Aradığım ve sende olmayan her şeyi.....

533 23 11
                                    

Perdemden sızan günün ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Bu kadar erken saatte kalkmama ben de şaşırmıştım. Malum her sabah bizimkilerin beni uyandırmak için kılı kırk yardıklarını biliyorsunuz. Aniden yatağımda doğrulmamla başımda yıldızlar uçuşmaya başladı bir kaç saniye sonra geçtiğine emin olduğumda ayağa kalkıp tweety'li terliklerimi ayağıma geçirip banyoya adımladım. Ayılmak için yüzüme bir kaç defa soğuk su çarptıktan sonra odama geri dönüm üstüme bir şeyler geçirdim.Dolaptan ilk elime gelen mom jeans pantolonumu üstüne beyaz düz t-shirtimi giyip siyah deri ceketimi elime alıp mutfağa kahvaltı hazırlamak için indim.Saaate baktığımda 7:26 olduğunu görüp biraz aceleyle hızlıca bir şeyler hazırlayıp bizimkileri uyandırmaya gittim.


berfin: Berke....

berke:.......

berfin:Berke....LAN BERKEE!!

berke korkuyla yerinden sıçrayınca ben de bunca zamana kadar onun bana yaptıklarının intikamını almışçasına sevinip kollarımı birleştirdim Berke'ye dönüp...

berfin: Hadi bekoş kahvaltı hazır eğer kalkmazsan senin yöntemlerini senin üstüne uygulayacağım....

Hemen sürahi yöntemi olduğunu anladı ve aniden yataktan fırlayıp banyoya kaçtı.......
Ben de sıradaki kurbanım kürşata yöneldiğimde yılların acısını çıkarmanın verdiği sevinçle seke seke kürşatın odasına giderken yağız odasından çıkıverdi.....her zamanki gibi her sabah kalktığında dağılmış saçları ve uyku mahmuru gözleriyle bana gülümseyerek baktı. Yanından geçip kürşatın odasına doğru giderken yanağına bir öpücük kondurdum. Bir iki adım sonra vardığım kükünün odasını kapısını usulca aralayıp parmak uçlarımda uyandırmadan yanına yaklaştım. Hangi yöntemle uyandırmam gerektiğini düşünürken bir anda beni en hassas noktam olan belimden gıdıklamaya başlayan parmaklarla kahkahalar arasında ona durmasını söylüyordum ama nafile kükü benden önce davranmıştı. Neredeyse altıma işeyecek duruma geldiğimde zor da olsa elinden kurtulup kendimi salona attım. Bir kaç dakika koltukta oturduktan sonra üçü de masaya oturup tıkınmaya başladılar. Ben de yanlarına oturup bir parça ekmeği yedikten sonra iştahımın olmadığını anlayım sofradan kalktım.


kürşat:nereye befo?

berfin: Ceketimi falan alıcam çantamı hazırlıyıcam.

yağız: İyi de hiçbir şey yemedin ki güzelim?

berfin: İştahım yok gerçekten olsa zaten yerdim.

yağız: iyi tamam sen bilirsin,ama acıkırsan ye bir şeyler hemen tansiyonun düşüyor yoksa.

yağıza gülümseyip odama doğru çıkarken kendimce düşünmeden edemedim.....
Ne kadar iyi tanıyordu beni,e tabi 13 yıldır beraberiz bi zahmet..

deri ceketimi alıp beyaz converse'lerimi de giydikten sonra salona indim. Berke hala ağzına kışlık saklayacak gibi bir şeyler tıkıştırırken yağız da onu sofradan kaldırmaya çalışıyordu. Geldim diye neşeli bir tonda onlara dönerken berke de son bir parça ekmeği ağzına tıkıp, ağzındakilere çiğneyemeden konuşup bir şeyler söyledi ama bu sefer hiçbirimiz tercüme edemedik..

15 dakika sonra okula vardığımızda Cemreleri görüp selam vermem ve sınıfa çıkmamız derken kendimi sınıfta buldum.Diğer okulumuzda ders 8:30 da başlarken burada 9:15 de başlaması sabahları biraz muhabbetimizi arttırıyordu. Biz yine havadan sudan sohbet ederken yanımıza iki tane kız geldi.

ışıl: selam ben ışıl

kendini daha çok yağıza tanıtırcasına adını söyleyen kızın bu davranışlarından ilk saniyeden gıcık olunacak tiplerden olduğunu anladım ve öyle de oldu....
ışılın yanındaki kız kendini sude diye tanıtırken daha içten biri olduğuna vardım...en azından dışarıdan öyle gözüküyordu.

Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin