YN: Aşırı uzun olmaması için bu bölüm ve bundan sonraki 2 bölüm beraber olacak, karıştırmayın lütfen.
—————
"Evet çocuklar. Bir dönemin daha sonuna geldik. Yaz günlerinizi keyifle geçirmenizi ister, iyi tatiller dilerim. Ama ödevlerinizi yapmayı unutmayın, bir dahaki eğitim yılının ilk gününde kontrol edilecektir. Bazı kız öğrencilerimizin akıllarında da soru kalmasın: bir dahaki eğitim yılında ilk gün sivil gelemezsiniz. Hepinizin üniformaları var zaten. Şimdi ise ikinci dönemimizin başında, aramıza katılmış profesör Zhang Yixing'e bırakıyorum mikrofonu."
"Eeh, merhaba çocuklar..."
Ortalığı bir anda kız çığlıkları basınca zavallı öğretmen susmak zorunda kalmış, umutsuzca hemen yanında duran üniversite müdürü, Johnny'ye bakmıştı. Adamın ise tınladığı yoktu hiçbir şeyi. Artık evine gitmek ve minik oğlu ile eşi Jaehyun'a kavuşmak istiyordu.
(YN: Johnny Suh, Jung Jaehyun, NCT 127 üyeleri.)Yixing ona bakmaktan vazgeçtikten sonra derin bir nefes verdi, mikrofona uzanıp kapanış konuşmasını yapmaya başladı. Neyse ki tüm öğrenciler sessizce dinlemişti onu. Klasik bir konuşmaydı: üniversitede sonradan çalışmasına rağmen kolay kabul edildiği için teşekkürler, güzel bir dönem geçirdiği için teşekkürler, destekler için teşekkürler, teşekkürler için teşekkürler.
Yaklaşık yarım saatin ardından herkes dağılmış, mezun olanlar olmuştu. Renjun, Chenle ve Jisung, Jeno ve Jaemin ikinci sınıf öğrencileri olmuştu. Mark ve Donghyuck ise birer üçüncü sınıflardı artık.
Renjun oflaya puflaya elini mavi saçlarına daldırdı.
Bu hareketi siyah saçlı, uzun boylu birinin bayağı ilgisini çekiyordu.
Neyse ki son gün sivil gelmelerine izin vermişlerdi de bu sıcak havada gömlek yerine beyaz tişört ve şort giymişti. Hemen yanında duran Jisung ile göz göze geldiğinde uzun olan gülümsedi.
"Buz patenine ne dersin? Aylardır evden okula okuldan eve bıktık ikimiz de."
Renjun geri gülümsedi arkadaşına. Onu onaylayacağı sırada arkasına bir şeyin zıpladığını hissetti ve irkildi. Omzunun yanından uzanan tupturuncu saçlar ve şeftali kokusu ile Jisung'a bakış attı hemen. Kıkırdamasını tutmaya çalışıyordu çünkü farkındaydı ki omzu üstünden sarkan minik beden, en yakın arkadaşını gözleriyle yiyip bitiriyordu şu an.
Renjun boğazını hafifçe temizledikten sonra Chenle'yu kendinden uzaklaştırdı.
"Jisung-ah, sanırım bir arkadaşımız da bizimle buz patenine gelmeli."
Jisung kızarıp bozarmaya başlarken Chenle hevesle Renjun'e bakmış, omuzlarından tutup sarsmıştı onu.
"Hayatta tek gelmem! Malum, belli mi olur..." Mavi saçlının omuzlarını serbest bırakırken sırıttı ve en uzunlarına baktı. "Jisung beni yer orada... falan. Bu yüzden Jaemin ve Jeno da gelsin!"
"Ne? Chenle, hayır- Kahretsin."
Renjun daha itiraz etme fırsatı bulamadan fırlayıp gitmişti Chenle.
Jisung ile Renjun, Jeno ile de Jaemin aynı sınıftaydı. Chenle ise onlardan farklı sınıfta olduğu için canı sıkılmıyor değildi ama bu onun için sorun da değildi. Yılın başından beri tek amacı Jisung'u yatağa atmaktı. Çok beklediğini bile düşünüyordu.
Renjun ve Jisung'u yalnız bıraktıktan sonra birkaç dakikalığına kayboldu kalabalıkta. Döndüğünde tek kişi değil, üç kişi değil, tam beş kişi olarak gelmişti: boş bakışlı Jeno, somurtan Jaemin, şaşkın şaşkın etrafına bakınan Donghyuck ve yüzünde mahçup bir gülümseme ile Mark.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yedi renkli manolya // nct dream ✔️
Fanfiction[bxb] Renjun, Jeno ve Jaemin'den kaçıyordu. Chenle, Jisung ile oynuyordu. Donghyuck, Mark'ı ciddiye alamıyordu. Aslında her şey normal bir üniversite öğrencisinin yaşayacağı türdendi. Ama Jisung bilmiyordu ki bu yaz tatili sağ salim bitmeyecekti. ...