1.7K 170 307
                                    

BİR AY SONRA

Jisung elindeki muzlu sütü Jeno'ya uzattı somurtarak. Sırf bir şeyler öğrenebilmek için ona süt aldığına inanamıyordu ama çekecekti artık.

Jeno'nun yanına oturup sırtını duvara yasladıktan sonra ona baktı sessizce. Bunun üzerine Jeno sütü hemen yanına bırakmış, cebinden çıkardığı bonibon paketini açmış ve içindeki küçük çikolataları yemeye başlamıştı. Paketi Jisung'a uzattı sonra. Küçük olan bir şey anlamasa da çikolatalardan bir tane aldı ve ağzına atarken mırıldandı.

"Muzlu süt istediğini sanıyordum..."

"İstediğim süt öyle değildi, sen fazla masumsun Jisung."

Jisung anlamsızca gözlerini kırpıştırırken Jeno gülmüştü.

Paketi bıraktıktan sonra plastik pipeti süt kutusuna batırdı, hemen yanında oturan küçüğüne uzattı.

"Süt içmeyi sevmiyorum ben, sen iç de az vücudun gelişsin. Bu kadar masumken nasıl Chenle'ya karşı aktif olduğunu iddia ediyorsun?"

"Hey! Sen bunu nereden biliyorsun?" dedi Jisung baştan aşağı kıpkırmızı kesilirken. Jeno sırıttı.

"Bilmeyen mi var? Seni gözleriyle yediğini biliyorsun Jisung. Hem Chenle'nun Jaemin ve benim arkadaşım olduğunu da biliyorsun."

"Bilmez miyim," diye somurtmuştu Jisung gözlerini devirirken. "The pervert trio."

"Haha, iyiymiş! Kim buldu bunu?"

"Renjun en başından beri öyle diyordu size..."

Renjun'in adı geçtiğinde ikili sessizleşmişti. Üniversitenin çatı katındalardı ve aşağı uçmadıkları sürece orada durmalarında bir sıkıntı bulmuyordu öğretmenleri.

Jisung, yaklaşık bir aydır iyice içine kapanan Renjun'e endişeleniyordu. Üstüne üstlük Jaemin ve Jeno ona bulaşmaz olmuşlardı, Renjun de inatla hiçbir şey anlatmıyordu. Jisung da biraz daha aklı başında olan Jeno ile konuşmayı tercih etmişti.

Jisung sıyırmak üzereydi artık, arkadaşı gözlerinin önünde eriyip gitmeye başlamıştı resmen ve bu onu korkutuyordu.

Jisung'un içindeki sıkıntı yüzüne de yansıyınca Jeno ofladı.

"Arkadaşına ne olduğunu bilmiyorum ama Jaemin de hiç iyi değil. Renjun'i ne zaman görse sürekli kaçıyor. Tek bildiğim bir gün revirde oturup konuştukları. Jaemin yorgun olduğu için uyumaya gitmiş ama daha uyuyamadan Renjun gelmiş, uyuduğunu sanıp hoşlandığını söylemiş. Ve sadece Jaemin'den değil... benden de. Sikeyim ya."

Jeno bunları kendisine kızarak söylemişti. Jaemin'den hoşlanıyordu ama söylemeye çekiniyordu. Renjun'i çok tatlı buluyordu, bu da doğruydu...

Ama Donghyuck...

"NE?!"

Jisung elindeki sütü şok içinde düşürürken Jeno başını salladı yavaşça. Ne yani, Renjun hem Jeno hem Jaemin'in mi hoşlanıyordu?

"Bunların hepsini geçen gece ağlaya ağlaya anlattı. Jaemin seks sırasında ağlamazdı hiçbir zaman, durmak istediğimde -çünkü canı çok yanıyordu- zorla devam etmemi istedi. Üç gündür bu yüzden okula gelmiyor zaten. On sekiz saat seks mi olur lan?"

Jeno kendi kendine hayıflanıp Jaemin'i anlatırken yanında dehşete düşmüş küçük bir bedenin olduğunu unutmuştu.

Jisung'un yanakları kırmızının ellinci tonuna bürünmüştü büyüğü konuşurken, Jaemin ve Jeno'nun yakın olduğunu biliyordu ama öyle... şey pozisyonlarda hiç düşünmemişti. Üstüne üstlük Jaemin'in Jeno'ya, aynı Chenle gibi, hatta çok daha azgın bir pasif olduğunu öğrenmesi hiç iyi değildi mental sağlığı için.

Zor da olsa toparlanabildiğinde hemen dudaklarını ıslattı.

"Jaemin, Renjun'den hoşlanıyor mu?"

"Bilmiyorum."

"Peki sen ve Jaemin çıkıyor musunuz?"

"Hayır."

"Sen Renjun'den hoşlanıyor musun?" Jisung bunu sorarken kendisi de şaşırmıştı. Yine de olma ihtimali vardı, Jeno ve Jaemin'in davranışları birbirinin aynısıydı. Sadece Jeno'nun kesme biçme huyu yoktu- en azından şimdilik.

Jeno ise bu soruya karşı afalladı. Soruya karşı hiçbir fikri yoktu çünkü, tıpkı uzun zamandır Jaemin'e karşı hissettiği şeylere isim bulamaması gibi. İşin daha değişik kısmı da Jaemin ondan farksızdı. Kötü olan şey ise Jeno'nun zaten bir sevgilisinin olmasıydı.

Jeno ve Jaemin, birbirleri hakkında daha ne hissettiklerini bile bilmezken bir de Renjun'i düşünemezlerdi.

Elindeki bonibon paketini buruşturup cebine koyarken yavaşça yutkundu Jeno, omuzlarını silkti. Umursamaz görünmeye çalıştı yanındaki küçüğe.

"İnan bilmiyorum. Neyim ben, Akinatör mü?"

"Peki Jaemin bipolar, psikopat, her neyse işte, o şeylerden mi?"

"Hayır. Onu yüz iki farklı psikoloğa ve doktora götürdü büyükannesi ve babası, değil. Akıl sağlığında hiçbir problem yok. Sadist veya mazoşist de değil. Anlayacağın Renjun'a keyfiyen bulaşıyor benim gibi. Bunu herkese yapıyor."

"Yüz iki mi... Çüş."

Kısa bir sessizlik oldu ve Jisung ayağa kalktı. Çatı katını terk ettikten sonra koşa koşa sınıfına, mavi saçlı arkadaşının yanına gitmişti. Hiçbir şey demeden Renjun'un bileğini kavradı ve çekiştirerek ilk boş sınıfa soktu. Farkında olmadan Chenle'nun ve arkadaşlarının sınıfına gelmişti ama onlar büyük ihtimalle yüzme dersleri olduğu için gitmişti.

Jisung, Renjun'i bir sandalyeye oturttuktan sonra hemen önündeki masaya oturdu ve ona bakmaya başladı.

"Seni dinliyorum, Renjun."

"Ben..."

Renjun daha fazla kaçamayacağını anladığında yanaklarını şişirerek bakışlarını kaçırdı.

"Sen Chenle ile birlikte Mark hyungu aramaya gittiğinde ben de revire inmiştim ya. Jaemin'i uyurken gördüm. Yanına oturdum... ve ondan hoşlandığımı anlattım. Ve Jeno'dan. Meğer uyumuyormuş."

Derin bir nefes vererek devam etti Renjun, arkadaşına bakmaya korkuyordu.

"İlk tanıştığımızdan beri benden çok hoşlanıyormuş ve bunu Jeno'ya da söylemiş. Hatta Jeno da beni hoş bulduğunu söylemiş... Ama bunu birisi öğrenince onları tehdit etmiş. Jaemin'in de Jeno'nun da erkeklerden hoşlandığını saklama gibi korkusu yok, bunu herkes biliyor. Jeno ile birlikte olup olmadıklarını da sordum... Çok kez yatmışlar ama duygular açısından ikisinin de kafası karışık olduğu için üstünde hiç düşünmemişler."

Renjun derin bir nefes verdikten sonra diliyle dudaklarını ıslattı ve devam etti.

"Tehdit edildiği için aylardır bana bu kadar zarar veriyormuş Jeno ile birlikte. İkisini bir aptal tehdit etmiş... Ve bunları anlatırken o kadar üzüldü, o kadar gözleri doldu ki... Be-ben-"

"Şşşh, tamam."

Jisung, Renjun'in gözlerinin ıpıslak olduğunu gördüğünde masadan indi ve arkadaşına sarıldı sıkıca.

"Her şey iyi olacak tamam mı? İkinize de kimse zarar vermeyecek. Jaemin'i ve Jeno'yu kimin neyle tehdit ettiğini bilmediğimiz için ona biraz zaman vermeliyiz. Ve senin de zamana ihtiyacın var Renjun, birbirinize açıldınız ve bu kolay bir şey değil. Hele böyle bir durumda hiç değil."

"Tamam..."

Jisung, kendisinden daha kısa olan sevimli arkadaşı iyice rahatlayıp gevşeyene kadar saçlarını okşadı. Onun da kafası allak bullak olmuştu.

Her şey iyi olacak mıydı ki?

yedi renkli manolya // nct dream ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin