünü örttü. Çıplaktı ve üşüyordu. Tepsideki ağrı kesiciyi içtikten sonra mısır gevreği kasesini aldı, dudaklarını büzerek yemeye başladı.

Jeno ise yüzünde güzel bir gülümseme ile izliyordu onu. Alnına düşen hafif nemli, ıslak saçlarını ittirdikten sonra mırıldandı.

"Bir dahaki sefere daha yumuşak olurum demeyi isterdim ama... Her seferinde hızlı ve sert olmamı sen istiyorsun Jaem."

Küçüğünün süt bulaşmış yanağına dilini değdirip ıslak bir öpücük bıraktı oraya. Bunun üzerine Jaemin elindeki tabağı zorlukla yandaki komidinin üstüne koymuş, yorganı üstünden attıktan sonra kucağına çıkmıştı sarışının. Jeno'nun şaşkın bakışlarını umursamadan kendini ona bastırdı ve sürtündü.

"Ağrılarımı siktir et. Sabah seksi istiyorum... Becer beni Jeno, sanki ilkim olacakmış gibi, ama sertçe."

Dudaklarını tekrar birleştirmeden önce akıllarından bir türlü çıkmayan Renjun'i ve diğer her şeyi boş vermişti bile ikisi de.

Ama onları asla boş vermeyecek birisi, sırıttı uzaktan. Korkunç bir sırıtmaydı bu, akıl alamayacak derecede korkunç.

~~

(YN: Arada zaman atlaması yapayım ki kafanız karışmasın.)

BİR AY SONRA

Chenle ıslık tutturarak çantasını kavradı ve yürümeye devam etti koridorda. Dersi kimyaydı, kimya laboratuvarına gidiyordu. Mutluydu çünkü Mark ve sınıfı da orada olacaktı.

yedi renkli manolya // nct dream ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin